Tribünlerin rengi

Sporda şiddetle ilgili geçtiğimiz haftalarda yapılan çalıştayda, statlardaki siyasi ve idolojik tezahüratlarla ilgili kararlar alındı. Tribünlerde spor ahlakına uymayacak davranış ve tezahüratların içine siyasi ve ideolojik anlamdaki tezahüratlar da dahil edildi. Uluslararası normlarda bu tür tezahüratlar yasak. Pek sık rastlanılan bir durum da değil. Son zamanlarda tribünlerde bulunmanın anlam ve önemi bazı kesimler tarafından tamamen değiştirilmeye çalışılıyor.

Tribünde yerini alanların ortak heyecanı kulüp sevgisi, renk aşkı ve futbol sevdasıdır. Orada aynı renklere gönül verenlerin takımlarıyla ilgili duygularını, heyecanlarını, sevinç ve üzüntülerini paylaştıkları bir atmosfer vardır.

Futbolseverlerin tribün terörü dediğimiz şiddet ve küfürle gelişen olayları başlatan holiganlardan ve kendini bilmez bazı gruplardan çektiği sıkıntılar vardı. Şimdi bu gruplara ek olarak bir de amacı sadece gönül verdiği takımını desteklemek olan gerçek taraftarı, siyasi tezahüratlarla başka mecralara çekip, kendilerine kalkan yapan gruplar çıktı. Statlar spor alanlarıdır. Bunun dışındaki durumlar sporun ruhuna da aykırıdır. Buna izin verilmemeli, gerçek taraftarın futbol keyfi engellenmemeli, aralara sızan kötü niyetliler, alınacak önlemlerle ayıklanmalıdır. Bu yapılırken birden bire maça giden insanları polis ve yargıyla korkutmamak gerek.

Statlara girerken alışılmışın dışında, abartarak pankart kontrolleri yapmak, insanları baskı altına almak iyi bir uygulama değildir. Bu uygulamalar futbol için maça giden insanları da rahatsız eder ve tepkisini çeker. Durup dururken statlarda da kriz çıkarmanın anlamı yok. Yöneticiler futbol seyircisini potansiyel suçlu durumuna sokmamalı. Kaldı ki bu güne kadar siyasi tezahürat kategorisine sokacağımız protestolar, insanların ortak vicdani rahatsızlıklarını dile getirmelerinden ibaret olmuştur. Herkes kabul eder ki vicdanın en önemli özelliği tüm insanların ortak buluşma duygusudur. Bir insanın vicdanına göre hissettikleri, aynı koşullarda diğer insanların vicdanı için de geçerlidir.

Kabul ediyorum bunların yeri statlar değildir. Sonuçta statlarda da yapılan bir kaç spor dışı tezahürat, doğasında bir kaç tekrardan sonra bitecektir. Bu yüzden alınacak önlemlerin yanlış anlaşılmalara yol açmaması için gereken hassasiyet gösterilmelidir. Seyircimiz, futbolun ana sponsoru, rengi, her şeyidir. Taraftarlar,  kulüp yöneticisinden, idarecisinden on yıl daha ileridedir. Onları baskı altına alıp sporumuza darbe vurmayalım.