“Türk Birliði fikri” ve “Erdoðan etkisi!”


"Seçim süreci"nde ortaya çýkan, uzun vadede "Türkiye'yi zora sokacak" niyetler, "uzun" ve "meþakkatli" bir yol ile varýlan tüm emeklerin üzerinde yeniden düþünmemizi saðlamalý.

Mesela "Türk Birliði" fikrini, "Ýttifaka dönüþme süreci"ni ve "Olasý engelleri" iyi okumamýz gerekiyor.

"Erdoðan'ýn yeniden 'Baþkan' seçilmesi, ne kadar anlam taþýyor?" sorusu ise, eminim "tarih analizlerine konu olacak" ve "ileride daha da fazla anlaþýlacak...".

Peki, "Türk Birliði" veya "Turan Ýttifaký" fikri, fiili bir sonuca ulaþýr mý ve bu süreç için, Erdoðan liderliði neden önem arz ediyor?

Türk Devletleri içindeki bürokrat yapý, devlet içindeki katmanlar, devlet ve halk iliþkileri; "Türkiye modeli"ne benzemiyor.

Erdoðan'a kadar çokça liderler, Türk dünyasýna "yöneldi" ve "büyüleyici emekler" de sarf edildi...

Ama "keskin uçlar"a dokunulamadý ve büyük ölçüde "Türkiye'nin gerçek varlýðý" þimdiki gibi hissedilmedi.

Dahasý da var!

Orta Asya'daki bazý yöneticiler, Türkiye'den mezun olanlarý, bir zamanlar düþman olarak bile görüyordu.

Bunun, çokça kendine has nedenleri var.

Burada haklýlýk payýna da, rast gelinilebilir.

Ama þimdiki elle tutulur "iliþki zirvesi"ne gelinen süreç, hiç kuþkusuz "Türk devletleri Birliði" fikrini, gerçek anlamda sonuca ulaþtýrabilir.

-Çünkü Türkiye'nin, dünyadaki yeri ve pozisyonu deðiþti.

-Çünkü Rusya farklý jeopolitik nizama evriliyor.

-Çünkü Çin, Türkistan'a geniþlemek istiyor.

-Çünkü Anglosakson dünyanýn çýkar anlayýþýna göre, Orta Asya ve Türk hattý, farklý hayati anlam taþýmaða baþladý.

Coðrafya üzerine düþünmek ve sadece bununla da kalmayýp, fiili harekete geçmek; Türkiye kadar, Türk devletleri için de, "hayati anlam" teþkil ediyor.

Tabii Türkiye ve Azerbaycan arasýndaki (Özellikle 44 günlük Karabað'ýn kurtuluþ savaþý döneminde) iliþkiler, Ýlham kaynaðý oldu ve bu ittifak Orta Asya için, "cazibe merkezi"ne dönüþtürdü...

Lakin buralarda, "tespit ettiðim" bazý sorunlar var.

"Demokrasi" ve "özgürlükler",

"Adil ekonomik daðýlým" ve "refah",

Ve "Adalet konusu" var.

Onun için, herkesin gözü Türkiye'de.

Seçim döneminde Türkmenistanlý bir bayan bana, "tedirgin" bir ruh haliyle soru sordu:

"Erdoðan kaybederse biz ne yaparýz?"

Gözünde "endiþe" ve yarýna "umutsuzluk" vardý...

"Neden tedirginsin diye sordum?"

"Ülkeme etki edebilecek, Turan'ý kuracak ve bizim yöneticilere örnek olacak tek isim var, o da Erdoðan..." dedi.

Bu Türkmen hanýmefendinin, "endiþesini" anlýyor ve nedenlerini iyi biliyordum.

"Erdoðan, kendi ülkesinde halký padiþah etti ve geçmiþte ayakaltý olanlarý masanýn baþýna oturttu!" diyor coðrafya insaný.

Bölge halký "Erdoðan'ý seviyor".

Bu eðilim çok hoþlarýna gitmese de, Orta Asyalý siyasilerin ve bürokratlarýn alýþýlmýþ baskýcý yöntemleri, yavaþ yavaþ terk ediliyor.

Erdoðan, Amerikan Baþkaný veya Avrupa kurumlarý gibi parmak sallamýyor, ama kendi ülkesindeki tutumu ve halktaki karþýlýðý sebebiyle, örnek oluyor ve bölge siyasileri Erdoðan gibi olmak zorunluluðu hissediyor.

Belki de bu hoþlarýna gitmiyor ama Erdoðan'ýn bir oy için kapý kapý dolaþmasý, Türkistan'daki siyaset anlayýþýný "etkiliyor" ve "düzeltiyor".

Çünkü köklerimizde, Türk Devleti gelenek ve töresinde yatan bu gerçek yaklaþýmý, Erdoðan'ýn siyaset yapma anlayýþýnda görünür olmasý; hafýzalarý tazeliyor.

Þimdi "Türk Birliði", "Türk Devletler Teþkilatý", gerçek "fiili ittifak"a dönüþmesi için, coðrafyada siyaset yapma þekli de deðiþmeli.

Demokrasi, özgürlük, refah, adil paylaþým; gerçek anlamda siyasetin merkezine oturmalýdýr.

Aksi takdirde bu ittifak, sadece çýkar ve edebiyat ittifaký olur.

Dünya düzeni yeniden þekillenirken, tehditler havada uçuþurken "Türk Dünyasý Devletleri", Türkiye'yi "devlet anlayýþý" konusunda da, örnek almalý.

Türkiye'nin açtýðý yolu iyi anlamalý, hatalarýndan ders almalý ve çevredeki tehlikeyi doðru okumalýdýr.

Çünkü bunu çözerse, "Erdoðan liderliðindeki siyaset anlayýþý çözer".