Ýki ABD savaþ gemisi Çin kuvvetlerinin yakýn takibi eþliðinde Tayvan Boðazý’ndan geçti. Çin, bunu ABD’nin güç gösterisi olarak gördüðünü açýkladý; ABD ise uluslararasý hukuka uygun, rutin bir seyir yapýldý dedi.
ABD için uygun denen ama Çin tarafýndan hiç uygun bulunmayan konu, Tayvan ile ilgili. ABD savaþ gemilerinin geçtiði yerler, Çin açýsýndan kendi egemenlik alaný, ABD için ise uluslararasý sular.
Tayvan, Çin ile ABD’nin çok uzun yýllardýr bilek güreþi yaptýklarý bir konu. Zamanýnda Küba üzerinden ABD’yi füzelerle tehdit eden SSCB’nin yaptýðý gibi, ABD de Tayvan’daki üslerinden Çin’i tehdit ediyor. Haziran 2016’da Tayvan, olasý Çin saldýrýsýna karþý topraklarýna konuþlanacak PAC-3 hava savunma sisteminin denemesini ABD’de yapmýþtý.
“Bizde yer yok, o yüzden ABD’de deneme yaptýk” denmesinin nedeni ise deneme sýrasýnda Çin’in karþýlýk verme ihtimaline dayanýyordu.
ABD’nin bölgede bulunan bazý hava savunma sistemlerinin kýsa menzilli balistik sistemler olmasý ise ayrý bir tartýþma konusu. Bu sistemlerin amacý Çin’i caydýrmak için ise Çin’deki sistemleri durdurmasýnýn mümkün olmadýðý ileri sürülüyor.
Hedefine Çin’i koyan Trump’ýn güç dengesini lehine çevirme arzusuyla Çin Denizi ile Ýndo-Pasifik bölgesindeki askeri varlýðýný artýracaðý anlaþýlýyor.
Pentagon sözcüsünün Tayvan Boðazý’ndan geçen gemiler için “ABD’nin serbest ve açýk bir Ýndo-Pasifik bölgesi konusuna baðlýlýðýný gösterdi” demesi, durumun geldiði aþamaya iþaret ediyor. Açýklama, ABD’nin bölgedeki askeri varlýðýný Çin’in egemenlik alanýný kýsýtlama pahasýna artýracaðý anlamýna geliyor. Bu çerçevede de en sorunlu konulardan birisi olan Tayvan’ý, tabir yerindeyse, “pey olarak” öne sürüyor.
Bununla birlikte, ABD’nin stratejik hedefleri için Tayvan’ýn yeterli olmadýðý belirtilmeli. Çin önünde onu sýnýrlayacak bir sistemin daha caydýrýcý olabilmesi için muhtemelen Çin kýyýlarýný deðil doðrudan baþkenti bile hedef alacak sistemlere ihtiyaç duyuluyor.
Çin’i askeri anlamda çevrelemek için ABD yeni adýmlar atacak gibi gözüküyor, ki bunlarýn baþýnda da orta menzilli füze sistemleri geliyor.
Trump’ýn ABD-SSCB arasýndaki Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaþmasý’ndan çekileceðini açýklamasý boþuna deðil. 1987 tarihli anlaþma, Rusya ve ABD’nin 300-3400 mil menzilli karadan atýlan güdümlü füze almalarýný, üretmelerini ve test etmelerini yasaklamaktaydý. Nükleer baþlýk da bulundurabilen bu füzelerin yasaklanmasý, iki bloklu yapýnýn sona erdirilmesinin kanýtý, iki devletin el sýkýþmasý olarak deðerlendirilmiþti.
Geçen zaman zarfýnda Rusya’nýn defalarca bu yasaklarý deldiði ileri sürülse de, Rus-Amerika dengesini korumanýn gereðine inanan taraflar anlaþmayý bir krize dönüþtürmediler. Her iki taraf da temkinli ihlallerle anlaþma çerçevesinde kalmaya çalýþtýlar. Ancak bu arada anlaþmaya taraf olmayan Çin rahatça istediði tür füzeyi üretebildi. Sonuçta, Rusya ve ABD birbirlerini denetleyeceðiz derken, durumdan Çin yararlandý.
Trump’ýn çýkýþý, bugün Rusya’yý hedef alýyor gibi gözükebilir. Ancak söylediði þey, Çin’in hem Rusya hem de ABD’yi tehdit ettiði ve avantajlý duruma geçmesinin nedeni de bir anlaþmayla kendilerini baðlamýþ olmalarý.
Putin’in Trump’ý anladýðýna þüphe yok. O da sanki ABD’ye kýzmýþ gibi yapacak. Dolasýyla masanýn üstünde yumruklarýný birbirlerine sallarken, masa altýnda el sýkýþacaklar. Bu yolla hem Avrupa çok korkutulacak, hem de Çin çevrelenecek. Trump gibi Putin de bunu neden istemesin ki?