Türk-Amerikan iliþkileri her daim Türkiye’de merak konusu olmuþtur. Ancak bu büyük merakýn nedeni derin stratejik analizler yapma ihtiyacýndan çok, iç politikada siyasi partilerin birbirini yýpratmaya malzeme aramalarýdýr. Bugün de deðiþen bir þey yok. Türk-Amerikan iliþkileri bozulsa, Türkiye’nin dünyanýn tersine kürek çektiði; iliþkiler daha yakýnlaþsa Türkiye’nin ABD’nin uydusu haline geldiði iddia edilecek.
Hükümet “aramýzda görüþ ayrýlýðý var” dese de, “büyük uyum içindeyiz” dese de “eyvah diyecek kesimler var. Üstelik bir de yapýlan açýklamalara inanmama hali söz konusu. Ýki ülke iliþkilerinin gayet yolunda olduðu bizzat birinci aðýzlardan söylendiðinde bile, iþin aslýný her nasýlsa daha iyi bildiðini iddia edenler doðru söylenmediðini ileri sürerler. Bu, daha ziyade Türkiye tarafýnýn doðru söylemediði anlamýna gelir.
Diyelim ki Türkiye’deki siyasiler doðru söylemiyor; koskoca ABD’nin Baþkan yardýmcýsý da mý gerçekleri ifade etmekten kaçýnýyor. Türkiye’ye yaptýðý ziyaret vesilesiyle hem iliþkilerin düzeyini hem de ortak çalýþma noktalarýný gayet açýk biçimde ifade etti.
Ana çerçeve
Biden, Türkiye ziyaretinde ABD’nin çevredeki tüm sorunlarý esas olarak Rus-Amerikan iliþkileri baðlamýnda ele aldýðýný açýkladý. Rusya’nýn Ukrayna politikasýnýn hiç onaylanmadýðý, enerji konusunu silah olarak kullanmasýnýn kabul edilemez olduðu ve en önemlisi Suriye sorununda Rusya ile Ýran’ýn kabahatli görüldüðü dile getirildi. Daha iyi anlaþýlsýn diye de Rusya’nýn pek rahatsýz olduðu bir yer olan Patrikhane’yi ziyaret etti.
Bu çerçevede Kýbrýs ve doðalgaz krizinin de aslýnda Rusya’nýn enerji silahý ile baðlantýlý olduðu hatýrlatýldý. Bu açýklamalar, ABD ile Türkiye’nin Doðu Akdeniz ve hatta Karadeniz-Hazar havzasýnda Rusya manipülasyonlarýný sýnýrlayacak faaliyetlerde daha fazla ortaklýk yapacaklarý anlamýna geliyor.
Ancak ABD ile Türkiye’yi ortak davranmaya iten tek konu Rusya’yý sýnýrlamak deðil, ayný zamanda bunu Rusya’yý tahrik etmeden yapmak. Yani hem Türkiye hem ABD Rusya’yý doðrudan karþýlarýna almak istemiyor, onu Avrupa ve Ortadoðu’daki bazý ortaklarýndan kopartmak istiyorlar.
Söz konusu stratejinin uygulamadaki sýnavý ise Esad Rejimi. Esad’ýn ve iktidar çevresinin þu an bertaraf edilmesi, Rusya ile pazarlýk olasýlýklarýnýn eritilmesi anlamýna gelir. Dolayýsýyla Esad rejiminin nihai hedef olduðunun açýklanmasý, ABD’nin pazarlýklarda elin güçlendirme arayýþýna karþýlýk geliyor.
Karþýlýklý baðýmlýlýk
Esad’ýn nihai hedef olduðunu söylemek yetmez, inandýrýcý olmak da gerekir. Bunun için ise Türkiye-ABD ortaklýðýyla içinde Irak Kürtlerinin, Özgür Suriye Ordusu’nun ve diðer muhaliflerin de olduðu geniþ kapsamlý bir muhalefet eðitilip donatýlýyor.
Öte yandan Baðdat-Erbil uyumu içinden Türkiye’nin enerji yolu açýlýyor; bu proje de Avrupa ülkelerine Türkiye’nin enerji yollarý konusundaki kilit önemi olarak ifade ediliyor. Bu yolla Kýbrýs açýklarý meselesinde Türkiye’nin oyun dýþýnda býrakýlmasýna izin verilmeyeceði de ima ediliyor. Yani enerji konusunda Avrupa’ya Rusya’ya bakmamasý, onun yerine Türkiye’yi kazanmaya uðraþmalarý hatýrlatýlýyor. Kýbrýs konusunda taraflar Türkiye’yi tahrik etmeyi sürdürürlerse, devam edecek kriz nedeniyle doðalgazýn kimseye yar olmayacaðý söylenmeye çalýþýlýyor.
Söz konusu kurguya dair giriþimler bugün baþlamadý, çoktandýr devam ediyor. Bu süreç içinde de iki ülkenin eþ zamanlý ve karþýlýklý olarak kazaným elde edebilecekleri ortak bir yol aranýyordu. Bugün bu yolun bulunduðu ve uygulamadaki ayrýntýlarýn, diðer ortaklarýn talepleri ile olasý yeni iþbirlikleri koþullarýnýn ele alýndýðý anlaþýlýyor.