Türk Musikisi bundan sonra Cumhurbaþkanlýðý himayesinde

Türk musikisi tarihimizden bugüne kalan en önemli miras. Cumhurbaþkanýmýz Abdullah Gül büyük bir  alicenaplýk örneði göstererek bu mirasa sahip çýktýlar.

Prof. Dr. Nevzat Atlýð’ýn 1975 yýlýnda kurduðu ‘Devlet Korosu’ artýk ‘Cumhurbaþkanlýðý Klasik Türk Müziði Korosu’ oldu.  Cuma akþamý verilen cumhurbaþkanlýðý resepsiyonunda bu tarihi olaya tanýklýk ettik. Selçuklu ve Osmanlý zamanýndan bu yana Türk musikisi hükümdarlar tarafýndan hep himaye görmüþtür. Birçok padiþahýn da musikiþinas olduðunu biliyoruz. II. Murad, IV. Murad, III. Selim, II. Mahmud gibi hem musikiþinas  hem de bestekar olan birçok padiþah var. Özellikle III. Selim’in ve II. Mahmud’un saraydaki fasýllara çok önem verdiklerini ve bu fasýllarda Þakir Aða, Dede Efendi, Dellalzade, Sadullah Aða, Kazasker Mustafa Ýzzet gibi büyük bestekarlarýn hanende ve sazende olarak görev aldý. Bu gelenek cumhuriyetin ilk yýllarýnda da devam etmiþ ve Atatürk zamanýnda ‘Riyaset-i Cumhur Ýncesaz Heyeti’ bu görevi ifa etmiþti. Ancak cumhuriyetten sonra Türk musikine konulan ambargonun þiddeti onun vefatýyla þiddetlenmiþ ve heyet kaldýrýlmýþtý. Bu ambargoyu ilk delen çalýþma Prof. Dr. Nevzat Atlýð  ile Yýlmaz Öztuna’nýn mücadelesiyle Devlet Korosu’nun kurulmasý olmuþtur. Ýki musiki emektarý musiki dostlarýný ve siyaset adamlarýnýn desteðini de alarak bu mücadeleyi baþlatmýþ ve þükürler olsun bu noktaya gelinmiþtir. Bugün musikimiz cumhurbaþkanýmýzýn himayeleri altýna girmiþ bulunmaktadýr.

Koroya daha büyük iþ düþüyor

Bir koronun ismine Cumhurbaþkanlýðý ibaresinin konulmasý çok büyük bir onurdur. Ancak bu onur büyük bir sorumluluðu da getiriyor. Koronun bunu tazelenme olarak görmesi ve imtiyazýn kýymetini bilmesi gerek. Türk müziði severlerin korodan bekledikleri, kaliteden ve klasik repertuardan ödün vermeksizin çok daha canlý, coþkulu ve etkileyici bir icrayý ortaya koyabilmeleridir. Klasikten taviz verilmemesi hocamýz Nevzat Atlýð’ýn da en çok vurguladýðý hususlardandýr. 

Çorba da bizim de tuzumuz varmýþ

Fehmi Koru’nun önderliðinde baþlatmýþ olduðumuz fasýllar bu sene 6. senesine ulaþtý. Bu fasýllarýmýza iki kez cumhurbaþkanýmýz da þeref verdiler. Teþriflerinde cumhurbaþkanlýðý bünyesinde senfoni orkestrasý olduðunu, ancak bir klasik Türk musikisi korosunun olmadýðýný, bu kadim geleneðimizin kendileri tarafýndan tekrar canlandýrýlmasý yönündeki temennilerimizi arz etmiþtim. Cumhurbaþkanýmýzýn bu projenin hayata geçirilmesinde kendisine en büyük ilhamý bu fasýllarýn verdiðini söylemesi bizi ayrýca onurlandýrdý. Bu olayda en büyük pay kuþkusuz sayýn Cumhurbaþkanýmýz Abdullah Gül’ündür.  Ona Türk musikisi adýna minnet ve þükranlarýmýzý arz ediyoruz. Ayrýca bu süreçte büyük bir özveriyle çalýþan Türk Musikisi Vakfýna, Kültür Konseyi Derneðine, bu koroyu kuran Türk musikisi emektarý Prof. Dr. Nevzat Atlýð’a ve katkýsý bulunan herkese teþekkür ediyoruz.

Hastane çilesine çözüm e-Sevk

SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK), hastalarýn baþka illere sevklerinin elektronik ortamda yapýlmasýna imkan veren e-Sevk uygulamasýna tüm Türkiye’de baþladý. Reçetelerin elektronik ortamda yazýlmasýna imkan tanýyan e-Reçete uygulamasýný baþlatan ve bununla reçete yolsuzluðunun önüne geçmeyi amaçlayan SGK, evraklarýn elektronik ortamda hazýrlanmasýna yönelik bir diðer uygulama olan e-Sevk’i de 17 Ocak’tan itibaren Türkiye genelinde hayata geçirdi. Ancak uygulamada yaþanabilecek teknik sorunlar, hekimlerin sisteme uyum sorunlarý ve hastane bilgi sistemi yazýlýmlarýnda yaþanabilecek muhtemel sorunlar ve benzeri nedenlerle hasta maðduriyetleri oluþmamasý için 1 Mart 2013 tarihine kadar e-Sevk yapýlamama sebebi de belirtilmek þartýyla manuel sevkler de kabul edilecek. Bu tarihten sonra ise kaðýtla yapýlan sevkler, kesinlikle kabul edilmeyecek.