Önce Rusya'ya ait üsler, insansýz hava aracý ile vuruluyor. Çýkýþ noktasý, Ýdlib gösteriliyor. Malum Ýdlib, Türkiye'nin kontrolünde.
Sonra Þam Rejimi, Özgür Suriye Ordusu'na ait yerleri ve sivilleri vuruyor. Malum, Rejim üzerinde garantör, Rusya ve Ýran'dýr.
Daha sonra, PKK-PYD-YPG terör örgütleri, düzenli ordu kurarak saldýrýlara cevap vereceklerini ilan ediyor.
Rusya Baþkaný Putin, "Ýdlib'den çýkan ve Rusya üslerini vuran insansýz hava araçlarýnýn çýkýþ noktasý Ýdlib olarak gösterilse de, Türkiye ve yönetiminin kesinlikle bu olayla alakasý olmadýðýna emin olduðunu" ifade ediyor. Ayrýca provokasyonun kimler tarafýndan yapýldýðýný bildiklerini, hatta kimlerin ne kadar para aldýklarýndan haberdar olduklarýný beyan ediyor.
Putin; kullandýðý bir cümle ile þuna iþaret ediyor. "Her ne kadar garantör veya kontrol altýnda tuttuðumuz konular olsa da, bazen bunda baþarýlý olamayabiliyoruz." Bu cümleyi; Putin'e soru soran gazetecinin "Türkiye ile iliþkilerimizin normale döndüðünü biliyorduk, bu son olayý nasýl okumamýz lazým" demesi üzerine ifade etmesi, hem Rusya üslerinin insansýz hava araçlarý ile vurulmasýna, hem de Þam rejiminin Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolünde olan yerleri ve sivilleri vurmasýna engel olamadýklarý durumunu, dolaylý eleþtirmiþ oldu.
ABD'nin Suriye üzerinde dayatmasýnýn devam ettiðini, her þeye raðmen sonuna kadar hareket etmek istediði net gözüküyor. O kadar ileriye gidiliyor ki; PKK-PYD-YPG terör unsurlarýna ordu kurdurup, bölgeyi kontrolsüz bölge haline getirme peþinde. Suudi Arabistan'dan çýkan yeni seslerin de sonunun hayýr olmayacaðýný þimdiden görmemiz mümkün.
Anlaþýlan þu ki; ABD, Araplarla Araplarý bile savaþa itmek peþinde. Ýran'daki eylemlere açýktan verdiði desteði planlý ve maksatlý yaptýðýný, Ýran'daki iktidar içi çekiþmelerden de mümkün seviyede istifade etme gayretini de görmüþ olduk.
Esas meselenin; Rusya-Türkiye-Ýran hattýný sarsmak olduðu aþikardýr.
Bir diðer taraftan da Almanya'dan, Rusya ve Türkiye'ye yönelik olumlu mesajlarýn çýkmadýðýný, tesadüf olarak yorumlamamak lazým. Alman Dýþiþleri Bakaný, Türkiyeli meslektaþýna evinde ikram ettiði çay sofrasý fotoðrafý ile "Rusya'ya yönelik ambargolarýn kalkmasý lazým" ifadesi ile de, esasýnda Almanya'nýn ABD'ye de bir mesaj verdiði görülmelidir. Almanya, Rusya ile iliþkiler bozulduktan sonra ciddi ekonomik pazarýný kaybettiðini ve bunun Almanya ekonomisine hatýrý sayýlýr ölçüde zarar verdiðini dile getirmeye baþladý. Hatýrlýyorsanýz Ukrayna-Rusya arasýndaki savaþýn derinleþmesi baskýsý, Kerry'nin Dýþiþleri döneminden devrede idi. Ve Almanya'yý, bu iki komþu ve neredeyse akraba halklarý birbirine düþürmesi için adeta görevlendiren ABD, Poroþenko'yu savaþa itme peþinde idi. Poroþenko savaþ ritoriðini sýk sýk kullansa da, Amerika'nýn arzu ettiði iki devletin karþý karþýya geldiði savaþý oluþturamadý. Almanya'yý uzun süre Rusya'ya yönelik ambargoya ikna etmesi, bu savaþýn oluþmasý ile mümkün idi. Geldiðimiz sonuç þunu göstermekte; Almanya ve Fransa, neden Rusya'ya ambargo moduna girdiklerini sorgulamaya baþladý. Ve bu yakýn zamanlarda iliþkilerdeki yeni boyutu ortaya çýkaracak niteliktedir.
Almanya'nýn, Türkiye'nin coðrafyadaki siyaset inþasý ve stratejik hamleleri sonucunda dil yumuþatmasý da tesadüf deðildir. Türkiye-Rusya-Ýran hattýnýn bozulmasý, coðrafyanýn kaderinin sonsuz felaket tablosuna teslim edeceðini yalýn gözle görmemiz mümkündür. Þimdilik anlaþýlan þu ki; Rusya ve Türkiye, birbirlerine verdikleri sözü sonuna kadar tutacaklarýndan eminler. Lakin bu dayanýþmayý bile, içeriden bozma gayretlerinin olacaðýný da þimdiden görmek mümkün! Yani sadece coðrafyadaki dengeler deðil, hem Rusya ve Türkiye içerisindeki dinamiklerin de bu iliþkileri bozacak nitelik kazanacaðý veya bunun için fazlasýyla adýmlarýn atýlacaðý mümkündür. Rusya'da Putin'in Türkiye ile iliþkilere verdiði önemi, kulislere kulak verdiðimizde, aldýðýmýz bilgilerle teyit edebiliyoruz. Burada Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn þahsi gayreti ve etkisi, esas hareket verici faktördür. Putin; bu faktörü sonuna kadar dikkate alacaðýnýn sinyalini, her ortamda ifade etmekten kaçýnmamakta. Durum þu ki; þu dönem Türkiye ile Rusya'nýn iliþkileri, sadece iki ülkenin deðil, Amerika'nýn dayatmak istediði "tek kutuplu dünya" dizayný arzusunun daðýlmasý, hedeflenen dünyadaki farklý medeniyetlerin çöküþüne de engel olma niteliðindedir. Suriye konusunun nasýl sonuçlanacaðý, esasýnda yeni dünya tarihinin konturlarýný, etkili etkisiz tüm unsurlarýný masaya yatýracaktýr. Amerika her ne kadar güçlü ve þu anda rakipsiz gözükse de, artýk karþýsýna dikilecek yeni seslerin devreye girmesi, devletlerin kendini koruma refleksi ile siyaset inþasý, nihayetinde Amerika'nýn küresel aktörlüðünün bir anlamý kalmadýðýný, "haksýzlýðýn sembolü haline gelmesi" ile yenilmez olmadýðýný da hepimize göstermiþ olacaktýr.