Soðuk Savaþ Ýslamlaþma fikriyatý ne Buhara'dan söz eder, ne Semerkant'tan ne de Bakü'den. Ýslamcýlar, Türkistan'a bakmazlar bile. Gördükleri ve duyduklarý Ortadoðu. Sanki Türkistan Ýslam âlemi deðil. Türk Dünyasý, belli bir siyasi görüþe havale edilmiþ. Türkeþ ve arkadaþlarý, 1940'larýn ortalarýnda bu dünyayla ilgilenenince, "Turancýlýk Davasý"ný güdüyorlar diye týrnaklarý çekilir. Herkes Sovyetik hâkimiyet alanýndaki Müslüman toplumlara karþý saðýr ve kör hale getirilir.
Mehmet Âkif, payitahtta Ýslamlaþma fikriyatýnýn kurucu aklý. Türkistan'a da hitap eder ve Türk Dünyasý ile yakýndan ilgilenirdi. Orada yaþanan olaylarý dergisi Sýratýmüstakim'de yayýnlardý. Çýrpýnýrdý Karadeniz þiirini ve yine Azerbaycan Milli Marþýný yazan Cevad Ahmet'i etkilemiþti. Ýslam düþüncesinin büyük ikliminden nice aydýnlar payitahtta Âkif ve Filibeli Ahmet Hilmi ile teþrikimesaide bulundular.
Gökalp, Turan þiiriyle seslendi. Kýzýlelma'yý yazdý. Turan þiirinde, ilk defa "Türkçe ezan"dan bahsetti. Enver Paþa'nýn Turan siyaseti ise Ýslam'a dayanan Türk birliðidir. Ancak Âkif'in Türkistan muhayyilesi, Türk coðrafyasýnýn Ýslam ruhunu selamlar.
Türkistan, Anadolu'nun bir parçasý. Nice âlimler ve arifler gelip gitmiþ. Payitaht Ýstanbul, onlarýn da payitahtý olmuþ. Hacca giden Buhara ve Semerkantlýlar önce payitahta, sonra da Konya ve Þam'a uðrayarak Mekke'ye giderlerdi. Ali Kuþçu, Buhara'dan Ýstanbul'a gelir. Bahaddin Nakþibend, ilk tohumlarýný Türkistan'da atar. Oradan yayýlýr bütün dünyaya. Molla Ýlahi, Ýstanbul'dan kalkarak Semerkant'a büyük Nakþi Ubeydullah Ahrar'ýn yanýna giderek yetiþir ve tekrar Ýstanbul'a döner. Yýllar önce Ahmet Buhari'nin yýkýk tekkesinin önünden geçerken hep Buhara'yý hatýrlardým.
Sovyet düzeni yýkýlýnca, Türkistan'ý ilk hatýrlayan ve samimi teþebbüslerde bulunan önemli kiþiler, çevreler ve kurumlar oldu. Hüdayi Vakfý'nýn Gençlik Yardým Fonunu Bakü'de ziyaret ettiðimizde, ilginç bir olay anlatýldý bize. Yetmiþ yaþlarýnda, beyaz sakallý Selim Efendi, Ýstanbul'a gelip hizmet talebinde bulunuyor. Ýnsanlar ona Kuran okuyor. Gözyaþlarý içinde sevince boðuluyor. "Bizde de böyle insanlar olsun" diyor. Bir grup ziyarete geliyor Bakü'ye, sonra Türkiye Cumhuriyetinin himayeleriyle çalýþmalar devam ediyor. Bugün Kuran Kurslarý, dergiler, dijital televizyon kanallarý ile birçok çalýþma yürütülüyor. Ahmet Tecim bu faaliyetlerin baþýnda. Büyük bir samimiyet ve gönül geniþliðiyle konuþuyor.
Türkiye Diyanet Vakfý, 1992 yýlýnda Bakü Türk Lisesini açmýþ. Azerbaycan'ýn en iyi öðrencileri okuyor. Uluslararasý ve Türkiye'nin birinci sýnýf üniversitelerini kazanmýþlar. Müdürü Kadir Bey, otuz yýldýr fedakârlýkla hizmet ediyor. Biz üç akademisyeni muhabbetle misafir ediyor. Atatürk Lisesi, Türk Dünyasý Araþtýrma Vakfý tarafýndan açýlmýþ baþka bir eðitim kurumu. Öðrenciler, bizleri piyesler, marþlar, korolarla karþýlýyor.
Türkiye'de okumuþ, doktora yapmýþ ve bugün tarih, Türk dili, ilahiyat alanlarýnda çalýþan birçok akademisyenle karþýlaþýyoruz. Ortak projeler yürütülüyor. Araþtýrma merkezleri kurulmuþ. Öðrenci alýþ veriþi devam ediyor. Akademik köprüler oluþmuþ.
Türkiye, köklü kurumlarýyla Türkistan'da hizmetler yapýyor. Türksoy, TÝKA bunlarýn baþýnda geliyor. Bakü Büyükelçisi, bir sosyolog. Doç. Dr. Cahit Baðcý. Akademisyenlikten vekilliðe ve sonra da burada göreve gelmiþ. Mütevazý, gayretli ve donanýmlý bir þahsiyet. Bölgenin varlýðýna içten inanan bir insan. Bize Yokuþun Çocuklarý kitabýný hediye ediyor: Anadolu'da sýfýrdan yola çýkarak ODTÜ, DPT, Van, Manchester'da doktora, Ankara'da üç dönem vekillik. Büyük bir baþarý hikâyesi.
Türk Dünyasý ile her açýdan iliþkili olmalýyýz. Türklerin de Müslümanlarýn da bu konuda mesuliyeti var. Ateist sekülerlikten geçen kardeþlerimizle ve soydaþlarýmýzla yeni bir dünyaya kanatlanmak üzereyiz. Bunun adil, iyi, müreffeh ve kardeþçe olmasý için gayret içinde olmalýyýz.