Son zamanlarda bazý gazete köþelerinde Abdullah Gül, Ahmet Davutoðlu ve Ali Babacan isimlerinin yer aldýðý yeni bir parti oluþumuna dair yazýlar çýkýyor.
31 Mart seçimlerinde AK Parti’nin baþarýlý olamamasý durumunda yeni parti kurulmasýnýn beklenebileceðini, Gül’e yakýn isimlerden fýsýldayanlar da var. Objektif siyasî analiz yapýyormuþ gibi kalem oynatsalar da, Gül’lü, Davutoðlu’lu bir parti için yanýp tutuþtuklarýný gizleyemiyorlar…
11. Cumhurbaþkaný Gül ve eski Baþbakanlardan Ahmet Davutoðlu, bu iddialarla ilgili henüz bir açýklama yapmadýlar.
Doðrusu, ben de konuyu bu safhada ele almak istemedim.
Ancak Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoðlu’nun ifadeleri meseleyi dedikodu, þayia, söylenti olmaktan çýkardý.
Karamollaoðlu þöyle diyor (Saadet Partisi Genel Merkezi’nde T24’ün sorularýna verdiði cevaplardan):
(Soru: Seçim sonrasý siyasette yeni bir tablo oluþabileceði söyleniyor. Abdullah Gül, Ahmet Davutoðlu ile o temas sürüyor mu? Aktif siyaseti sizde ya da baþka partide yapma düþünceleri var mý?)
“Düne kadar AK Parti’de politika yapýp, artýk bu iþin böyle gitmeyeceðine inanan ciddi bir kadro var. Abdullah Gül bunlardan bir tanesi. Gönül rahatlýðýyla gittim, (Cumhurbaþkanlýðý adaylýðý) teklif ettim. O zaman ittifak olsa aday olabilecekti. Sadece Gül için demiyorum. Ýktidar partisinin içinde görevi olmayan eski bakanlar, vekiller, belediye baþkanlarý, yüzde 90’dan fazlasý AK Parti’den kopmuþ vaziyette.”
Sayýn Karamollaoðlu, ayný röportajda þunlarý da söylüyor:
“Þu anda yapýlan baský, 28 Þubat’ta yapýlan baskýdan daha fazla. Ben 28 Þubat’ta bu kadar endiþelenmedim.”
Abdullah Gül ekibinin, toplumda kendileriyle ilgili bir heyecan, beklenti vehmetmeleri siyaset zemininin cilvelerinden baþka bir þey deðil. Bütün umutlarý, Erdoðan ve AK Parti’nin 31 Mart’ta tökezlemesine baðlý. Bir de demek onlar da Karamollaoðlu gibi, eski bakanlarýn, milletvekillerinin, aday yapýlmayan belediye baþkanlarýnýn, aday adayý gösterilmeyenlerin yüzde 90’dan fazlasýnýn AK Parti’den kopmuþ vaziyette olduðuna inanýyorlar. Bu küskünlerin AK Parti tabanýnda etkileri olacaðýný hesap ediyorlar.
Yani 31 Mart’tan sonra büyük bir darý ambarý oluþacak! Gül ve ekibinin önünde yýðýlan çaresiz insanlar, “kurtarýn bizi” diye yalvar yakar olacaklar…
Hâlbuki Cumhurbaþkaný Erdoðan, AK Parti tabanýnýn Gül ve ekibine nasýl baktýðýný, 20 Ocak 2019’da Ordu'da partisinin belediye baþkan adaylarý tanýtým toplantýsýnda dramatik þekilde söyledi:
"Siyasetin bir hasbiliði vardýr, bir de hesabiliði vardýr. Hasbilik ideal olanýdýr. Ne çektiysek hesabi olanlardan çektik. Onlar, yol ve dava arkadaþý olmadýlar. Yolda býraktýlar. Yola çýktýk milletvekili oldular, belediye baþkaný oldular, bakan oldular, ama trenden indiler. Trenden inenler de bir daha zaten bu trene binemediler ve binemeyecekler."
Yeni parti umutlarý, beklentileri; hep “Erdoðansýz Türkiye” hesaplarýna dayanýyor.
Gezi olaylarýndan beri ayný ekipler, mahfiller, CHP, vesayet kalýntýlarý, bilhassa 15 Temmuz ihanetinin elebaþý Pensilvanya’daki FETO, “Erdoðan gitsin de isterse Türkiye batsýn” diye tepinip duruyorlar.
Erdoðan, millete yaslandýðý için kazanýyor.
Karþýsýndakiler ise hâlâ ekonomik ve siyasi bir kaos olsun da Erdoðan çelmelensin beklentisi içinde.
Yoksa Trump’ýn Venezuela'daki Juan Guaido'su gibi Türkiye’de de geçici baþkanlýk düþü görenler mi var?