Ýstanbul'da gerçekleþen Türk Devletleri Zirvesi haliyle çoðu güçlerin dikkat merkezine oturdu. Uluslararasý basýnda ön planda konu edenler de oldu görmezden gelenler de. Ama durum þunu açýk göstermektedir: Yeni jeopolitik oluþuyor ve Türkiye bu oluþumun esas ana merkezlerinden biri olarak karþýmýzdadýr.
Rusya, Çin, ABD ve tabii ki Ýran açýsýndan bu durumu okumakta yarar vardýr.
Rusya özellikle konu ile yakinen ilgilendi desem yanlýþ olmaz.
Hatta Cumhurbaþkaný Erdoðan ve MHP lideri Bahçeli buluþmasýnda Türk dünyasý haritasý hediyesi görüntüsü ve o haritadaki Rusya'nýn içerisinde bulunan özerk Türk bölgelerinin yer almasý Rus medyasýnda bayaðý müzakere konusu oldu.
Olayý Erdoðan'ýn siyasi iddialarý parantezi içerisinde deðerlendirme özellikle dikkat çekici idi.
Hülasa konuya ileri aþamadaki güç merkezi oluþumlarý üzerinden bakalým.
Türkiye yeni dünya kurulumunda nasýl ve hangi yolu takip edeceðini belirledi. Baþkan Erdoðan vizyonu yeni dünya sistemi hayalleri kurulurken Türkiye ve tüm kültür coðrafyasý çýkarlarý konseptinde bakabilmemizi saðlamaktadýr. Bunun herkes farkýnda. ABD bu duruma nasýl bakýyor veya bakacak derseniz Rusya çevresinde böyle bir güç ve Türkiye liderliðindeki potansiyele eski dönem olsa idi ve FETÖ aðýnýn baþarýlý olmasý mümkün olabilseydi buna çok daha mutlu olabilirdi. Zaten FETÖ merkezli Orta Asya ve Kafkasya aðýnýn hedefi bu idi. Lakin karþýsýnda Türkiye ve farklý Türkiye var. Kendi tarihi ve geçmiþi üzerinden gelecek inþa etmek isteyen siyasi irade söz konusudur. Bu durumda pek memnuniyet mümkün olmasa da günün sonunda bu duruma mesafeli kalmamasý kendi çýkarlarý açýsýndan önem arz edebiliyor.
Elbette Türkiye konuya ABD veya diðerlerinin çýkarlarý konsepti ile artýk uzun zamandýr bakmýyor. Zaten Erdoðan'a karþý saldýrgan politikalarýn temelinde de bu yatmakta.
Rusya konuya hassas ve pek memnun deðil. Ama diðer taraftan Türkiye in özellikle Karabað sahasýndaki Azerbaycan'a verdiði destekle Orta Asya devletlerinin vazgeçilmez kardeþi gerçeðini meydana çýkarmýþ oldu. Yani 44 günlük Karabað Savaþý ve zafer sonucu Türkiye'nin yaptýklarým yapacaklarýmýn teminatýdýr beyanýný söylemese bile söylemiþ gibi neticeye hasýl oldu.
Rusya bu durumun farkýnda. Karþý hamleleri zaman zaman göreceðiz. Mesela Zengezur koridoru çerçevesinde Ermenistan tarafýnýn çatýþmaya yol açan eylemlerinin perde arkasýný Moskova merkezli okumamýzda yarar vardýr. Putin'in bu çatýþma sonrasý Rus barýþ gücünün bölgede ne kadar gerekli olduðunu göstermekte bu son çatýþma demesinin derin manasý olduðu açýktýr. Rusya coðrafyada barýþ gücü adý altýnda askeri varlýðýnýn kalýcý ve giderek daha fazla olmasýný saðlamak için küçük çaplý çatýþmalara hep kapý açacaktýr anlaþýlan. Tabii ki Rusya yeni jeopolitik durumun kendi çýkarlarýna hizmet ettiðinin farkýnda. Zaten o nedenle kontrollü düzen kurmak niyetinde. Lakin Türkiye'nin geniþ coðrafyaya yayýlacak etkisinin orta vadede kendisine olumsuz yansýmasýndan daha ziyade uzun vadede Çin ile arasýnda muhtemel sorunlarýn önüne ittifak saðlayan Türk devletleri hattý ile çýkacaðýnýn hesabýný da yapmakta. Tabii gönlü tam bu durumdan yana deðildi. Reel politik meydana reel adýmlarla çýkmaya zorlamakta. Bundan sonra Rusya ile birçok konuda karþý karþýya geleceðimiz açýktýr ama ortak noktada uyum saðlanacak konularýn fazlasýyla olduðunu da bir tarafa not edelim.
Çin ve Ýran. Konuya açýktan baktýðýmýzda Ýran açýktan rahatsýz taraf. Ermenistan'a savaþ ortasýnda bile destek veren taraf.
Ahalisinin hatýrý sayýlýr oranda Türk nüfusu olmasý bile Ýran'ýn sinirini frenleyemedi.
Ama coðrafyanýn kaderi birlikte çözümlerle barýþ ister. Aksi takdirde coðrafya savaþ-kan meydaný olur.
Bu durumun Ýran farkýnda. Türkiye'nin etkisinin artmasýný arzu etmiyor. Engel olmak için fazlasýyla hareket halinde. Türkiye Orta Asya, Orta Doðu ve Afrika politikalarý ile vazgeçilmez istikrar limaný olduðunu gösteriyor ve gösterecektir. Ýran pek fazla güvenilecek komþu olmasa bile onunla çatýþmadan ortak dil ve yol bulmanýn faydasý var coðrafyanýn geneline.
Çin þu anda sessiz. Ama Çin Türk etkisinden en fazla rahatsýz olan taraftýr. Þimdilik karþýda kapýþan güçler varken sessizce yapýlmakta. Çin konusuna bakarken uzun vadede karþýmýza çýkacak sorunlarý düþünmek zorundayýz. Orta Asya devletlerinin tedirginliði ve bu tedirginliði Türk devletleri teþkilata dönüþmeye etkisini de bir tarafa not edelim. Sonuç itibarý ile doðal ittifaklar oluþacak yazdýðýmda bu yeni jeopolitik gerçekleri düþünmekteydim.
Türkiye'nin bugünkü gücü bu yeni oluþumlarýn esas ana temelidir. Unutulmamasý gereken en önemli konu þudur: Türkiye güçlü olursa kader birliði yapan herkes güçlü olacaktýr tezi fiili olarak þimdi eyleme dönüþüyor.
Dolayýsý ile dýþarýdaki güç dengesi oluþurken içeride Türkiye'nin paçasýndan çekmekte olan operasyonlarý da iyi anlamak okumak lazým. Türkiye'nin güce dönüþmemesi için yapýlan tüm operasyonlarý buna göre yorumlamak ve anlatmak þarttýr. Halkýmýz bilmeli ki gelecek refah ve istikrar için anahtar onun tercih edeceði siyasi kararlardýr. Türkiye'nin tüm zorluklara ve operasyonlara raðmen büyümekten ve güçlenmesinden baþka çaresi yoktur.