Türk sineması Boğaz’dan geçiyor

6. Boğaziçi Film Festivali, 26 Ekim’de başlıyor. Kısa filmle başlayan macera Türk sineması açısından da önemini artırarak devam ediyor. Ulusal yarışmada yarışacak Türk filmlerini sizin için inceleyelim dedik...

 

Anons / Mahmut Fazıl Coşkun

Mahmut Fazıl Coşkun’un Anons filmi Adana Film Festivali’nde yarıştı. Bu hafta da vizyona girdi. Film ordudan tasfiye edilmiş dört eski askerin bir gece boyunca süren sıradışı yolculuğunu anlatıyor. 1963 yılı, Mayıs ayının son günleri. Askerler o gece Ankara’da başlayacak olan askeri darbenin İstanbul ayağında, darbe bildirisini İstanbul Radyosu’ndan anons etmeyi planlar Ancak hiçbir şey planladıkları gibi gitmez. 

 

 

Son Çıkış / Ramin Matin 

Türkiye prömiyerini festivalde yapacak olan Son Çıkış büyük ödülün favorilerinden. Yönetmen Ramin Martin Canavarlar Sofrası ve Kusursuzlar ile sürdürdüğü yolculuğunu bu filmle taçlandırmış. Filmin çarpık yapılaşma ile ilgili güncel bir konusu var. Tahsin’in tek istediği havalimanına ulaşmaktır. Ancak betondan bir ormana dönmüş İstanbul’da trajikomik bir yolculuk kendisini beklemektedir. Başrolde oynayan Deniz Celiloğlu  en iyi erkek oyuncu dalında önemli bir aday.

 

Kaos / Semir Aslanyürek 

Semir Aslanyürek’in en yüksek bütçeli filmi olan Kaos, Kasım ayında vizyon alacak. Festivalde Türkiye prömiyerini yapacak filmde Bülent Emin Yarar, Erdal Sarı, Yetkin Dikinciler, Canan Ergüder rol alıyor. Filmin konusu şöyle: Birbirini hiç tanımayan üç kişi işledikleri günahlardan kaçarken çıkan fırtına nedeniyle aynı mağaraya saklanır ve çıkışları kapanan mağarada ölmeyi bekler. Bu üç günahkârın vicdani hesaplaşmalarının hikâyesi ilgi çekecek...

 

Borç / Vuslat Saraçoğlu 

İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü alan Borç başroldeki Serdar Orçin’in performansıyla dikkat çekiyor. Konusu kısaca şöyle: Karısı Mukaddes ve kızı Simge ile yaşayan Tufan, küçük bir matbaada çalışmaktadır. Yan dairede yalnız oturan komşuları Huriye, bir gece fenalaşır. Doktor, Huriye’nin tek başına kalmaması gerektiğini söyler. Tufan, Huriye’yi bir süre evinde tutmaya karar verir. Tufan’ın “iyilik” hali önemli sınavlardan geçer.

 

Güven / Sefa Öztürk Çolak 

Sefa Öztürk Çolak’ın Antalya Film Forum Uzun Metraj Kurmaca Pitching Platformu Projeleri Ödülü’nü alan ilk filmi. Konusu çok ilginç ama bir ilk filmin dezavantajlarını yaşıyor. Filmin konusu şöyle, Ali ve Meryem görünüşte sıradan bir ailedir. Meryem’in evlenmeden önce âşık olduğu Ferit’ten bir çocuğu vardır. Ferit’in yıllar sonra dönmesiyle, karısını güven sınavına sürükler. Meryem minnet duygusuyla aşk acısı arasında kalır.

 

 

Sükut Evi / Cafer Özgül  

Cafer Özgül’ün Sükut Evi hayattan bunalan bir adamın kendisini yola vurması ile değişen hayatını konu ediyor. Modern hayattan bunalan 30’lu yaşlardaki bir adam Anadolu’ya doğru yola çıkar. Delikanlının amacı, rivayete göre ‘ruhların tamir edildiği’ bir mekanı bulmaktır. Yolu bir dergaha düşer ama aradığı huzur burada da değildir. Delikanlı, yol boyunca başına gelen türlü talihsiz olaylar sonucu kendisini zor bela bir köye atar.

 

Babamın Kemikleri / Özkan Çelik 

Adana Film Festivali’nde yarışan Babamın Kemikleri yönetmen Özkan Çelik’in ikinci filmi. Babamın Kemikleri, nahoş bir olay nedeniyle çocuk denecek yaşta köyünü terk eden bir adamın trajikomik hikayesini konu alıyor. Köyüne bir daha geri dönmemeye yemin eden bir adam günün birinde annesinin son isteğini yerine getirmek zorunda kalır. Bu yüzden babasının kemiklerini almak üzere köyüne doğru yola çıkar.

 

Halef / Murat Düzgünoğlu

Nisan ayında vizyona giren Halef filmi hem Adana hem İstanbul Film Festivali’nde yarıştı. Konusu şöyle: Mahir, çocukluğunda yaşadığı ve abisinin ölümüyle sonuçlanan trajik bir olay nedeniyle yıllardır uzak olduğu köyüne babasından kalan portakal tarlasını satmak için gelir.  Beynindeki tümörle günden güne ölüme yaklaşan Mahir, ölmüş abisini karşısında bulur. Halef, Mahir’in abisi olduğunu iddia etmektedir.

 

Güvercin / Banu Sıvacı 

Güvercin, Ankara, İstanbul ve Adana Film Festivali’nde yarıştı. Ankara ve İstanbul’da en iyi ilk film ödüllerini aldı. Filmin öyküsü şöyle: Yusuf’un en büyük tutkusu babasından yadigar kalan güvercinleridir. Ablası ve ağabeyi ile birlikte Adana’nın kenar mahallelerinden birinde yaşayan Yusuf, Maverdi adını verdiği bir dişi güverciniyle özel bir bağ kurar. Ailesinin yaptığı baskılardan bunalan Yusuf hayatın gerçekleri ile yüzleşir.