Tüketici organik tarým konusunda bilgi eksikliðine sahip. Organik ürünler konusunda kafasý karýþýk ve ikilem yaþýyor. Kimisi dünya genelinde organik tarým olamaz derken kimisi de Türkiye sýnýrlarýnda ‘organik’ inandýrýcý deðil diyor. Organik tarýmýn güvenilirliliðini kanýtlamasý gerekiyor.
Yediklerimiz ve içtiklerimiz özellikle de su olmak üzere saðlýmýzý inþa eden yapý taþlarý. Kalýtýmsal ve çevresel sebepleri ayrý tutarsak, bedensel hatta zihinsel saðlýðýmýz, göz ve cilt parlaklýðý, günlük hayattaki enerjimiz yediklerimizden soruluyor. Vücudumuz canlý bir organizma ve bu organizmanýn çalýþmasý için yakýta ihtiyacý var. Yediðimiz her besin iþte bu amaca hizmet etmekte. Bunu fark edenlerin sayýsýysa her geçen gün artmakta. Yediklerini sorgulayan kitle gün geçtikçe büyüyor. “Saðlýk için doðru gýda” denklemini fark edenler artýk üretim þekillerini de inceliyor. Özellikle de çocuklarýna ‘iyi yemeði’ bulmak için çaba gösteren ebeveynler. Kimi zaman bu çaba onlara daha fazla para harcatýyor. Çünkü konu ‘organik’ ürünse diðerlere göre daha pahalý oluyor.
Tarýmda kimyasallarýn kullanýlmasý ve sonuçlarý, organik tarýmýn en önemli çýkýþ nedeni. Topraða eklenen kimyasallar tarým ürünlerinde mucize etkiler göstererek, daha az çabayla daha fazla ürün alan çiftçiyi pek mutlu ediyor. Baþlangýçta toprak kimseyi endiþelendirmedi, böcekler de ölüyordu. Ancak zaman ilerledikçe böcekler kimyasallara direnç gösterdi ve toprak zarar gördü. Tam bu noktada sahneye ‘organik tarým’ modeli ortaya çýktý.
Tüketici tarafýnda ‘organik tarýma güveniyor musun?’ sorusunun yanýtý çok ilginç: Instagram sayfamda 4 bin kiþinin katýldýðý ankette; katýlýmcýlarýn yüzde 51’i organik tarýma güvenmiyor. Buna karþýn yüzde 70’i organik ürün almýyor. Yani güvenenlerin bile bir bölümü organik gýda konusunda temkinli. Organik tarým güvenirliliðini kanýtlamak zorunda. Bir takipçim þöyle yazmýþ “Organik tarým yapýlan bir tarlayý görmek isterim…” Belki de organik ürünle tüketicinin arasý ‘organik sertifika’ etiketi mesafesinde kalmamalý. Üretimini görmek, yerinde deðerlendirmek önemli bir nokta olabilir.
Mantýk olarak organik tarým, sentetik maddelerin kullanýlmasýný önleyerek kirliliði en aza indirmeyi hedeflemekte. Sentetik gübreler kullanmadan tohumun yetiþtirilmesi, genetiði deðiþtirilmiþ organizmalara izin vermeyen ve böceklerle doðal yöntemlerle savaþan bir tarým yöntemi.
Evrensel olarak ‘organik tarým’ tanýmý yok. Ülkelerin organik tarým tanýmlamalarý ülkelerin kurum ve kuruluþlarýnca farklý olabiliyor.
Türkiye’de organik tarým kriteri Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý tarafýndan belirleniyor. Bu kritere uygun üretilmiþ ürünlere de ‘sertifika’ veriyor.
Organik sertifika tüketici için yeterli mi? Türkiye’de organik sertifikalý ürünlerin ne anlama geldiðini Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý’nýn sitesine girerek okuyabilirsiniz. Sorunun cevabýný bu bilgiler ýþýðýnda kendiniz de yanýtlayabilirsiniz. Unutulmamasý gereken, sertifikasýz ve organik olduðu iddia edilen bir ürünün organik olmadýðý gerçeði.
Hayýr deðil. Organik tarým için; topraktan, suya, yetiþtirme ve paketlemeye kadar takip zinciri iþliyor. Sertifikalý bir organik ürün tüm bu süreçleri yapma zorunluluðu taþýyor. Ýyi tarýmsa; kimyasal gübrelemeyi belli bir orana kadar kabul edebiliyor ve markalarýn insiyatifine açýk ‘verim/kazanç’ iliþkisi söz konusu olabiliyor. Ýyi tarýmda organik gübre kullanabilirsiniz ama kullanmayabilirsiniz de.
Organik gýdalarýn nispeten pahalý olduðu bir gerçek. Mantýk olarak pahalý böcek ilacý ve özel uygulamalar gerektirmiyorlar ve satýþ rakamlarý çok yüksek olmamalý. Diðer taraftan üretim hacmi kimyasallarýn kullanýldýðý bir tarlayla bir deðil. Market zincirlerinde raf bedeli, üretim yerlerinin bakirliði vb. durumlar satýþ rakamlarýna yansýyor olabilir. Organik gýdalarý doðrudan kaynaðýndan temin etmek genellikle fiyatlarý olumlu etkiliyor.