Tuhaf mı tuhaf bir sezon

Tarihinin en tuhaf sezonlarından birini yaşıyor Beşiktaş. Ta başından beri stadından yoksun, yersiz yurtsuz bir halde. Sezon öncesi uygun bir stat için yapılan girişimlerden sonuç alınamamış, “ortaya karışık” bir formül bulunmuş, karman çorman bir kombine politikası benimsenmiş. Buna karşın, hem takım hem taraftar olarak beklenmedik bir sezon başlangıcı yapıyor Beşiktaş. Takım 4’te 4 yapıyor, Olimpiyat tribünleri hıncahınç doluyor.

Ya sonra? Taraftar rekoru kırılan G.Saray derbisinde büyük bir travma yaşanıyor. Başrol Fırat Aydınus’ta ve stat güvenliğindeki yetersizlikte elbet.

Çarşı başta, hiçbir tribün grubunun müdahil olmadığı bir saha içi olayı yaşanıyor son anda. Takım taraftarsızlığa mahkum ediliyor. Takımın kimyası bozuluyor, özgüveni örseleniyor. Hem teknik adamı hem oyuncu topluluğu olarak şampiyonluk yarışının gerilimi konusunda çok deneyimli olmayan, ama böyle bir travma yaşamasa özgüven birikimini düzenli olarak artıracak bir takımdan söz ediyoruz.

Devre arası Beşiktaş’ın ilk yarı performansı üzerine ayrıntılı analizler kaleme alacağım, aradaki döneme o yüzden değinmiyorum şimdilik. Öyle ya da böyle yaralarını sarmaya çalışıyor Beşiktaş ve gelip ikinci bir travmaya, Kasımpaşa maçına çatıyor. Bu kez de başrolde Barış Şimşek ve maçın hemen ardından kendi aklınca bağlayıcı bir tutum geliştirme hinliğine tutunmaya çalışan MHK var. Hakemin ve MHK’nın olup bitene kılıf uydurma cingözlüğü ibretlik aslında.

Çok açık söylüyorum: Donk’un elinde yabancı bir cisme dönüşen top öyle sıradan bir top değil. Beşiktaş’ın on yıllardır yaşadığı tüm haksızlıkların cisimleştiği, ağır mı ağır bir top o. 86-87 sezonundaki A.Gücü maçında hakem Ahmet Akçay’ın sırtından Beşiktaş ağlarına giden top o. Cem Papila’nın ne öncesinde ne sonrasında o standartta bir maç yönetmediği, yönetemediği bir Samsun maçı var ya, işte İnönü’ye Papila’nın elinde çıkan top o.

Geçen Pazar Beşiktaş taraftarı federasyona yürüdü. Beşiktaş yönetimine bir çağrım var: Bunu haksızlığa ve adaletsizliğe karşı uzun bir yürüyüşün ilk adımı sayın. Bu işin öncülüğünü, önderliğini üstlenin artık.

“Stat yapımına aşırı yoğunlaşma” halinden çıkıp sezon boyu Beşiktaş’ın haklı sesini gür biçimde duyurun herkese. Muhataplar kulak tıkayamaz hale gelinceye kadar da susmayın!