TSK’nýn bazý mensuplarýný içine alan davalar ve alt konularýna “YARGI’ya intikal ettiði için” girmemekle birlikte Türk Subayý ve TSK’ya hitap edeceðini düþündüðüm bir analizi, “Türkiye’ye yönelik iç ve dýþ tehdit ve tehditler toplamýnýn” doðru analiz edilmesine katký saðlamak adýna aktarmak istiyorum...
Geçmiþte “tehdit algýlamasý” sapan, saptýrýlan ve manipüle edilen TSK’nýn darbeler sonucu rejime ve ülkeye verdiði zararý, atacaðý yeni yerinde adýmlarla telafi edebileceðini düþünüyorum. TSK, Türkiye’nin ÖZÜ ve BÜTÜN Türk Askeri olmadan düþünlemez ana denklem kurulamaz!
Sonuç 1: Türk Subayý Türk milletinin “özü, nüvesi” kendisidir ve bu gerçeðin gereði olarak geçmiþten bugüne þu sorunun cevabýný her zaman aramak zorundadýr; 1966’dan 1875’e...1875’ten 2003’e ve son darbe giriþimlerine kadar 1875’ten neye -nasýl hangi amaçlarla alet edildik ? Hangi yanlýþ adýmlarý attik?
Sonuç 2: Amacým “ben biliyorum, doðrusu budur” demek deðil tam tersi Türk Subaylarýna “bir de buradan bakýn” demeyi denemek, katký saðlamak...
Zamanda yolculuðumuza baþlayalým;
1- 1699’a gelirken o dönemin ASKERÝ’nin attýðý adýmlarý hepimiz biliyoruz. Düþen baþlar, kesilen Sadrazam kelleleri, yok edilen Padiþahlar...
2- 1875’ten sonrasý daha da farklý. Ekim 1875. Sadrazam Mahmud Nedim Paþa, Osmanlý’nýn kurtuluþ yolunda en önemli adýmý olan ‘faizde tenzilat’ kararýný açýkladý. Yabancýlarýn tuzaðýna düþmüþ Osmanlý Devleti faiz borçlarýnýn beþ yýl süreyle ancak yarýsýný ödeyeceðini ve ödeyemediði kýsým için yüzde 5 faizli tahviller vereceðini açýkladý. O yýl bütçe toplamý 25 milyon, iç ve dýþ faiz ödemesi 30 milyon liraydý...
3- Mart 1876. Osmanlý Devleti, borç ödemelerinin tamamýný durdurduðunu açýkladý. “Ödemekle bitmeyen faiz-borç sarmalýnda” alýnmýþ en doðru karardý... 1814 yýlýnda bir sterlin 23 kuruþ iken, 1839’da 104 kuruþ oldu. Avrupa devletleri, Osmanlý’ya “Hemen dýþ borçlanmaya gitmelisiniz” diyerek baský yapmaya baþladý. Bu arada dünya “petrol servetlerinin” hazýrlýðýný yapmýþ ve Osmanlý süratle borçlandýrýlýrken, petrol yataklarý yabancýlar tarafýndan paylaþýlmaya baþlanmýþtý...
4- Mayýs 1876. Borç ödememe kararý ilk sonuçlarýný vermeye baþladý. “Baþkaldýran boyunduruk altýndaki Osmanlý”ya ilk isyan kýþkýrtmalar sonucu Balkanlar’da baþladý. Bulgarlar ve Sýrplar isyan etti. Ayný günlerde Ýstanbul’da medrese öðrencileri ayaklandý ve borç ödememe kararýný alan Sadrazam Nedim Paþa azledildi. Ayaklanma Harbiye öðrencileri arasýnda da yayýldý, Dolmabahçe Sarayý sarýlarak Sultan Abdülaziz tahttan indirildi... Sonuç: 1878-1881 Osmanlý Hazinesi Düyun-u Umumiye’ye teslim oldu...
5- 1950-1970: Emperyal güçler Türk ekonomisini hatta Kore Savaþý-NATO üyeliði çizgisinde Türkiye’yi “esir etme” planýný harekete geçirdi. 1960 öncesi Rusya kartý ile bu oyuna karþý “hamle yapan” siyasi otorite, Sadrazam Nedim Paþa’nýn kaderinden kurtulamadý! “Ýrtica” diye ayaða fýrladýk, emparyal güçlerin “kucaðýna düþtük”!
6- 1978-1980: Türkiye’de 2003’e kadar süren hâkim politikalarýn temeli, 1978’in Temmuz ayýnda, Dünya Bankasý’nca hazýrlanan raporla atýldý. Raporun imzalayýcýlarý Kemal Derviþ ve Sherman Robinson idi. Hükümetler bu rapora uymayý kabullenmezken, 1980 darbesiyle uygulamaya konulan bu raporla, Türkiye’nin 1978’e kadar baþarýyla süren kalkýnmacý, bireysel ve küçük ölçekli sermaye birikimlerine dayalý yapýsý, büyük ölçekli çokuluslu sermaye iliþkilerinin kontrolünde serbestleþmeyi savunan bir dinamiðe dönüþtü.
7- 1980-2007: 1980’de yok denecek kadar az olan borç stokumuz, her yýl bütçenin yüzde 40-50’sini vermemize raðmen 300 milyar dolarýn üzerine çýktý. Türkiye, 70 milyonu ile çalýþýp 3-5 bin gerçek-tüzel (iç-dýþ) kiþiye gelirinin yüzde 50’sini aktarýr hale geldi. 2001 yýlýnda borsa ve kurdaki hareket sonrasý, Türkiye IMF tarafýndan atanan “1978 raporu yazarýna” teslim edildi ve dünya üzerinde görülmemiþ bir dolar faizini tefecilere aktarmaya baþlarken, IMF’ye en borçlu üç ülkeden biri oldu...
8- 2007 sonrasý : 2003-2005 arasýnda oynanan oyunlar, planlanan ama hayata geçmeyen darbeler ortaya döküldü ve ordumuzu kýþkýrtan iç-dýþ yerleþik odaklarýn “siyasal-finansal dinamikleri” nasýl bu halk ve devlete karþý kullanmak istedikleri deþifre edildi...
Sonuç 3: Türk Ordusunun her ferdi yukarýdaki “detaylarý” çok dikkatli okusun ve þu soruya lütfen her saniye cevap arasýn; 1875’den bugüne nelere alet edildik, dýþarýdakiler ve özellikle içimize yerleþmiþ-yerleþtirilmiþler bizi ülkemize karþý nasýl kullandýlar!
Son söz: Türk Subayý bu ülkenin en önemli direklerinden biridir! Bu gerçek ýþýðýnda Siyasi Otorite’nin attýðý adýmlara eþ zamanlý “yeni bir Türkiye stratejisi” geliþtirmek Türk Ordusunun “Büyük Türkiye” projesine en büyük katkýsý ve ödevidir!