80’li yýllarda Avrupa’yý kasýp kavuran bir Fofana olayý vardý. G.Saray’a karþý da oynadý... Dün gece, Konyaspor’lu Fofana’yý da ona benzettim. Yalnýz adý deðil; fizik yapýsý, hareketleri, gol atma stili eskisine çok benziyordu. Çalýmlarla sokulup, Muslera’nýn bacak arasýndan attýðý gol; usta iþiydi...
G.Saray’ýn buna cevap vermesi uzun sürmedi ama, turu kaybetme riski/korkusu/ihtimali her an kendini hissettiriyordu. G.Saray baskýlý oynamasýna ve arada yüzde 70’e 30 topa olma oranýna raðmen; maçýn güme gitme ihtimali hiç te düþük oranda deðildi.
Konya, ara çýkýþlarýyla acý sürprizlere açýk olduðunu gösteriyordu. Yarý finale kalýnacaksa, bu çok kolay olmayacaktý. O kadar ki, G.Saray 2-1 öne geçtiðinde bile rahat deðildi.
***
Feghouli ve Belhanda, faulü en teknik þekilde yapan ve bunu bir þekilde gizlemeyi baþaran iki futbolcu... Özellikle Feghouli, bilerek bileklere basýyor. Ferhat’ý böyle sakatlayýp sahadan çýkarttý. Ayný þekilde Gomis de çok faullü oynuyor. Ama hakemlerin hoþgörülerine yaslandýklarý için, arada kaynayýp gidiyorlar.
Gomis’in cezaalanýna girmeden düþtüðü bir pozisyon vardý ki, rakip savunmanýn ona ne yaptýðýný hiç görmedim, hiç anlamadým... Gomis, kendi kendine ya da çime takýlýp düþtü. Çünkü ona yönelik hiçbir hareket yoktu. Konyalý futbolcu, neredeyse “Umut vaad eden pozisyon” gerekçesiyle; (Sarý görmek yerine) oyundan bile atýlabilirdi. Selçuk’un kullandýðý serbest atýþ gol olsa, kamuoyunda tartýþma çýkardý.
Ýkinci yarýsý hareketli, hatta göze hoþ gelen maçta; Lines’in pozisyonuna penaltý veren de olur böyle vermeyen de...Üzülmesinler!