TSK’nýn durumuyla ilgili bâzý mülâhazalarýma yer verdiðim son yazým epeyi ilgi gördü. Bilhassa hâlen muvazzaf yâhut artýk emekli birkaç subaydan gelen mesajlarý memnûniyet ve þükran duygularýyla okudum. Bâzý anlama özürlü diðer okuyucularým gibi asýl niyetimin “TSK’yý yýpratma” deðil “daha etkin bir TSK” olduðunu tesbît etmekde hiçbir problemleri olmamýþ. Zâten sâde ve direkt bir üslûb kullanmýþdým.
Bu arada “inþallah 99. köyden kovulmazsýnýz” diye yazan okuyucum da tebessümüme sebeb oldu. Þöyle bir hesâb edince gördüm ki ben hâlen 100. köydeyim.
Bu arada o yazýdaki personel masraflarý meselesine de sarâhat getirmem lâzým anlaþýlan:
Ben ilke olarak TSK personelinin çok iyi bir refah seviyesinde yaþamasýna karþý deðilim. Tam tersine bunu elzem görürüm. Benim orada bahsetdiðim husus personelin maaþ seviyesi deðil mevcûdu idi.
Bizde bilinen bir söz vardýr. Askeriyede bir yumurtayý beþ nefere taþýtýrlar denilir. Ben meselenin bu yanýyla ilgiliyim.
Meselâ þu hâlen 703.000 mevcudlu TSK’nýn 60.000 kiþisi sivil personel. Ben bunu ille de yumurta baþýna nefer hesâbýna vurmayacaðým ama acabâ ayný iþi, hem de daha etkin þekilde 20.000 kiþi göremez mi sualini soruyorum. Bir TSK’ya bir de modern “management” (idârî yönetim) kurallarýna bakarsanýz bana bu pekâlâ mümkin gibi görünüyor.
Üstelik 60.000 “Mehmedcik” de orduevlerinde þurda burada düpedüz “UÞAK” olarak kullanýlýyor ve sonra bunun adý “VATAN HÝZMETÝ” oluyor.
Artýk nasýl bir vatansa!!!
Demek ayný þekilde 640.000 kiþilik bir silahlý mevcud da sorgulanabilir. Batý’nýn bütün modern ordularý bugün “tugay sistemi”ne geçmiþken bizim hâlâ 93 Harbi’nden müdevver bir yapýlanma içinde ve subaylarýmýza, birlikleri pusuya düþüp ateþ yerken bile karargâhdan izin almaksýzýn karþý ateþ açma hakký tanýmayan bir sistem ile nasýl “idâre” etmeye çabaladýðýmýzý sormak herhâlde “TSK düþmanlýðý” deðil tam tersine bir “TSKendîþesi” olarak deðerlendirilmek gerekmez mi?
Eðer bu yapýlanma pek matah bir þey ise o zaman 28 yýldýr beþbin çetecinin hakkýndan niye gelemiyorlar?
O da mý benim kabahatim? Üstelik 640.000 kiþilik bir adam kalabalýðý ortada dolaþýyor ama daha Sûriye sýnýrýmýzý korumakdan âciz!
Aman Sûriyeliler taarruz ederse ne halt ederiz kaygýsýyla Almanlarda asker ve füze dileniyoruz!
Bu mudur yýlda 20 milyar 360 milyon liralýk bütçenin karþýlýðý?
Bir Sûriye sýnýrýný korumakdan âciz olduðunuzu daha yeni fark etmiþ olmanýz dahî askerî ehliyetiniz konusunda bâzý þübheler uyanmasýný haklý kýlmýyor mu? Üstelik durum yeni de deðil! Beþ altý yýl önce aynen tekrarlanmnýþ ve sizler yine Almanlardan yardým “istirhâm” etmiþdiniz!
Aklýnýzý baþýnýza toplamanýz için daha kaç “kýlýç þakýrtýsý”na ihtiyâcýnýz var?
Tugaylar “en küçük büyük birlikler”dir. Yâni baþýna buyruk olarak muhârebe edebilecek bir tür minyatür ordular. Mevcudlarý yaklaþýk beþer bin kiþidir. Türkiye’nin, deðiþik tahminlere göre otuz tugay (150.000 kiþi) ilâ elli tugay (250.000 kiþi) arasýnda bir kara kuvvetine ihtiyâcý olduðunu ileri sürenler var. Yirmi bini deniz piyâdesi olmak üzere 50.000 kiþilik bir bahriye ve 25.000 kiþilik bir hava gücüyle bu rakam ÂZÂMÎ 325.000 kiþidir!
640.000 kiþi ile 325.000 kiþi arasýnda 315.000 kiþilik bir fark var!
Afrika’daki sâbýk kolonilerinde hâlâ onbinlerce asker bulundurup mütemâdiyen harekât düzeyinde tutan Fransa’nýn silahlý kuvvetler mevcûdu da 325.000 kiþi!
Bizimkilerin gözünü ise 640.000 asker de doyurmuyor.
Býraksanýz birkaç yüzbin de kadýný silah altýna alacaklar!
“Hey, Miralay, Miralay!
Askerin alay alay.
Al kýzlarý askere,
Askerlik olsun bâri
Þýnanay da þýnanay!”
Bunlarý konuþmak nedense cýzzz!
Bizim gibi konuþanlarsa kötü kiþi oluyor!
Varsýn olsun!
Charley Chaplin Hollywood’a yerleþip mâlikânesinde ilk þatafatlý kokteyl partiyi verdiði akþamüstü kapýda durup gelen dâvetlileri selâmlýyor ve zarif reveranslarla hanýmlarýn da elini öpüyormuþ. Kendisini bir müddet izleyen hödük Teksaslý petrol milyonerlerinden biri yanýna yaklaþýp sormuþ:
“Ahbab, niye öyle kadýnlarýn elini öpüyorsun ki?”
Þarlo îzâh etmiþ:
“Eee, bir yerden baþlamak lâzým.”