Amerikan Baþkaný D. Trump’ýn, giderayak bir durumda olmadýðýný göstermek ve belki de bu yolla, seçimler hakkýnda karar verecek olan yargý kurumlarýný da etkilemek için, dün, etrafýndaki askerî yetkililerle, ‘Ýran’a yapýlacak muhtemel bir askerî müdahale’yi görüþtüðü açýklandý.
Trump, iktidara geldiði günden beri Ýran’a karþý her türlü diplomatik, ticarî ve askerî baskýyý denemiþti, direkt askerî müdahale dýþýnda.. Ýran, elbette büyük sýkýntýlar çekmesine raðmen, sonuna kadar direndi, direniyor.
Trump’ýn seçimleri kazanamadýðýnýn genel olarak kabul edildiði bir sýrada, þimdi, bir askerî müdahaleyi düþünmesi son derece dikkat çekici bir geliþme..
-Ömrü boyunca hiç devlet yönetiminde bulunmamýþken- Baþkanlýðýna geldiði Amerika B. Devletleri’nin yönetim mekanizmasýnda alýþýlmamýþ uygulamalarla, -ömrü boyunca kaybetmemeye alýþmýþ ‘tüccar mantýðý’ný- hayata hâkim kýlmak yönünde hareket etmekte ýsrar eden Trump’ýn, baþkanlýðý terketmemek için, kafasýnda ne çýlgýn projeler düþündüðü anlaþýlýyor.
Ama, Amerika’daki sistem, Baþkan’a, -elbette bir takým güçlü kontrol mekanizmalarý olsa bile- o mekanizmalar harekete geçirilinceye kadar, tam bir kral gibi davranmak imkânýný da veriyor.
Bu cümleden olmak üzere, Amerikan Kongresi’nin görüþünü almadan bir savaþý da baþlatabilir.
Trump, 4 yýl boyunca, hep, savaþtan kaçýnmaya özen gösteriyormuþ gibi bir profil göstermeye çalýþmýþ ve hattâ, BM’de yýllarca Amerikan Baþtemsilcisi olan John Bolton’ý Ulusal Güvenlik Baþdanýþmaný olarak yanýna almýþken; geçen sene onu azledivermiþ ve kovma sebebini açýklarken de ‘Onun sözlerine itibar etseydim, þimdi 5’inci Dünya Savaþý’nda olurduk..’ diyecek kadar, onun savaþçý, militarist; kendisinin ise ‘savaþ karþýtý’ olduðunu hissettirmeye çalýþmýþtý.
Trump’ýn Bolton hakkýnda söyledikleri yabana atýlacak cinsten deðildi.
Ama, Bolton’ýn da uzun zaman birlikte çalýþmýþlýklarýna dayanarak Trump hakkýnda söyledikleri ve hele, ‘Onun Baþkanlýðý problemsiz olarak terk edeceðine ihtimal vermiyorum’ demesi de ayný þekilde, yabana atýlamayacak önemde olsa gerek...
Amerikan kamuoyunda artýk, Trump’ýn bir savaþ baþlatýp, sonra da Baþkanlýk dönemini istisnaî bir þekilde uzatmak gibi, teamül dýþý çýlgýn planlar uygulayabileceði kanaati de dile getiriliyor.
Savaþ durumu için istisnaî uygulama örneði de var Amerikan tarihinde..
Çocuk felci geçirdiði için hayatýný tekerlekli sandalyede geçirmesiyle meþhur
Franklin Delano Roosevelt, 1932’de (aþaðý yukarý Almanya’da iktidara gelen Adolf Hitler’le ayný dönemde) Baþkan seçilmiþ, iki dönem þartý 1940’da bittiðinde, Amerikan Kongresi, Roosevelt için bir istisnaî uygulama getirmiþ 3 ve 4. Dönem için de baþkanlýk seçimine girmesine izin verilmiþ ve savaþ bitmeden, Nisan-45’de Roosevelt ölünce de, yerine Baþkan Yardýmcýsý Truman geçmiþ ve o da, ilk Atom Bombasý’ný kullanma kararýný vermiþti.
Þimdi.. Baþkanlýðý kuzu kuzu terketmiyeceðinin iþaretlerini vermeye çalýþan Trump’ýn bu hedefi için, bir savaþ çýkarmak istemesi de, zor ve imkânsýz deðildir.
Üstelik de, o, bu zamana kadar hiçbir Baþkanýn almadýðý þekilde, son seçimde 70 milyonun üstünde oy aldýðýný ve seçim yolsuzluklarý ve dolandýrýcýlýklarýyla iktidardan uzaklaþtýrýlmak istendiðini iddia etmekte.. Ama, elbette sadece Biden’ýn kazandýðý açýklanan eyaletlerde..
Hatýrlayalým ki, son günlerde Trump’ýn onbinlerce tarafdarý, kendilerini ‘sessiz büyük çoðunluk’ diye niteleyerek Trump’a desteklerini sergilemeye ve gerektiðinde Amerikan þehirlerinde ‘sokak savaþlarý’ný göze alabileceklerini hissettirmeye baþlamýþlardýr.
Bu cümleden olmak üzere, Trump’dan önceki Baþkan olan Obama’nýn geçen hafta Atlantic dergisine verdiði röportajda söyledikleri de ilginçtir. Ki, Obama döneminde, onun Baþkan Yardýmcýsý olan Biden’ýn seçildiði resmen kesinleþirse, gerçekte yeni dönemin-, 3. Obama Dönemi olarak isimlendirildiðini de göz önünde bulundurulmalý..
Barack Obama, Donald Trump'ýn Amerikan siyasetinde ‘ilgi görmesi’ne þaþýrmadýðýný; ama, ayný zamanda, ‘saðcý popülizmin sembolü haline geldiði için þoke olduðu’nu söylüyor.
Obama, Trump'ý 1950'lerin çizgi roman serisindeki karakter olan Richie Rich ile ve daha sonra 1980'lerin Cumartesi Sabahý çizgi filmiyle karþýlaþtýrýyor ve "Muhafazakârlar için modelin Richie Rich olmayacaðýný düþünmüþtüm. Çünkü, ‘Þikayet eden, yalan söyleyen, hiçbir þey için sorumluluk almayan türden bir figür. (…) Bir emlâk milyarderi olan Trump, 2016'da basit popülizm dalgasýný Beyaz Saray'a taþýdý.’ diyor özetle..
Evet, böyle bir Trump’tan þimdi de en sýra dýþý, çýlgýn hamleler de gelebilir.
Ama, bu noktada bizi daha yakýndan ilgilendiren konu, Amerikan Dýþbakaný Mike Pompeo’nun dün Ýstanbul’a gelip baþta Ortodoks Patriði Bartholomeo olmak üzere bazý Hristiyan liderlerle görüþmesi ve bu arada Ýstanbul’un, en güzel çinîlerle müzeyyen olan Rüstem Paþa Camii’ni de ziyaret etmesi ve Türkiye’den mevkidaþý olan Çavuþoðlu’yla görüþmek istemesine ise, cevabýn, ‘Ankara’dan gelemiyeceði’ þeklinde olmasý..
Pompeo’nun Ortadoðu’daki son gezileri, ‘inanç hürriyeti üzerindeki baskýlarý gidermek’ niyetliymiþ, kendi beyanýna göre.. Yani, hiç de vazifesini devretmeye hazýrlanan bir USA Dýþiþleri Bakaný’nýn vedâ ziyaretleri deðil; uzun vâdeli projelere odaklý gibi..
Trump ve Pompeo, ‘tencere yuvarlanmýþ, kapaðýný bulmuþ’..
Onlarýn ‘din hürriyeti’ deyince her þeyi nasýl da, sadece kendileri lehine olacak þekilde yorumladýklarýný bilmiyor deðiliz; en baþta ‘Islamofobia’ konusu olmak üzere..
Esasen, Pompeo’nun geçen hafta, ‘Türkiye'deki dinî özgürlükler üzerinde yoðunlaþýlacaðý’na dair sözleri, Türkiye’den, ‘Washington'un aynaya bakmasý ve ýrkçýlýk, Ýslamofobi ve nefret suçlarý gibi konularý ele almasý’ þeklinde bir karþýlýk bulmuþtu.
Ve bir ‘zamâne firavunu’nun, ‘diplomatik izahçý’sýnýn ardýndan..
Suriye rejiminin son 14-15 senelik Dýþbakaný Velid el-Muallim evvelki gün 79 yaþýnda öldü.
‘Muallim’, Suriye’de, yüzbinlerce sivil insan Esed liderliðindeki Baas diktatörlüðü tarafýndan öldürülürken, direnmeye çalýþan Müslüman halký, diplomatik mahfillerde ‘cihadçý terörist’ olarak niteleyen ‘zâlim goygoycusu’ idi.
Muallim’in ölümü için, Ýranlý ve Rus yetkililerle Lübnan Cumhurbaþkaný üzüntülerini bildirdiler.
Son yýllarda binlerce üyesini Esed güçlerinin yanýnda ve zulme direnmeye çalýþan Müslüman halka karþý savaþmaya gönderen Lübnan Hizbullah Hareketi ise, Muallim'i, ‘Suriye'nin birlik ve istikrarýný savunan büyük bir adam’ olarak öven bir açýklama yaptý.
1941'de Þam’da, Sünnî bir ailenin çocuðu olarak dünyaya gelen Muallim, ömrünü Baas Partisi ideolojisi ve Esed Hanedanýnýn Nusayrî diktatörlüðüne hizmete adamýþ ve Hizbullah Lideri için de, ‘Hasan Nasrallah'ýn askerlerinden biri olmaya hazýrým’ demiþti.