Gerçekten de cehalet zor zanaat. Hele de cahil, gazeteciymiþ gibi yapýyor, çömeldiði köþeden sallayýp duruyorsa. Türk-Ýslam sentezinin ülkeye büyük zarar verdiðini bunu da uyduranýn AK Parti olduðunu yazmak için salt cahil deðil ayný zamanda köyü niyetli olmak gerekir. AK Parti sentezi benimsemiþ, tartýþmýþ, üzerinde durmuþ ya da reddetmiþ olabilir ama “AKP’nin keþfi” demek ve de Sentezin ne olduðunu açýklamamak ayýptýr en hafifinden. Bak; oku ve öðren:
Türk-Ýslam Sentezi, fikri ta 19. yüz yýl ortalarýna, Namýk Kemal’e, Ziya Paþa’ya kadar uzanýr. Yeni Osmanlýlar: “Batýdan bilim ve teknoloji alalým, ancak Ýslam dini ve ondan kaynaklanan örf ve adetlerimizi korumalýyýz” diyordu. Ziya Gökalp 1908 yýlýnda Ýttihad ve Terraki’nin ideolojisini belirlemek görevini üstlenince, Osmanlý toplumu için Türklük, Ýslamlýk ve Çaðdaþlýk (Batý uygarlýðý) sentezi kabul edilmelidir, demiþti. Gökalp, Cumhuriyet dönemindeyse laik Türk milliyetçiliði fikrini savundu.
Cumhuriyet döneminde Türk-Ýslam Sentezi fikri, 1960’larda solcu ideolojik akýmlara karþý bir tepki olarak çýktý. Demokrat Parti’nin “ýlýmlý Ýslamcý” siyasetinden sonra ulusal kimlik ve ulusal kültür sorunlarý, hele de 27 Mayýs sonrasýnda, ciddi bir tartýþma konusu olarak gündeme oturunca, milliyetçi üniversite hocalarýnca oluþturulan Aydýnlar Ocaðý, konuya el koydu.
Aydýnlar Ocaðýna göre: Kemalizm temelde bir ideoloji deðil, bir demokrasi ve batýlýlaþma adýmýdýr. Þapka, harf devrimi ve diðer reformlar Atatürkçülüðün esaslarýndan sayýlmaz. Bizim bin 200 yýllýk tarihimiz Türk milletinin kültür varlýðý olarak, Türk-Ýslam sentezi biçiminde bir temel oluþturmuþtur. Ýslamiyet, Türk kültürünü oluþturan baþlýca öðedir. Milli deðerlerimize ve tarihimize baðlýlýk solcu ve hümanist adý altýnda yýkýcý akýmlara karþý doðal bir güvencedir. Türk Ýslam Sentezi, bu tarihi senteze baðlý olarak, bugünkü laik ve demokratik devlet yapýsýna ve Batýlýlaþmaya açýktýr.
Türk-Ýslam Sentezi fikrini öne süren aydýnlar Ali Fuat Baþgil, Ýbrahim Kafesoðlu, Mümtaz Turhan, Nihat Sami Banarlý, Muharremn Ergin gibi hocalardýr. Osman Turhan ve Mehmet A. Köymen gibi tarihçiler de sentezi destekleyenler arasýndadýr. Sentezciler Türk-Ýslam Sentezini devlet için bir kültür planlamasý, devleti yýkýcý akýmlara karþý koruyacak milli bir savunma aracý olarak düþünmektedirler.
Aydýnlar Ocaðý 1973-1986 döneminde çeþitli illerde örgütler kuruyor, belirli aralýklarla Milli Kültür Þurasý adý altýnda adý altýnda toplantýlar düzenliyor, Türk kültür ve siyaset hayatýnda birinci derecede rol oynamaya soyunuyordu. Kenan Evren ve 12 Eylül yönetimi sonrasýnda siyasi iktidarlar Aydýnlar Ocaðý’nýn görüþlerini benimsedi. Ve Aydýnlar Ocaðý 1986 yýlýnda bir Milli Mutabakatlar Çaðrýsý sundu ve Devlet Planlama Teþkilatýnýn Milli Kültür Raporunu hazýrlanmasýnda görüþlerini kabul ettirdi. Sentezcilere yakýn olanlar devletin türlü kültür kuruluþlarýnda görev aldý.
Türk-Ýslam Sentezcileri devletin kültür politikasý hedeflerini þöyle saptamýþtý:
1. Batý’dan kültür deðil, bilim ve teknoloji alýnmalýdýr. Batý’yý birebir taklit geliþmeyi engeller, soysuzlaþtýrýr.
2. Milli kültür; milleti oluþturan, birleþtiren temel ve deðiþmez esastýr. Türk-Ýslam Sentezinin milliyetçiliði kültür milliyetçiliðidir; ýrkçý ve ayýrýcý deðildir.
3. Orta Asya’dan intikal eden Türk’ün özdeðerleri arasýnda Türklük gibi Ýslamiyet de temel öðedir.
4. Milli Kültürü korumak ve güçlendirmek devlet eliyle olacaktýr. Bu, mutlaka demokrasi ve insan haklarýyla uzlaþma içinde olacaktýr.
5. Türkiye’nin sanayileþmesi bir zorunluluktur. Ancak sanayileþen toplum kendine özgü din ve ahlak esaslarýný da biryana býrakmamalýdýr.
Ya iþte bu, kýsaca Türk-Ýslam Sentezi’nin özetidir. Kötüdür deyip eblehler gibi sýrýtmak resmen cehalet iþidir. Herhangi bir sentezin kötü olduðunu söylemek için buna bir seçenek oluþturman gerekir ki bunu yapacak ne kültür ne de bilgi birikimi var sende!.. Unutmadan, Senteze karþý çýkanlarý ve gerekçelerini daha sonra anlatacaðým efendim. (Halil Ýnalcýk: Kuruluþ ve Ýmparatorluk Sürecinde Osmanlý)