“TRT yeter ama’’

Çarşamba gününün gündemi, siyaset, iç güvenlik paketi, Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı görevinden ayrılıp milletvekili adayı olması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda yaptığı açıklamalar. Çarşamba akşamı Başbakan Davutoğlu, ekranda TRT Haber ve Spor Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün sorularını yanıtladı. Çarşamba gecesi bir sürü tartışma programında Davutoğlu’nun açıklamaları üzerine yorumlar yeniden kuruldu. 

Geldik Perşembe gününe.  Piyasalar hareketli, döviz ve faiz tartışmaları sürüyor gözler Merkez Bankası’nın 24 Şubat’ta yapacağı toplantıda. Ekonominin dümenindeki isim Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, piyasaların en hareketli olduğu saatlerde, yine TRT’de bu kez Nasuhi Güngör ve Serhat Akça’nın sorularını yanıtladı.

Program bitti 5 dakika sonra telefonum çaldı.  Arayan özel sektöre ait büyük bir bankada üst düzey yönetici olan bir arkadaşımdı. Merhaba bile demeden söze girdi, “Nasuhi Güngör’ü tanıyorsun değil mi?” diye sordu, önce merhaba desene, tanıyorum, ne oldu dedim. “Çarşamba akşamı yapacağım toplantıyı Başbakan yayınından dolayı bugüne ertelemiştim, bugün de Ali Babacan yayını var diye aynı toplantının saatini değiştirmek zorunda kaldım.Yeter ama izin versinler de bir çalışalım” diye söylendi sonra da gülmeye başladı.  İşin latife kısmıymış bu ve asıl söylenmesi gerekeni sonra söyledi: “Biz siyasi analizlerden çok meseleleri birinci ağızdan dinlemeyi ve sonra kendi değerlendirmelerimizi yapmayı severiz. Son 16 saatte gözümüzü TRT’den alamıyoruz. Hakikaten iyi iş yaptılar, kutlamak lazım” diye bitirdi.  “Siyasi analizden çok birinci ağızdan dinlemek” bu cümle önemli zira bu durum sadece piyasa aktörleri değil herkes için geçerli. 

***

Çarşamba gecesi diğer kanallara da baktım. NTV’de Ahmet Arpat’ın moderatörlüğünde Mustafa Karaalioğlu ve Murat Yetkin, konuştular, iyi yayın oldu. Cnn-Turk’te yine fena bir kavga ve bağırış çağırış vardı, sloganlı konuşmaları sevmem, geçtim hemen. Aynı saatlerde gazetelerin internet sitelerinde TV8 ekranında yaşanmış zenginlik ve görgüsüzlük kavgasına dair videolar dönüyordu. Aklıma Orhan Veli’nin mısraları geldi:  “Bir elinde cımbız, diğerinde ayna, umurunda mı dünya...”