Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn Afyon’da partililer önünde yaptýðý konuþmayý televizyonda deðerlendirmemi dinlemiþ bir dost, “Sahi öyle mi düþünüyorsun; Tayyip Bey yurtdýþýndaki okullarýn kapatýlmasý yerine onlara sahip çýkýlmasýný daha uygun görmeye baþlamýþ olabilir mi?” diye sordu.
Evet, ben öyle düþünüyorum.
Dostumun Cemaat ile ilgisi yoktur; davetlerine bile katýlmadý bugüne kadar... Tek istisna, her yýl düzenlenen ‘Türkçe Olimpiyatlarý’dýr... Bugüne kadar düzenlenen olimpiyatlara eþiyle birlikte katýldýðýný biliyorum... Gözyaþlarýný tutamadýðýný eþinden dinlemiþimdir...
Türkiye içinde cereyan eden tartýþmalarýn en trajik yönü Cemaat’le irtibatlandýrýlan yurtdýþýndaki eðitim faaliyetlerinin de hedef tahtasý yapýlmasý... Bunun anlaþýlýr bir tarafý var elbette; ancak bayaðý zorluklar ve fedakârlýklarla gerçekleþmiþ, yayýlmasýnda devleti þimdilerde yönetenlerin katkýlarý da bulunan Türk okullarýna aslýnda ‘milli proje’ gözüyle bakýlabilir.
Turgut Özal baþbakanken mektuplar vererek, görüþtüðü ülkelerin yöneticilerine sitayiþle bahsederek açmýþtý yurtdýþýndaki okullarýn yolunu; ayný çizgiyi Abdullah Gül ve Tayyip Erdoðan da yýllarca izledi. Oralarda bu okullar ‘Cemaat’ irtibatýndan çok Türkiye’nin giriþimi olarak biliniyor...
Ve bu sebeple de sevilip sahipleniliyor...
Gelen haberler doðruysa, 17 Aralýk sürecinin artçý dalgalarýnýn ulaþtýðý ülkeler, okullara þaþý bakmaya ve bazýlarý zorluklar çýkararak bazýlarý resmen kapatýlmayla sonuçlanacak yöntemlerle, karþý tavýrlar takýnmaya baþlamýþ görünüyor.
Yurtdýþýndaki devlet görevlileri de, Ankara’dan çýkan olumsuz sesleri bulunduklarý ülkelerdeki muhataplarýna aktararak, kapatýlmayla sonuçlanacak süreci kýsaltma çabasýndalar... Görevleri bu.
Emin olduðum bir gerçek var: Yazýlarý, yorumlarý ve giriþimleriyle siyasilerin hiddetini çeken ve böyle bir geliþmenin önünün açýlmasýna sebep olan bazý nevzuhur tipler okullarýn kapanma noktasýna gelmesinden hiç rahatsýzlýk duymazken, yaþanan sürece büyük bir kýzgýnlýkla yaklaþan, 17 Aralýk’ý bir darbe giriþimi olarak deðerlendiren yakýn dostum gibiler, bu geliþmeyi, içleri titreyerek, “Ne yapabiliriz?” tedirginliðiyle izliyorlar...
Sýrf uzak coðrafyalarda bayraðýmýz dalgalansýn, güzel dilimizi beyaz-siyah derili gençler de öðrensin, ulaþýlan ülkelerde Türkiye’yi seven bir kesim meydana gelsin diye, Anadolu insanýnýn çocuklarýna ayýracaðý vakti ve þahsi servetini uðruna feda ettiði okullar bunlar...
Fedakârlýkta bulunan insanlarýn siyasi bir hesabý yoktu, bugün de yaþananlarý tasvip etmiyorlardýr. Bir tuðla üzerine bir baþkasý konularak oluþtu o okullar... Ýnþasý ve faaliyetinde tek tuðlasý bulunmayan gürültücü siyasi hesap sahiplerinin yanlýþ davranýþlarýnýn doðurduðu tepki sonucu okullarýn kapanmalarý, olan bitenle ilgisiz geniþ kitleleri üzebilir...
Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn, “Yanlýþ yapan devlet görevlilerini yerlerinden alýp bir baþka yere atamak ‘cadý avý’ ise, evet, ‘cadý avý’ da yapacaðýz” gibi keskin bir cümleyi de içeren Afyon konuþmasýnýn satýr aralarýnda, bu duruma bir çýkýþ yolu arama niyeti sezdim.
Niyet...
Projeye baþýndan itibaren sýcak bakmýþ, yayýlmalarýna kendi çapýnda katkýda da bulunmuþ, siyasi kimlik sahibi ve “Okullar” dendiðinde yüreði pýr pýr eden bir baþka dostuma “Ne yapýlabilir?” sorusunu yönelttim.
Cevabý þu oldu: “Ýstenirse mutlaka bir çözüm bulunur... Umarým gecikmeden çözüm arayýþý baþlar...”
Galiba düþüncelerini Tayyip Bey’le paylaþmýþ bu dostum; o sebeple ayrýntýlara girmekten kaçýndýðý izlenimi aldým.
Zor bir durum, ama iyi niyetle yaklaþýlýrsa çözüm bulmak imkânsýz deðil... Devletin okul bulunan ülkelerde resmi temsilcileri var: Büyükelçilik... Yunus Emre Kültür Merkezi... TÝKA... Türkiye’de ise eðitimle ilgili bir bakanlýk ve eðitim faaliyeti yapan yüzlerce sivil toplum örgütü bulunuyor... Herhalde konu, içinden çýkýlmayacak kadar çetrefil olmasa gerek...
Karþý çýkmak... Gücünü kýrmak... Yok etmek... Ýyi bildiðimiz yöntemler bunlar... Biraz da kýrmadan, yok etmeden kazanmak gibi farklý yöntemler düþünsek ya?
Dostlarým bunu bekliyor, bilesiniz...