AK Parti 3 Kasým 2002 seçimlerini kazanýp hükümet kurduðunda en çok söylenen sözlerden biri ‘iktidar olabilir ama muktedir olamaz’ sözüydü. Katý vesayetçi yapý siyasal alaný daralttýðý gibi iktidarlarý da boðuyordu. Zayýf ve çok parçalý koalisyon hükümetleri de bu yapý karþýsýnda doðal olarak tutunamýyordu. AK Parti’yi etkisizleþtirmek ve muktedir olmasýný engellemek için denenen oyunlarý, çýkarýlan zorluklarý, yapýlan saldýrýlarý gördük, yaþadýk. Erdoðan ve AK Parti tüm bu tasallut zincirlerini kýrarak iktidarlarýn muktedir olabileceðini herkese gösterdi. Hem siyaset alanýný özgürleþtirdi, hem de iktidarý aldýðý emanetin hakkýný verebilecekleri bir güce ulaþtýrdý. Derin devlet yapýlanmalarý, çeteler, sivil görünümlü güç odaklarý, antidemokratik lobiler, statükocu kurumsal yapý bir bir etkisizleþtirildikçe hükümet de daha muktedir hale geldi. Statükoyu besleyen zihniyet, politikalar, anlayýþlar da kýrýldý, bunun aktörlüðüne soyunanlar da zayýflatýldý.
Þimdi ayný tartýþma ABD Baþkaný Trump için yapýlýyor. Bölgesel sorunlarýn kangren hale gelmesinde Obama yönetiminin dirayetsiz tutumu büyük rol oynadý. Obama’nýn dirayetsizliðinin altýnda yatan gerçek ise derin devlet/müesses nizam statükosuna teslim olmasýydý.
Obama’yý parmaðýnda oynatan güç odaklarý þimdi Trump’ý kýskaca almýþ görünüyorlar. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ABD ziyaretinden önce açýklanan PYD/YPG kararý, Türkiye’nin elini zayýflatmaktan önce Trump’ýn önünü kesmeyi amaçlýyordu. Olur da Erdoðan, Trump’ý ikna ederse… Tüm korku buydu. Baþkan Trump’ýn verdiði ilk sinyaller kendisini domine etmek isteyen odaklara karþý diþli çýkacaðýný gösterirken kimi atamalarý ise verili siyasetin deðiþmesinin kolay olmayacaðýný gösteriyor.
Trump-Erdoðan görüþmesinden önce FETÖ konusunda gördüðümüz hamleler de benzer bir ön kesme amacý taþýyordu. Washington Post, Trump-Erdoðan görüþmesinin olacaðý gün FETÖ elebaþýsý Gülen’in yazýsýný yayýnladý. ABD Kongre üyelerinden bir grup Baþkan Trump’a mektup yazarak OHAL uygulamalarý konusunda Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý uyarmasýný istedi.
Türkiye’de kanlý bir darbe giriþiminde bulunan örgütün liderinin ABD’de himaye altýnda tutulmasý yetmiyormuþ gibi, onun meþrulaþtýrýlmasýna ve karþý hamle yapmasýna zemin hazýrlayan bir cüretkarlýk!
Türkiye’deki darbeyi sinsice sahiplenen bu tavýr, ABD’deki derin güç odaklarýnýn, sadece Türkiye düþmanlarýna destek çýkmakla kalmadýðýný, Türkiye’ye doðrudan hasmane bir tutum içinde olduðunu gösteriyor.
FETÖ elebaþýsý daha dün örgüt üyelerine isyan ve baþkaldýrý çaðrýsý yapmamýþ gibi adamlarýný ‘dünya barýþýndan baþka gayesi olmayan’ diye niteleyen bir yazý yazma piþkinliðini gösteriyor.
Bu zaviyeden bakýnca mesele sadece Suriye baðlamýnda can sýkan bir PYD meselesi olmaktan daha derin görünüyor.
Dün akþam gerçekleþen Trump-Erdoðan görüþmesi inþallah çok açýk ve net bir tablo ortaya koyar, iliþkileri samimiyet zemininde bir gerçekliðe kavuþturur. Türkiye-ABD iliþkileri sadece iki ülke için deðil tüm bölgemiz için hayati derecede önemlidir.
Aktör-siyaset-stratejibaðlamýnda baktýðýmýzda ABD’de Baþkan deðiþmiþtir ancak mevcut stratejileri üreten siyaset henüz deðiþmemiþtir. Yeni Baþkan’ýn kendi siyasetini üretebilmesi ancak yeni strateji ve taktikler ortaya çýkarabilir. Bu yeni siyasetin elbette her konuda Türkiye’nin lehine olmasý belki mümkün olmayabilir, ancak yapacaklarýna kendisi karar veren ve her attýðý adýmda kendi altýndan operasyon yemeyen bir baþkan, iliþkileri daha saðlýklý bir zemine taþýyacaktýr.
Obama’nýn dirayetsizliði yeni yönetime de ders olmalý…
Dostuna dostluk yapmaktan aciz olan, düþmanýna düþmanlýk yapma gücünü de bulamaz. Stratejik ortaðýna sahip çýkamayan bir devlet, düþmanlarý karþýsýnda bocalamaya mahkûm olur. Necaset, necis suyla temizlenmez. Yani pis bir þeyi pis suyla temizlemeye çalýþýrsanýz daha da kirlenir. PYD veya FETÖ üzerinden hesap kuranlar daha büyük sýkýntýlarla karþýlaþýrlar.
Erdoðan-Trump görüþmesi inþallah tüm dünya için hayýrlý sonuçlar üretir...