TÜRGEV’in 20 yaþý

2013’te 17-25 Aralýk operasyonlarý sürerken paralel yapýnýn kriminal unsurlarý bir vakfa özellikle saldýrýyordu. Ýliþkide olduklarý tüm siyasi partiler, çevreler ve medya kuruluþlarý TÜRGEV adýný paralelin kurguladýðý kirli iddialarda ýsrarla geçiriyorlardý. Ýddialar hayli iddialýydý ve onlarca soruya da açýktý.

18 yýldýr eðitim alanýnda faaliyet gösteren bir vakýf neden daha önce deðil de þimdi hedef olmuþtu? TÜRGEV’e saldýrýlmasýyla Gülen örgütünün devleti ele geçirmeye çalýþýrken basýlmasý arasýndaki iliþki düzeyi neydi? Ýnsan devþirmek ve ekonomik kaynak oluþturmak için dershaneleri kullanan ve kapatýlmasýna acayip tepki gösteren FETÖ, TÜRGEV’e sýzamadýðý ve rekabet edemediði için mi saldýrýyordu?

TÜRGEV’in o tarihlerde çiçeði burnunda baþkaný hukukçu Arzu Akalýn’ý aradým ve sordum; var mýsýnýz tüm sorularý ve hakkýnýzdaki iddialarý cevaplamaya? Kendinden ve TÜRGEV’den emin olarak “evet” dedi ve biz o röportajý yaptýk. (http://haber.star.com.tr/roportaj/turgev-buyudugu-icin-paralel-yapinin-hedefi-oldu/haber-919174)

Aradan iki yýl geçti ve TÜRGEV dün 20. yaþýný Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn katýlýmýyla kutladý. 1996’da Erdoðan’ýn Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný iken kurulmasýna vesile olduðu ve sadece iki öðrenci yurdu olan Vakýf þimdi 17 þehirde 45 ayrý noktada öðrenciye “yurt” oluyor. Hedef 81 ilde en az bir kýz yurdu açmak.

Vakfýn derdi taþradan okumak için yola çýkan ama fiziki zorluklarla karþýlaþan, güvenli bir çatý altý bulamayan kýz öðrencilere yardýmcý olmak. Bu ulvi çabayý eleþtiremeyenlerin Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn iki çocuðu; Bilal Erdoðan ile Esra Albayrak’ýn da vakýfta ayný amaçla gönüllü çalýþýyor olmalarýný bahane etmesi anlaþýlmaz bir durum deðil o yüzden. Nitekim dün Erdoðan da buna vurgu yaptý ve “daha çok çalýþýn ki sizden rahatsýz olanlar daha çok rahatsýz olsunlar” tavsiyesini hatýrlattý.

Paralel yapýnýn tabanýný ve itibarýný tamamen kaybetmesinin, MGK’da terör örgütü olarak nitelenmesinin ve bir daha doðrulmayacak þekilde belinin kýrýlmasýnýn, birkaç önemsiz isim dýþýnda elebaþlarýnýn firari olmasýnýn elbette nedenleri var. Bu nedenlerden biri devletin paralele karþý geliþtirdiði refleks ise, diðeri de Gülen’in dershane, okul, yurt gibi kurumlarda döndürdüðü dolaplara tanýk olup da adýný koyamayan insanlarýn aldýðý katý tavrýdýr. Bu tavýr büyütüyor TÜRGEV’i.

Türkiye her alanda kendi gerçeðini tüm çýplaklýðýyla görüyor ve düzeltmek için azami çaba sarf ediyor. Yakýn dönemin özeti budur. Erdoðan’ýn ifadesiyle “Yaþadýðýmýz her hadise geride tecrübe býrakýyor. Son üç yýlda arka arkaya gelen hadiseler bizler için çok önemli dersler içeriyor. Kendi meselelerimizi kendimiz çözme mecburiyetindeyiz. Ýster yurt olsun, ister savunma sanayi. Hepsinde iþ ayný yere geliyor. Kendi göbeðimizi kendimiz keseceðiz”.

Bu idrakin yeni bir durum ve yeni bir þuur yarattýðýna, yeni nesillerin bunu þiar edineceðine þüphe yok. Yoksa ne 2053 ne 2071 vizyonu bugün siyaset yapan ve bunca saldýrýya maruz kalanlarýn þahsi ikbaliyle ilgili.

Açýk kapý Rakkalýlara kapatýlsýn!

Terör örgütü PKK, Türkiye’deki aðýr yenilgisini kabullenirken ABD’nin yeni talimatýyla Rakka’da DAEÞ’in üzerine; Rakkalýlar da sýðýnmak için sýnýrlarýmýza doðru yürüyor. Sakýn ha! Türkiye Rakka’dan gelenleri almamalý, ‘açýk kapý’yý kapatmalý. Savaþtan önce nüfusu 400 bin olan Rakka, DAEÞ’e baþkent olduktan sonra bir milyona ulaþtý. Ki bu sayý Avrupa ülkelerinden ve baþka bölgelerden gelip DAEÞ’e bilinçle katýlanlarla oluþtu. Ne Suriyeli ne siviller. Nereden geldilerse o ülkelere gitsinler.