F.Gülen’in Pensilvanya’dan son haftalarda gönderdiði mesajlar; “Kasým’da çok güzel þeyler olacak, cezaevleri boþalacak, yeniden geliyoruz...” yönündeydi. Yalancý çobanýn inananý kalmadý ama FETÖ’cüler hala “asrýn kurtarýcýsý”nýn bir mehdilik yapacaðýndan emindiler.
Kasým’da ne olabilirdi? Kimisi, kripto FETÖ’cülerin yeni bir darbe giriþimi gibi anladý umut zehrini. Hâlbuki Gülen, Hillary Clinton’ýn ABD Baþkanlýk seçimini kazanmasýný iþaret ediyordu. Gülen, Clinton baþkan seçilirse, kendisinin Türkiye’ye asla iade edilmeyeceðine ve Cumhurbaþkaný Erdoðan üzerindeki baskýnýn artacaðýna inanýyordu. ABD’nin Suriye’de PYD ve PKK’ya desteðini artýrmasýna, Türkiye’nin köþeye sýkýþtýrýlarak Erdoðan’dan kurtulmak için yeni bir algý operasyonuna bel baðlamýþtý.
Trump, F. Gülen’in hayallerini yerle bir etti.
Clintonlar ile Gülen’in iliþkisi görülmemiþ yakýnlýkta idi. Gülen’in bir adamý, Hillary Clinton’ýn New York senatörü seçildiði 2000 yýlýndan itibaren manevi evladý gibiydi. Bir baþka adamý da Hillary Clinton’ýn yakýn çalýþma ekibindeydi. Cemaat içinde bu yakýnlýk öylesine abartýlýyordu ki, Türkiye’de, “Baþkan Clinton, önemli konularda Beyaz Saray’da Hocaefendi ile sürekli istiþare ediyor” diye konuþuluyordu...
Öyle böyle deðil, ABD tarihinde, Türkiye’den gidenler arasýnda hiç kimse bir ABD Baþkaný ile F. Gülen’in kurduðu yakýn iliþkiyi kurmamýþ/kuramamýþtýr. Türkiye’den toplanan himmet paralarýnýn, Clinton Vakfý’na gittiði, Hillary Clinton’ýn seçim çalýþmalarýnda harcandýðý iddialarý Trump’ýn ekibini rahatsýz etti.
Trump’ýn dýþ politika danýþmaný Walid Phares, Amerikan Türk Konseyi’nin (ATC) Washington’daki yýllýk toplantýlarý sýrasýnda, ABD’deki Gülencilerin Clinton Vakfý ve Clinton Küresel Giriþimi’ne yaptýklarý baðýþlarla ilgili olarak; “Bizim Clinton Vakfý’yla ilgili çok endiþeli olduðumuzu herkes biliyor. Bir NATO üyesi olan Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüðü kiþilerin, Clinton Vakfý’na baðýþ yapmýþ olmasý þoke edici olur. Trump yönetiminin ilk bakacaðý dosyalardan biri bu olacaktýr” diye konuþtu.
Yine Donald Trump’ýn siyasi danýþmaný Peter Navarro, geçtiðimiz Temmuz sonunda National Interest sitesinde yazdýðý, “Hillary’nin Türkiye’deki darbeyi desteklemekle suçlanan gizemli Ýslami din adamýyla baðlarý” baþlýklý yazýsýnda þöyle dedi: “Gülen ABD’ye karþý gizli ya da kültürel tehdit oluþtururken, Türkiye’deki demokrasiye ve istikrara karþý da bir dýþ tehdit. Bu nedenle Hillary’nin potansiyel Gülenci finansal baðlantýsý oldukça alarm verici...”
Obama yönetimi F. Gülen konusunda Türkiye’yi oyalamaya devam ediyor. Þimdi yeni bir durum var. Baþbakan Yýldýrým, Trump’ý kutlayan dünkü mesajýnda, Gülen’in iadesi konusunda açýk bir çaðrý yaptý, “Ýliþkilerimizi bozan, tarihsel dostluðumuza zarar veren bu elebaþýný ülkemize kýsa sürede iade ederseniz, Türkiye ve ABD arasýnda yeni bir sayfa açmýþ olursunuz” dedi. Yeni Baþkan’a daha ilk günde bu konunun gündeme getirilmesi, meselenin Türkiye açýsýndan önemini yeterince anlatýyor.
Yeni yönetimin, Türkiye-ABD iliþkilerinin FETÖ, PKK, PYD/YPG terör örgütleri yüzünden zehirlenmesine izin vermeyecek basireti göstereceðine inanýyoruz, inanmak istiyoruz.
F. Gülen’in güvendiði Clinton daðlarýna kar yaðdý. Pensilvanya’da karalar baðlandýðýný, aðýtlar yakýldýðýný tahmin edebiliriz. Kendisini “beklenen salih zat” zanneden kozmik tilmizleri, þimdi F. Gülen’i hangi ülkeye kaçýracaklarýnýn hesabýný yapýyorlar. Daha önceki bir yazýmda söyledim; dünya artýk FETÖ’cülere dar gelecek...