Yarýn, 4 Aðustos 1922'de bir hayatýn trajik bir þekilde noktalanýþýnýn 100. Yýldönümü.
Henüz 24 yaþýndayken, 1905'de, Manastýr'da, Osmanlý Hürriyet Cemiyeti'ne üye oluþ.
26-27 yaþýndayken Ohri ve Tikveþ baþta olmak üzere, Balkanlar'daki Bulgar, Arnavut ve Rum çetelerinin korkulu rüyasý haline geliþ.
Meþrutiyet'in ilân olunmasý ve Kaanun-u Esâsî'nin yürürlüðe konulmasý isteðiyle, Resneli Niyazi Bey'le birlikte, 24 Haziran 1908 günü, Makedonya daðlarýna çýkýþ.
Sultan 2. Abdulhamîd'in, 23 Temmuz 1908'de Meþrutiyet'i ilâný ve 1876- Kaanun-u Esâsîsi'ni mer'iyyete koyduðuna dair fermânýnýn yayýnlanmasýndaki rolü.
Henüz 27 yaþýndayken, bütün Osmanlý coðrafyasýnda 'Hürriyet Kahramaný' ünvanýyla baþtâcý ediliþ.
23 Aðustos 1908'de Rûmeli Vilâyâtý (vilâyetleri) Müfettiþliði'ne getiriliþ.
Sonra, ataþemiliter (askerî ataþe) olarak Berlin'e gönderiliþ.
2. Meþrutiyet'in ilânýnýn ortaya çýkardýðý kargaþa ortamýnda düzeni yeniden saðlamakta çekilen sýkýntýlar sýrasýnda, Ordu içindeki 'Alaylý' ve 'Mektebli' zýtlaþmasýnýn 'Osmanlý Ýttihad ve Terakkî Cemiyeti'nce, 'Ýrtica hareketi' diye gösterilerek meydana gelen '31 Mart 1909 Vak'asý' üzerine geçici olarak yurda dönüþ ve 33 yýldýr saltanat makamýnda bulunan 2. Abdulhamîd'in 'hal'ini saðlayan Mahmûd Þevket Paþa komutasýnda Selânik'ten yola çýkan 'Hareket Ordusu'nda vazife alýþ.
Mart 1911'de Ýstanbul'a çaðrýlýþý ve Mahmud Þevket Paþa tarafýndan Makedonya'daki çete faaliyetlerine karþý alýnacak tedbirleri almakla vazifelendiriliþi.
Ve, 15 Mayýs 1911'de, Sultan M. Reþad'ýn yeðenlerinden Nâciye Sultan ile niþanlanýþ.
27 Temmuz 1911'de, Arnavutluk'taki Malisör Ýsyaný üzerine, Trieste üzerinden Ýþkodra'ya gidip, isyanýn bastýrýlmasýnda önemli rol oynayýþ.
*
Evet, kimine göre, bir inanç ve ideal, bazýlarýna göre ise, bir hayal veya macera adamý ve hattâ 1923 sonrasý, 75 yýl boyunca yok sayýlan ve hattâ 'hain' suçlanan Enver Paþa'dan söz ediyoruz.
*
Ýtalyanlarýn Trablusgarb'a saldýrmalarý üzerine Enver Bey, Almanya'dan yurda döner ve Ýttihad ve Terakkî Cemiyeti 'Merkez-i Umûmîsi'ne, Ýtalya'ya karþý bir 'gerilla savaþý' yürütülmesi görüþünü kabul ettirerek, Mýsýr'a ve oradan da gizlice Bingazi ve Tobruk'a gider. Orada etkili Sunûsîyye Tariqatý'nýn da desteðiyle halký örgütleyerek, Ýtalyanlara karþý yapýlan muharebe ve gerilla harekâtýnda büyük baþarýlar elde eder ve Ýtalyan güçleri sahillerde çivilenirler.
Enver Bey, 24 Ocak 1912'de Umûm Bingazi Mýntýkasý Kumandanlýðýna getirilir. Kasým-1912 sonlarýnda Balkan Savaþý'na katýlmak üzere tebdil-i kýyafetle Ýskenderiye'ye, oradan da bir Ýtalyan gemisiyle Brindisi'ye gider ve Viyana üzerinden Ýstanbul'a dönen Enver Bey'in, halk üzerindeki itibarý daha bir zirve yapar.
*
Bu arada, özellikle de yaþýtý olan diðer subaylarla gizli rekabet hallerinin yaþanmasý da ilginçtir. Bu gizli rekabetin en önde gelen isimlerinden birisi de Mustafa Kemal Bey'dir.
(Bu konunun, bu iki kiþi arasýndaki iliþkilerin anlaþýlmasý açýsýndan burada zikri gerekiyor.
Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda Suriye'de Cemâl Paþa'nýn özel kalem müdürü olan ve 1923'lerden sonra ise, Mustafa Kemal'e sýnýrsýzca baðlanan Fâlih Rýfký'nýn þahidliði ilginçtir.
Fâlih Rýfký, Kültür Bakanlýðý tarafýndan 1981 yýlýnda yayýnlanan 'Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri' isimli eserinde; 'Mustafa Kemal - Enver' baþlýklý bölümde þöyle der:
'Afrika çöllerinde Ýtalyan ordularý ile Libya'yý kurtarmak için savaþan hürriyet kahramanlarý, Balkan Harbi bozgununun ancak sonunda vatana gelebildiler. Mustafa Kemal de bunlarýn arasýnda idi. Bir gün kendisine, Afrika'ya niçin gittiðini sormuþtum:
'-Enver gittiði için!' cevabýný verdi.
Akýlsýzca da olsa kahramanlýk þöhreti veren hiçbir sergüzeþtte ondan geri kalmamalý idi. Boþuna da olsa, ölüme göðüs açmalý idi.(...)'
*
Enver Bey ile Ýttihad ve Terakkî Cemiyeti'nin ileri gelenleri, 23 Ocak 1913 tarihinde Bâbýâli Baskýný'ný gerçekleþtirdiler. Enver Bey öncü rol oynadýðý bu Hükûmet Darbesi'nde Sadrâzam Kâmil Paþa'ya istifanâmesini zorla imzalattý. Ardýndan Sultan Reþad'ý, Mahmud Þevket Paþa'nýn sadârete getirilmesine iknâ etti. Ancak, 12 Haziran 1913'te Sadrâzam Mahmûd Þevket Paþa'nýn bir suikasd sonucu öldürülmesiyle, ülke yönetiminde Enver Bey hayatî kararlarýn alýnmasýnda en etkili isim oldu.
1914 baþýnda Harbiye Nâzýrlýðý'ný ve Erkân-ý Harbiyye-i Umûmiyye Reisliði'ni de üstlenen Enver Paþa, Balkan Savaþý'nda bozguna uðrayan Osmanlý ordusunda disiplini yeniden tesis ettiðini ve bu çabalarýnýn baþarýlý olduðunu, Enver Paþa'nýn maiyetinde çalýþmýþ olan Ýsmet (Ýnönü) ve Kâzým Karabekir gibi subaylar belirtirler, hâtýralarýnda.
5 Mart 1914 tarihinde Nâciye Sultan ile evlenen Enver Paþa, önce Londra'ya gidip nabýz yoklar, Ýngiltere istekli deðildir. Ýttihad ve Terakkî Cemiyeti tarafýndan Almanya ile ittifak anlaþmasý saðlamak için vazifelendirilir. Balkan Savaþý'ndan aðýr yenilgiyle çýkan bir zayýf Osmanlý'yla -týpký Ýngiltere gibi-, Alman makamlarýnýn da istekli olmamasýna raðmen, Kayser (Alman Ýmparatoru) II. Wilhelm'in þahsî emriyle 2 Aðustos 1914 tarihli ittifak anlaþmasý imzalanýr.
10 Aðustos 1914 günü Çanakkale önüne gelen Goeben ve Breslau adlý Alman savaþ gemileri peþlerindeki Ýngiliz gemilerinden kaçabilmek için giriþ izni isteyince, Enver Paþa gemilerin içeri alýnmasýný ve eðer Ýngiliz gemileri tarafýndan takib edilirlerse, onlara ateþ açýlmasýný emreder.
Bu gemiler Yavuz ve Midilli ismiyle ve Osmanlý bayraðýyla Karadeniz'e çýkýp, 29 Ekim 1914 günü Rusya'nýn Odesa Limaný'ný topa tutunca, Rusya Çarlýðý, özür dilemeyen Osmanlý'ya savaþ açar ve böylece Osmanlý Devleti, kendi sonunu getirecek olan 1. Dünya Harbi'ne girmiþ olur, Eylûl-1914'de. Ve 2 ay sonra, Aralýk-1914'de Rus Ordusuna karþý giriþilen Sarýkamýþ Muharebesi büyük bir faciayla noktalanýr.
*
Enver Paþa'nýn, 1. Dünya Harbi'nde alýnan aðýr maðlubiyetten sonraki þahsî trajedisinin de devamýný ve ülke dýþýna çýkmasýndan sonraki hayatýný, teþebbüs ve planlarýný, yaþadýðý acý hayat sahnelerinin sonunda (þimdi Tacikistan'ýn baþkenti olan) Duþenbe yakýnlarýnda Bolþevik /komünist Rusya rejiminin askerlerine karþý, Kurban Bayramý sabahýnda giriþtiði bir muharebede vurularak öldürülmesini, 5 Aðustos günkü yazýda özetlemeye çalýþalým, inþallah...)
*