TRT hata mı yaptı?

TRT, ani bir açıklamayla Eurovision’dan çekildiğini duyurdu. Duyuru ani oldu ama açıklamaya bakarsak öncesinde müzakere edilmiş, kafa yorulmuş bir karar bu. Müzakereyle alınan her karar doğru olacak diye bir şart yok elbette, o yüzden bu kararı ve TRT’nin tavrını adım adım sorguluyalım...

***

TRT yönetimi son dönemde Eurovision için son derece cesur seçimler yaptı. Yöneticilerin seçtikleri sanatçıların hayranı ya da tutkulu bir dinleyicisi olduklarını zannetmiyorum. Piyasa koşulları neyse ona göre seçilmiş isimlerden bahsediyoruz. Buna karşın seçilen ekipte ya da koreogrofide yer alan kadınların kıyafetlerinden, seçilen sanatçının dinine kadar tartışılmayan şey bırakılmadı.Yani TRT ağzıyla kuş tutsa, “İstemem, vejeteryanım” diyen, demeye hazır bir grup hep var ve görünen o ki daha da olacak...

***

Ancak TRT içeride yaşanan tartışmalardan rahatsız olup böyle bir karar almış olsaydı hata etti derdim.Zira yapılan her işi beğenen ya da beğenmeyen, iyi niyetle öven ya da kötü niyetle söven insanlar her zaman olacaktır. Övgü kadar eleştiri de var diye birşeyi yapmaktan vazgeçmek doğru olmaz... Ancak TRT yönetimi diyor ki “Eurovision’un ayrıcalıklı 5 üyesi başarılı olamadıkları için oylama sistemi değişti, halk oyu ortalaması yüzde 50’ye indirildi. Biz doğrudan finale ayrıcalığına ve onların keyfine göre oylamaya karşıyız.” Eğri oturup doğru konuşalım Eurovision’da puanlar ya siyasi duruma göre veriliyor ya da yurt dışında yaşayan yabancı vatandaş sayısına göre. Milyonlarca insanımız yurt dışında olduğu için Allah var bu işin ekmeğini çok yedik, değişiklik sıkıntı yaratacaktır. Doğrudan finale katılmaya gelince, İngiltere son yıllarda hep sonuncu oldu, yarışma coğrafyasında yaşayan milyonlarca İngiliz yarışmaya ilgi gösterse televoting tahminen kalkmazdı...

***

Eskiden Abba’yı ya da Johny Logan’ı yaratan Eurovision devrinde değiliz artık. Kalite düştü, kitlelere ulaşım kolaylaştı. Tüm dünyanın kaderinin sadece BM Güvenlik Konseyi’nin iki dudağı arasında olmasına karşı çıkan bir Türkiye, aleyhine olacak bir gelişmeye dair ayrıcalıklı ülkeler olmasını elbette kabul etmeyecektir. Dolayısıyla karar ilkesel açıdan doğrudur ki ilke doğruysa kalan kısmı teferruattır...