Türk turizminin gençleri de var

Son dönemlerde Türk turizmi ve ekonomisinde etkin faaliyet ve organizasyonlar sürdüren genç girişimci ve yatırımcılarımız dikkatleri çekiyor. Öncelikle şunu açıkça ifade etmek isterim ki oldukça meşakkatli, gönüllülük ilkesiyle ülkesine yürekten bağlılıkla, ahlaki değerleriyle sevgi ve saygı çerçevesinde genç yol arkadaşlarına da örnek teşkil edecek şekilde özüyle, sözüyle, yaptıklarıyla rol modeli olacak genç turizm sevdalılarına ihtiyacımız var. Bu yolda ben oldum demek, popülist, günü kurtaran, altını doldurmayan tavırlar sergilemek uzun vadede hayal kırıklığından öteye gitmez. Bir de şöyle bir gerçek var ki turizmin farklı iş kollarında uzun yıllar, uzun yollar ve ciddi deneyimlerden geçmiş büyüklerinin de gönlünü kazanmayan, tepkisini çeken ve ‘ülke turizmimiz bu gençlere kaldıysa vay halimize’ dedirten, hoş olmayan tepkilere yol açar.

Kariyer notanızda sizleri seven, her fırsatta destek olmaya gayret ve özen gösteren biri olarak benim yazdıklarıma kulak verin ama bir kulağınızdan girip diğerinden çıkmasın.

Turizmin kalbine dokunun

Türkiye ile bütünleşin, ülkemizin her noktasına, turizmle ilgili her destinasyonuna gidin, yaşayın, deneyimleyin, gözlemleyin, turizm mesleğini yapan ve yapmak isteyen genç turizmci kardeşlerinize dokunun, sadece büyük şehirlerde, ofislerde, lüks otellerde, sponsor bağlantıları çemberinde kalmayın. Tabii ki başarılı bir turizm organizasyonu için destekler almak, uluslararası anlamda Türkiye turizmini en etkin bir şekilde hak ettiği algılarla tanıtmak, anlatmak, ilişkiler kurmak, rekabette en önde olmak için destek almak önemli ve gerekli. Sözün özü Türkiye ile bütünleşin.

Bazen de küçükler büyüktür

Bu hafta sizlerle tanıştıracağım genç girişimci Emre Gelen, 2008 yılından bu yana ‘en büyük servetim itibarımdır’ diyor. “İki çocuğum var ve onların hazinesi bu eşsiz vatanımızdır. Bu bilinçle tarihsel ve kültürel mirasımızı dünyaya doğru ifade etmek için ölçülebilir, içeriği bizim tarafımızdan oluşturulan işlere imza atmak için yola çıktım” diyen Emre Gelen, eğitimiyle, aile terbiyesiyle, ahlakıyla, mütevazı ve sade kişiliğiyle; gayreti, yaptığı ve yapacağı uluslararası organizasyonlarla genç turizmcilere örnek olabilecek kalitede bir isim. Gözlerindeki ışıltı başarılarının şimdiden habercisi.

Ben değil biz diyen ve pırıl pırıl ekibiyle enerjik, tempolu, işini severek yapan Emre Gelen, ülkemiz seyahat sevenlere daha doğru anlatılmak amacıyla 18-23 Nisan’da çok önemli bir etkinlik organize ettiklerini ifade ederek duygu ve düşüncelerini benimle paylaştı. Gelen “Amacımız Türkiye imajını ve algısını dijital kanaat önderliği vasıtasıyla dünyaya ihraç etmek. Artık seyahat severler tatil ve konaklama tercihlerini konvansiyonel kanallardan değil online mecralardan yapıyorlar. Destinasyon ve ürünlerin pazarlaması da bu yöne kaymış durumda. Çünkü insanlar artık gerçek deneyimleri görmek, okumak ve izlemek istiyorlar, kararlarını da bu doğrultuda veriyorlar. Bu vizyonla 35 ülkeden 150 seyahat influencer’ını (instagrammer, youtuber, blogger) ülkemize davet ettik. Dünyanın en geniş katılımlı influencer summit’ini 18-23 Nisan’da İstanbul ve Antalya’da gerçekleştireceğiz. Proje kapsamında konferans, paneller ve markalarla influencer’ların toplantılar yapacakları platformlar gerçekleşecek. Amaçlarımızdan biri sektörümüze bir nebze olsun destek verebilmek ve vizyon katmaktır. Türkiye dünyanın en zengin kültürel ve tarihi mirasına sahip coğrafya üzerinde hüküm sürmektedir. Sebebi ise insanlığın ve medeniyetin ilk önce Anadolu coğrafyasında hayat bulması, tarihte çok önemli izler bırakan medeniyetlerin bu topraklar üzerinde hüküm sürmüş olmalarıdır. Bu vizyonla çıktığımız yolda amacımız ülkemizi dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri yapmaktır. Gastronomi, kongre, sağlık ve deniz-kum-güneş turizmi olarak nitelendirdiğimiz tüm segmentlerde katma değer oluşturmak istiyoruz. Bunun için coğrafi ve fiziki koşullar aslında doğal olarak bizim ülkemizde mevcut” diyor. İnflow Travel Summit’in Genç Başkanı Emre Gelen ve ekibine şimdiden başarılar diliyorum. Allah yolunuzu açık etsin.

8. Alaçatı Ot Festivali başladı

Yoğun bir ilgi ile 6-9 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen festivalin bu yılki teması ısırganotu. En güzel ot yemeği ve en fazla ot çeşidini toplama yarışmaları bugün festivalin son gününde heyecanlı ve renkli görüntülere sahne oluyor.  

Alaçatı ot çeşitleri: Cibes, Ala gömeç, Serçe otu, Şevket-i Bostan, Radika, Kuzu kulağı, Ebegümeci, Turp otu, Arap saçı, Gelincik otu, Isırgan, Sakızcık.

Türk mutfağının deneyimli, güçlü lideri mutfak şefi Rahmi Yılmaz, ot festivalinin gerçek konusu olan sağlık deposu ot çeşitlerini toplamak için yöre halkımız daha gün ışımadan 04.00’da dağlara çıkarak en güzel ve kaliteli otları toplayarak en az 40 çeşit ot koşuluyla ile jürimizin karşına çıktılar. Kıyasıya güzel, tatlı bir rekabet içindeler. Türkiye’nin her dört bir yanından gelen misafirlerimizi 4 gün boyunca Alaçatı Ot Festivalinde görmek bizleri mutlu etmiştir. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.

Kendine has iklim dokusu ile endemik bitki türlerine sahip Çeşme Yarımadası'na özgü bitkiler bu yörede başka bir dili konuşur. Özellikle Sakız, Enginar, Anason, Kekik, Lavanta, Şevket-i Bostan, Çeşme Kavunu gibi değerli endemik bitkileri barındırır. Yöremiz bir mikro klima iklim içerisinde. Yöremizdeki rüzgarlar tıbbi ve aromatik bitkilerin uçucu yağ kalitelerini ve aromatik kokularını en üst noktaya çıkarıyor.