18 Mart 1915'i, 'Çanakkale Geçilmez' diye yazdýran iradenin önünde ihtiramla, duayla, þükranla, ibretle duruyoruz. Arýburnu'nda, Anafartalar'da, Kilitbahir, Seddülbahir'de sýradaðlar gibi dizi dizi yatan þehitlerimizin aziz ruhlarýna selam olsun. Hazreti Hamza'nýn, Hazreti Hüseyin'in kanatlarýnýn altýnda, inþallah serindir onlarýn ruhlarý.
Dedelerimizin, yani Çanakkale Þehitlerinin... Þehitlerimizin ruhlarý, uzundur. Aradan geçen 100 yýllýk tozlu zamandan sonra bile, onlarýn aziz ruhlarýnýn o uzun, o kuþatýcý, o insana irade, sebat ve teselliyi fýsýldayan serin gölgesi, hala bizim üzerimizdedir. Bu yüzden Çanakkale, aradan geçmiþ 100 yýllýk gurbetten sonra bile, biz o ruha ne kadar unutkan ve ne kadar garip düþmüþ olsak bile, bizim mektebimiz, bizim dersimiz, bizim öðretmenimizdir...
Yeþiline biraz dikkatle baksan, aðlayacaðýn gelir... Hiç görmediðin halde, cennetten haberler taþýr Çanakkale Þehitliði'nin aðaçlarý sana. Orada koyun koyuna yatan þehit ''gardaþ''larýn arasýnda, þimdi birer aðaç dalýnda rüzgar kesilmiþ nefeslerine kulak kesilsen biraz, aðlayacaðýn gelir... Deniz tarafýndan esip Kýble tarafýna doðru saðlam bir nehir gibi akýveren o rüzgara, bir gün kulaðýný daya... 'Gardaþ'larýn þehit ruhlarýnýn, kýtalar halinde: ''Allahümme Salli Ala'' diyerek, Seyyidina Muhammed'e (Allahýn selat ve selamý onun üzerine olsun) þakýr þakýr koþuþlarýný iþitirsin... Öylece denizden çýkýverir 'gardaþ'lar, öylece Kýble'ye doðru akar, geçerler... De. Sanki hiç ayaklarý sürçmemiþ, sanki hiç kurþun deðmemiþ genç bedenlerine, sanki yollarý hiç kesilmemiþ gibi. Senin, þehitlikte sýrtýný dayadýðýn aðacýn dallarýndan esiveren yelde, saçlarýnýn arasýndan geçiveren o tuzlu rüzgarda, o 'gardaþ'larýn nefesi... Nefes nefese Kelime-i Þehadet. Biraz kulak versen, duyarsýn ve aðlarsýn: Çanakkale, Peygambere þahitliktir ve aslýnda Tevhide...
Hepsi sana birþeyler anlatýyor. Hepsi seni selamlýyor. O uzun ruhlarýnýn gölgesinde seni kucaklýyor tüm 'gardaþ'lar tek tek... Sana Anafartalar olmayý. Sana Seddülbahir olmayý. Sana ''Çanakkale Geçilmez'' olmayý anlatýyorlar 'gardaþ'lar...
''Önce yürüdük, sonra durduk, ardýndan býrakmayýn dediler bize, hiç vazgeçmedik hep tuttuk...''
Ýþte bu kadar kýsa ve özdür 'gardaþ'larýn 18 Mart hikayesi... Bu kadar hasbi, bu kadar fedai, bu kadar ebrardan, bu kadar Bedir'den bu kadar Uhud'dan... Onlar terketmediler rýza-i Ýlahiyi, onlar vazgeçmediler aziz vatandan, onlar evladý ýyalin namusunu aziz bildiler ve bendoldular ona, set çektiler namahrem eline, düþmana... Sebatla dayandýlar...
'Gardaþ'lar diz çökmediler hiç gavura!Öyle ayakta, öylece dimdik, minare gibi, mavzer gibi, yýldýz gibi, filiz gibi. Diz çökmeden ehli salipe. Ay'lý Güneþ'li Peygamber hadisinin tefsiri oldular Çanakkale'de 'gardaþ'lar... "Sað elime Güneþ'i, sol elime Ay'ý verseler, inandýðým davadan dönmem" demiþti ya Allah Resulü...
Çanakkale'de iki ellerini iki göklere kaldýrýp da hem Güneþ'i hem Ay'ý birlikte taþýyan o þehitlerin kaderi, ay yýldýzlý sancaðýn kaderi, memleketimiz Türkiye'nin kaderi, milletimizin kaderi, ümmetin kaderi, iþte o Allah Resulünün 'davasýndan dönmemek' sýrrýnda saklý...
Davadan dönmemek ahdi, þefaati olsun da Efendimizin (sav) inþallah ve aydýnlatsýn yollarýmýzý, þimdiki zamanlarda ve tüm gelecek zamanlarda... Ta kýyamete kadar esintisi hiç bitemeyecek latif bir rüzgardýr Çanakkale þehitlerinin kokusu... Allah o kokuyla ihya etsin sekinet bahþetsin cümlemizin kalbine...
Baþka çaremiz yoktur arkadaþlar!
Dün Çanakkale'yi bekleyen þehit 'gardaþ'larýn ruhlarý...
Bugün bizden vatanýmýz Türkiye'yi beklememizi istiyor... Zira baþka vatan yok!
Dün kalleþ çakallar gibi ümmete nasýl çökmüþse ehli küffar... Bugünün de hikayesi ayný minvalde gider.
Hem unutma: ''Türkiye, Türkiye'den ibaret deðil'' ki!
Bir ümmet sýzlar Türkiye namlý o serhaddin, Türkiye namlý o parlak burcun ardýnda.
Þimdi bizim saðlam durmamýzýn, þimdi bizim sýký beklememizin zamanýdýr. Þimdi bizim Çanakkale ruhunu, þu anýn idrakine taþýmamýzýn vaktidir.
Dün ''Çanakkale Geçilmez'' yazdýrmýþtý dedelerimiz iradesi tarihin tozlu sayfalarýna...
Bizlerse bugün; ''Türkiye Geçilmez'' yazdýracaðýz, memleketimizi daðýtmaya azmetmiþ, vatanýmýza kastetmiþ, mazlum coðrafyalarýmýzýn, ümmetin kanýna susamýþ, tüm þer cephelerine, kötülük ittifaklarýna ve düþman taarruzlarýna karþý, ''Türkiye Geçilmez'' yazdýrcaðýz...