Türkiye dýþ politikada yeni bir þahlanýþa hazýr

Galiba sebebi buldum: Günümüzde dýþ politikada baþarýyý ‘reset çekme’ özelliði getiriyor...

‘Reset’, teknolojiyle haþýr neþir olanlarýn iyi bildiði üzere, bir þeyi sýfýrlamak anlamýna geliyor. Yeni aldýðýnýz bir cihazý kullanýrken yanlýþlar da yapabiliyorsunuz, her yanlýþý hemen düzeltmek ise mümkün olmayabiliyor; cihaz üretenler bu amaçla geliþtirmiþler ‘reset’ düðmesini... Oraya bastýðýnýzda cihazýnýza yaptýðýnýz doðru-yanlýþ bütün katkýlar siliniyor, cihazýnýz fabrika ayarlarýna dönüyor...

ABD ile Ýran diplomasileri, çok köklü bir soruna son vermeyi, dýþ politikalarýna ‘reset’ çekerek baþardýlar...

Ýran ABD ile Batý hakkýndaki önyargýlarýný býrakarak müzakere masasýna geldi, ABD de ön kabullerini býrakarak... Ýtiraz edenler çýksa da, sonunda, iki toplumun çýkarlarýna uygun —dünyayý da rahatlatan— bir anlaþmaya varýldý.

Günlerdir Ýran üzerinde düþünürken aklým hep bu ‘reset’ özelliðine ve Türk dýþ politikasýna takýlýyor...

Türkiye’nin Ak Parti iktidarýyla uygulamaya koyduðu dýþ politika aslýnda ‘reset’ çekilerek gerçekleþtirilmiþti. Önceki dönemlerde uygulanan dýþ politikanýn doðrularý da vardý yanlýþlarý da; Ak Parti doðru-yanlýþ ayrýmý yapmadan kendine özel bir dýþ politika yürütmeyi yeðledi. Bir tür ‘reset’ çekerek... Batý’yý ve Doðu’yu kendisine ortak sayan, komþularla iyi iliþkileri öncelikli tutan ve ilgi alanýný bütün dünya bilen bir dýþ politikaya böyle geçti.

Devletin iþlemeyen bazý kurumlarýný iþletmeye almayý, yeni tercihlere uygun yeni kurumlar oluþturmayý da ihmal etmeden...

Sonuç: ‘Arap Baharý’ denilen ve resmen Türkiye’den esinlendiði belli olan geliþmeye kadar —dýþarýda gýpta içeride takdir edilen— baþarýlarla dolu bir on yýl...

Olabilir, neden olmasýn? ‘Arap Baharý’, beklentilerin aksine, Türkiye’nin dýþ politikada hareket alanýnýn daralmasýna yol açan sürprizlerle geliþti. Bölgesinde hem devletler hem de sokaklarla barýþýk bir çizgiye sahip hale gelmiþ Türkiye, ‘Arap Baharý’ sonrasýnda, kiminde devletlerle kiminde de sokaklarla sorunlu görünmeye baþladý.

Ne kadar büyük çabalar gösterilirse gösterilsin, Türkiye’nin kendi baþýna ve aldýðý tek taraflý kararlarla üstesinden gelmesinin pek mümkün olmadýðý bir durum var. Sorunlar eski kabullerle hakkýndan gelinemeyecek kadar karmaþýk artýk ve ittifaklarýn çözülüp yenilerinin oluþtuðu bir dünyaya ayak uydurmak için daha farklý yaklaþýmlar gerekiyor...

Eksen biz yerimizde durduðumuz halde altýmýzdan kayýyor ve bizim deðiþen zemine ve oluþan yeni eksene uygun politikalar geliþtirerek yeni duruma ayak uydurmamýz gerekiyor...

Yeni þeyler söylemek, yeni davranýþlar sergilemek lâzým...

Ülkemizin diplomasi gelenekleri ve daha da önemlisi iktidar partisinin on yýl önce ‘reset’ düðmesine basabilme cesareti bugün için de ümit verici. ABD ve Ýran’ýn kendi çýkarlarý gereði yaptýklarý ‘farklý’ açýlýmlarý Türkiye de pekâlâ baþarabilir. ‘Stratejik derinlik’ anlayýþý aslýnda bunu mümkün kýlabilecek bir özellik. Türkiye, jeopolitik konumu, sahip olduðu deðerler ve canlý ekonomisiyle yeni bir sýçrayýþa hazýr durumda.

Cihazlarýn ‘reset’ düðmesi pek görünür bir yerde olmaz...