Prof. Dr. Ýbrahim Kalýn’ýn, John Bolton’la konuþurken çekilmiþ olan þu fotoðrafýna lütfen dikkatle bakýn. Bu ‘eskiden þöyleydi þimdi böyle’ edebiyatýndan hiç hazzetmem. Fakat durum çok açýk. Trump’ýn ulusal güvenlik danýþmaný Bolton, her ABD’li yetkili gibi, gelmeden önce psikolojik üstünlüðü ele geçirmek ve masaya eli kuvvetli oturmak için akla hayale gelmeyecek laflar etti. Türkiye’yi, sanki bir etnisiteyi hedef alan ülke gibi göstermeye kalktý. Beklenen oydu ki, bu laflarýn ardýndan biz karþýsýnda el pençe divan durup iþin aslýnýn öyle olmadýðýný anlatmaya çalýþacaktýk. Günün sonunda ise müzakere edeceðimiz konularda avantaj elde edeceðimize, muhatabýmýzýn algýsýný deðiþtirmiþ olmayý baþarý sayacaktýk. Oysa þimdi þu fotoðrafa bakýn. Kapý aðzýnda ayaküstü. ‘Tavrýmýz budur, iþinize gelirse’ fotoðrafý. Size bir þey söyleyeyim mi, Türkiye’nin kaybedilmemesi gereken bir müttefik olduðunu zaten anlamýþ durumdalar. Bir terör örgütüyle daha fazla devam edemezlerdi. Psikolojik üstünlük her hâl ve þartta bizde zaten. Bu fotoðraf da, bunun farkýnda olduðumuzun resmi.
Eski DÝSK Baþkaný ve CHP Ýzmir milletvekili Kani Beko, ÝZBAN grevinin asýl amacýnýn yerel seçim öncesi yönetilemeyen bir Ýzmir görüntüsü vermek olduðunu söylemiþ. Ýzmir’de hayat duracak, herkes CHP’li belediyeye ateþ püskürecek buradan AK Parti de puan kazanacakmýþ meðer.. Bu herkesi kendi gibi sanan dar kafalýlarýn, küçücük beyinlerinde kurduklarý senaryo böyle. Sonra? Sonra Cumhurbaþkaný’nýn grev erteleme kararý geldi. Ýzmirliler rahat bir nefes aldý. CHP’li Belediyeye tepki göstermeyi de býraktý. E n’oldu sizin þu çok mühim komplo teorisi acaba?
- Altan Öymen demiþ ki, Erdoðan keþke bir kadýný dansa kaldýrsaydý..
- Rutkay Aziz demiþ ki, Erdoðan keþke bir Mozart/Beethoven dinleseydi..
- Yýlmaz Özdil demiþ ki, Erdoðan keþke bir bardak bira içseydi..
Bunlarýn derdi tam olarak nedir hiç anlamýyorum. Birisi de çýkýp “keþke Yýlmaz Özdil iki rekat namaz kýlsa, keþke Rutkay Aziz oruç tutsa” falan dese kýyameti kopartmazlar mý? Ki kopartsalar da haklarýdýr.. Lekum dînukum veliye dîn.. Bizi hiç ilgilendirmez.. Fakat bunlarýn, iþleri güçleri millete istikamet çizmek. Öyle öðrenmiþler. O yüzden misal kendi ortamlarýnda baþörtülü birini gördüklerinde“yallah Arabistan’a” demeye cüret ediyorlar. Çünkü gen kodlarý böyle.. Etnik, dini, mezhepsel bir tip var kafalarýnda.. Sýnýrlarý belli.. Tam da o yüzden; dindar düþman, Kürt düþman, Ermeni düþman, Alevi düþman.. Temsil ettikleri partinin içinde belki ‘halk’ geçiyor ama en büyük halk düþmaný iþte bunlar.. Milletin liderine ip gösterdikleri, zehirlemekle tehdit ettikleri, millete ‘P**venk’ dedikleri yerin adý da Halk TV deðil mi sözüm ona?… Hatýrlayýn o mide bulandýrýcý manzarayý.. Uður Dündar salonu alkýþlatýyordu.. Yanlarýndaki ilahiyatçý görünümlü kiþi de “Haaahh yaðlý yaðlý..” gibi garip bir tezahürat yapýyordu.. Uzun lafýn kýsasý, baþörtülü kadýn makbul deðil bunlar için.. Bira içmeyen de öyle.. Hele Mozart dinlemiyorsa, vay haline.. Ha bu arada, Rutkay Aziz’i Ankara Sanat’tan tanýyan Ýzzet Cesur önceki gün Twitter’da iddiayla diyordu ki; “bu adam Mozart’la Beethoven’ý ayýramaz..” Eðer öyleyse gerçekten.. Yani sýrf ‘desinler’ diye entel/dantel laflar ediyorsa daha komik deðil mi?..