Türk olmanýn yükselen keyfi...

Güzel bir sonbahar gününün sabahýnda, Sarp sýnýr kapýsýndaki tel ve çelikten yapýlmýþ sürgülü kapýnýn önünde elimde bavulumla uzaktan bakan Sovyet askerine “kapýyý açsana” iþareti yapalý 26 yýl olmuþ... Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda sivillere yasak bölge olan, ancak 1988’de yeniden açýlabilen Kapý’nýn o günlerdeki hali ürkütücüydü. Tel örgüler, köpekli Sovyet askeri devriyeleri, Gürcistan’daki akrabalarýyla tekrar buluþmanýn heyecanýný yaþayanlarýn bir-kaç arabasý...

Ben ise, Sovyetler Birliði’ne yaya olarak giriyordum, gümrük çýkýþýnda beni bekleyen araca binip Batum’a geçecek, Azeri meslektaþým Fazýl Abbasov ile buluþtuktan sonra tren ile önce Tiflis devamýnda Bakü’ye ulaþacaktým...

Kapýyý açýp “hojgeldiniz” diyen Sovyet askeri güleç yüzlü  bir Kazak’dý ve beraberinde bavulumu taþýyacaðým uzun mesafeyi kolaylamak için dört tekerlekli bir el arabasý getirmiþti...

O yolculuk beni önce Bakü’nün o günkü adý Lenin, bugünkü ünlü Azadlýk Meydaný’na, devamýnda da Daðlýk Karabað savaþýnýn karargah kenti Akdam’a taþýmýþtý... Azerbaycan’ýn baðýmsýzlýk kahramaný Mehmet Emin Resülzade’nin “Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez” þiarýný görmeyi, Allah bana, Azadlýk Meydaný’nda o günlerde var olan dev Lenin heykelinin gölgesinde, tam 65 yýllýk bir hasretten sonra Azerbaycan milli bayraðýnýn ilk yükseliþini fotoðraflama þansý vererek nasip etti...

Meydaný dolduran on binlerce Azerbaycan Türk’ünün etrafýný Sovyet ordusu çevirmiþti ama onlar büyük bir gururla yükselttiler zorla indirilmiþ bayraklarýný...

Meslek anýlarýmýn baþ köþesinde yer alýr o an... Türk milletinin bayraðýndan uzak tutulmuþ zengin kaynaklarý sistemli sömürülürken fakirliðe mahküm edilmiþ bir kanadýnýn “Bismillah” dediði andýr ayný zamanda...

PETKÝM’in anlamý...

Azerbaycan milli petrol þirketi SOCAR’ýn iþlettiði ülkemizin stratejik yatýrýmý PETKÝM’e girip Türkiye ve Azerbaycan bayraklarýný yan yana dalgalanýrken görmek 26 yýlýn anýlarýnýn da canlanmasýna neden oldu... Bu iki bayraðýn dünyada birbirine en çok yakýþan bayraklar olduðuna inanmýþýmdýr.

Bir petrol ülkesi olan Azerbaycan’ýn PETKÝM’i yeniden ayaða kaldýrmasý, onu dünya ile rekabet eder hale getirmesi hem Bakü açýsýndan stratejik bir yatýrým hem Ankara açýsýndan “kardeþliðin” ortak zeminde elle tutulur hale geldiði bir alandýr.

SOCAR Türkiye Baþkaný Kenan Yavuz neler yaptýklarýný ve yapacaklarýný aktardý, önemli rakamlar verdi, TANAP’ý anlattý... Þu anda 5.6 milyar Dolar’lýk yatýrýmý süren dev STAR rafinerisinin hepimize gurur veren inþaat alanýný birlikte gezdik...

Ortada iki kardeþ ülke arasýnda saðlanmýþ büyük güven ortamýnýn sonucunda toplam 20 milyar Dolar’lýk bir yatýrým zinciri var!.. Ýçinde bir de Aliaða’da yapýmý süren Türkiye’nin üçüncü büyüklükteki limaný var ki, özellikle Ege bölgesinin ekonomik geleceði açýsýndan çok önemli...

Bir millet olmak...

Konu Türkiye-Azerbaycan iliþkisi olduðunda gazeteciliðime duygusal iklimin hakim olduðunu kabul ediyorum.  20’nci yüzyýlda Türk milletinin yetiþtirdiði iki devlet adamý farklý zaman dilimlerinde fakat birbirini tamamlayan iki önemli söz söylediler. Gazi Mustafa Kemal’in, “Ne mutlu Türk’üm diyene” cümlesini, modern Azerbaycan’ýn kurucusu Haydar Aliyev’in “Bir millet iki devlet” sözleri tamamladý...

Türkler’in ortak özelliði, en zor koþullarýn altýndan kalkýp kýsa zamanda “baþarý öykülerini” tarihe yazmalarýdýr...

PETKÝM gibi bir tesisin 1965 yýlýnýn Türkiyesi’nde yapýlmýþ olmasý, yalnýz bir mucize deðil, geleceðe dönük büyük bir iddiayý taþýyordu. Ayný tesisin 50’nci yýlýný bir milletin birlikte yükselen iki kanadýnýn ortaklýðýnda kutlanmasý 21’nci yüzyýla dönük güçlü bir mesajdýr.

1942’de Týbbiye’den mezun olan rahmetli babam 1943’te ilk sýtma savaþ doktoru olarak atandýðý Silifke’ye intikalini þöyle anlatýrdý: Mersin’den bir süre sonra yol bitti, saðolsun kaymakam bir at arabasý yollamýþ, tek eþyam olan yataðýmla kitaplarýmý ve bir de tabii ilaçlarýmý arabanýn arkasýna koydum, çok yorgunum yataða uzandým, uyumuþum. Silifke’nin merakla beklediði genç doktor ilçeye bir at arabasýnýn arkasýnda uyuyarak girmiþ oldu, zaten makam aracý olarak da beyaz bir at beni bekliyordu. Atýma biner çantalarýmý kininle doldurur dað köylerine giderdim...Sýtmayý kýsa zamanda kontrol altýna aldým...

Babalarýmýzýn kuþaðý “sýfýr noktasýnda” aldýklarý bir ülkeyi bizlere PETKÝM’ler, Keban’larla devretti... Onlarýn býraktýðý yerden ülkeyi bugünlere taþýmýþ olmak bizler için önemlidir...

Býrakýn bir süreliðine günlük tartýþmalarýn tozlu labirentlerini bir kenara...

Aliaða’da yan yana dalgalanan o iki bayraðýn anlamýný düþünün...

Türk olmanýn yükselen keyfini yaþayýn...