Trudeau Brüksel’e gitmeyince, AB nereye gidecek?

Kanada ile AB arasýnda Kapsamlý Ekonomi ve Ticaret Anlaþmasý (CETA), dün Brüksel’de yapýlacak törenle imzalanacaktý. Ancak AB tarafýndan gelen itirazlar nedeniyle Kanada Baþbakaný Trudeau, Brüksel ziyaretini iptal etti.

Taraflar arasýndaki müzakereler 2009-2014 yýllarý arasýnda ve gizli olarak sürdürüldü. Söz konusu gizliliðin nedenleri tam olarak bilinemese de muhtemelen bu durum ABD-AB arasýnda imzalanmasý yýlan hikayesine dönen TTIP anlaþmasý ile ilgili. Yorumlara göre CETA AB’nin direndiði TTIP anlaþmasýný arka kapýdan hayata geçirmeye yönelik bir düzenleme.

Anlaþma, 300 sayfalýk ana metin ve 1300 sayfalýk eklerden oluþuyor. Anlaþmada, taraflar arasýndaki ticarette gümrük vergilerinin % 98 oranýnda düþürülmesini, karþýlýklý yatýrým kolaylýklarýný, yatýrýmcýlarýn serbest dolaþýmýný, vize kolaylýklarýný ve benzeri ticaret-yatýrým serbestisini saðlayacak hükümler bulunuyor. Özü itibarýyla sanayi ve hizmet kesimleri arasýndaki iliþkileri geliþtirmeyi öngören anlaþma, “yeni nesil” ekonomik anlaþma olarak tanýmlanýyor.

Anlaþma metninde en belirsiz olan kýsým ise taraflar arasýnda bir anlaþmazlýk çýktýðýnda, bunun nerede çözüme kavuþacaðý ile ilgili.

Valonlardan AB sabotajý

Kanada baþbakanýnýn Brüksel ziyaretini iptal etme nedeni ise anlaþmadaki bazý belirsizlikler deðil. Anlaþmanýn imzalanmamasýnýn nedeni, AB üyesi ülkelerin kendi aralarýnda uzlaþmayý becerememiþ olmalarý. Öncelikle, söz konusu anlaþmanýn AB’ye çok da büyük bir yarar getirmeyeceði dile getirilmiþti. Ardýndan, anlaþmanýn AB’deki tarým sektörüne zarar vereceði ve küçük ülkelerin bu anlaþmadan yararlanamayacaðý savunulmuþtu; ki zaten erteleme gerekçesi olarak da bu konu öne çýktý.

Tarým sektörünün zarar göreceði ve sürecin sadece çok uluslu firmalar lehine olacaðý iddiasý ise AB’nin karar organlarýndan deðil, Belçika’dan geldi. Ancak belirtelim, anlaþmanýn ertelenmesine yol açan itiraz Belçika merkezi hükümetinden de gelmedi. Anlaþma Fransýzca konuþan ve daha çok tarým sektöründe öne çýkan Valon Parlamentosu’nda onaylanmadý.

Böylece AB-Kanada toplam ticaret hacminde % 0,45’lik bir paya sahip 3.5 milyonluk Valonlar, 500 milyonluk AB’yi bir anlamda sabote etmiþ oldu.

AB’nin büyük üyeleri, devlet bile olmayan bir yapýnýn tüm süreci böylesine sarsacak bir karar almasýna kýzmýþ olsalar da, Valonlarýn birçok kesimin endiþelerine yanýt verdiði de bir gerçek.

AB’de gelecek endiþesi

“Büyüðün kaderine küçüðün karar vermesi” meselesi, AB’de uzun yýllardan beri tartýþýlan bir konu ve bu olayla tartýþma yeniden alevlenmiþ durumda. Söz konusu tartýþma hem demokrasi kapsamýnda, hem de AB’nin geleceði çerçevesinde yapýlýyor.

Demokrasi konusu, Belçika hukuku deðil, Belçika sisteminin AB merkezini baðlayacak bir duruma karþýlýk gelmesi kapsamýnda ele alýnýyor. Dolayýsýyla AB mekanizmasýnýn demokratik yeniden yapýlanma ihtiyacý sadece büyük devlet-küçük devlet ya da çok nüfus-az nüfus üzerinden deðil, halklar nezdinde ortaya çýkýyor.

ABD-AB arasýndaki TTIP anlaþmasýnýn kuzeni olarak tanýmlanan bu anlaþmanýn bir dizi fiyaskoya kurban gitmesi, bundan böyle AB’nin imzalayacaðý tüm ticaret anlaþmalarýnda, özellikle de TTIP’de umutsuz bir geleceðe iþaret ediyor.

AB, Kanada gibi bir ülkeyle bile bir anlaþmayý 10 yýl görüþüp imza aþamasýna getiremiyor ise baþka ülkelerle benzerlerini yapma þansýna yakýn gözükmüyor. Bu da, AB’nin yeni piyasalara açýlmasýný giderek zor hale getiriyor. Sadece bu olay bile, AB’nin yeniden geniþleme zamanýnýn geldiðini göstermeye yetiyor.