Türkiye futbolda nasýl görünüyor?

Size iki güzel haber vereyim... Önce Cüneyt Çakýr Dünya Kupasý finalini yönetecek, ardýndan da 2024 Avrupa Þampiyonasý finallerini Türkiye’ye verecekler.

Biliyorsunuz; gelecek sezonun UEFA Süper Kupa finali ve ondan sonraki sezonda da, Þampiyonlar Ligi finalinin Ýstanbul’da oynanmasý kesinleþti.

***

Uluslararasý DTTL’nin Türkiye’deki üye firmasý olan Deloitte; denetim, vergi, yönetim danýþmanlýðý, kurumsal finansman ve kurumsal risk konularýnda hizmet veriyor. Deloitte, Haziran ayý içinde yayýnladýðý “Yýllýk futbol gelirleri raporu”nda; Türkiye Süper Ligi’nin (Toplam gelirde) Avrupa’nýn 6. büyük ligi olduðunu, bir kez daha belgeledi.

Maç günü gelirleri, sponsorluk-reklam ve yayýn gelirleriyle 734 milyora Euro’luk potansiyeli olan Türkiye; ilk 5’ten sonra gelen ikinci kategori ülkeleri arasýnda birinci durumda.

Bu büyük bir aþama... Ancak bulunduðumuz konumun hakkýný veren bir futbol kalitesi, itibar ve merak edilirlik yoðunluðu içinde deðiliz. 

Eskiden ve uzunca bir dönem, sadece yaþlý Yugoslav futbolcu getirtirdik. Onlar da, milli takýmda oynayanlar deðil; geçmiþte milli takýmda oynamýþ olanlardý ve genellikle 29 yaþ üstü olurlardý. Þimdi, Dünya Kupasý’nda mücadele edecek 30 civarýnda futbolcuyu Rusya’da izleyeceðiz. Önemli bir geliþme, ama tam anlamýyla deðil. Daha çok sayýda ve daha iyileri gerek...

Dört büyük kulübümüzün borç bataðý içinde olmasý, UEFA’nýn aðýr denetim koþullarý altýnda inlemesi; “Kaliteli ve deðerli yabancý futbolcu” alýmýna þimdilik set çekiyor. Þartlar zorlaþtý.

***

Anadolu kentlerimizin bir çoðunda, yeni ve modern stadlar yapýldý. Stad yenileme konusunda, Avrupa’nýn en önde gelen ülkesiyiz. Hatta bu geliþme, 2024 Avrupa Þampiyonasý finalleri için bize önemli bir avantaj saðlýyor.

Türkiye, büyük organizasyonlarý kusursuz yapacak bir yeterlilik içinde... Her þey demeyelim ama, bir çok þey iyi gidiyor. Fakat Fair-Play konusunda; yaþadýðýmýz tüm olumlu geliþmeleri sýfýrlayan, çok ama çok negatif bir durumdayýz. Adam gibi maç seyretmesini bilmiyoruz. Küfür, kavga, düþmanca rekabet, sahaya yabancý madde atma, stad dýþý olaylarý, futbolcularýn hakemle iliþkileri yerlerde sürünüyor.

Bunlarý halletmeden; ilk 5’in içine girecek bir Türkiye gerçeðinden asla söz edemeyiz. Tek eksiðimiz, taraftar profilinin kendini yenilemesidir. Ha gayret!