Teröre verdiði açýk ve çirkin destek, henüz bitmemiþ tartýþma konusuyken NATO, yeni bir skandala, pervasýzca bir saldýrýya daha imza attý. Özürü kabahatinden büyük derler, o misal. Dünya savaþ dengesini elinde tutan en büyük silahlý güç, demek ki birkaç kötü niyetli trolün oyununa gelebilecek kadar güçsüzmüþ. O kötü niyetli bir iki kiþiyi de iþten atýnca, her þey hallolacak zannediliyor.
Oysa mesele daha derinde... Düþmanlýðýn nedenine bakmak gerekiyor.
Uzun zamandan beri mesafesi açýlan ve giderek saklanmaz hale gelen bir düþmanlýk söz konusu NATO dendiðinde. Hatta belirgin söylemek gerekirse Çözüm Sürecinin terör aracýlýðýyla akamete uðratýlmasýndan bu yana adým adým merkezkaç eðimle kopan bir iliþkiden bahsediyoruz NATO ve Türkiye derken... Konjonktürel durumlar, süreçler, iliþkiyi etkiler ama gerçek anlamda iliþki çözümlemesi için, o iliþkinin hangi þartlarda ve hangi içerikte kurulduðuna bakmak en saðlam yoldur çoðu zaman.
1950'den 2017'ye neler deðiþti? Türkiye, dünyanýn en büyük silahlý paktýna etkin anlamda üyeliðinde, hangi kulvarlardan geçti. Bugünkü NATO güçler konseptiyle, 50'lerin dünya tehdit ajandasý ayný deðil kuþkusuz.
***
Þu sýralarda epey seyredilen bir sinema filmi var 'Ayla'. Ayla, Kore Savaþý'ndaki Türkiye'nin fedakarlýk hikayesi ayný zamanda. 25 Temmuz 1950'de çýkartýlan Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle ülke dýþý harp sathýnda ilk kez çatýþmaya gönderilen Türkiye Cumhuriyeti Ordusu'nun, NATO'ya giriþ bileti olduðunu da hatýrlayarak düþünelim. 5 bin kiþilik piyade birliði ve 15 bin askeri personelle Kore'de verilen mücadele, Türkiye'nin NATO'ya kabul þartýdýr 1950 dünyasýnda. Komünizme ve Doðu Blokunu oluþturan Sovyetler Birliði ve Çin Halk Cumhuriyeti'ne karþý verilen Batý Bloku dayanýþmasýnda Türkiye, politik konumunu NATO'dan yani Batý'dan yana kullanmýþtýr.
Bu seçimi sadece askeri ve ekonomik bir tercihten ibaret olarak kýsýtlamak, meselenin gerçek yüzünü okumaktan alýkoyar bizleri.Türkiye, NATO seçimiyle birlikte, bir irade koymuþtur. Toplumsal hayatý inþa etmek, pratikler üzerinden günlük yaþantýyý kurgulamak, deðerler dünyasýný kurmak, kültürel anlam, yaþam ve eðitim tarzý, hukuk ve modernleþmeye dair tüm tercihlerini Batýlýlaþma kodlarý üzerinden perçinlemiþtir. NATO sadece askeri pakt deðil, hayatýn içindeki duruþun bildirisidir.
Dolayýsýyla NATO'nun bugünkü Türkiye karþýtlýðýný, Türkiye düþmanlýðýný, kuruluþ felsefesindeki Batýlýlaþma/Batýlýlaþtýrma projeksiyonuyla hesaplaþan Türkiye Ýradesi'nden ayrý düþünmek büyük yanýlgýdýr. Bugün sadece NATO tarafýndan pervasýzca dillendirilen bir meydan okumayla karþý karþýya deðiliz. Sovyet sonrasý yeniden tanýmlanan düþmanlýk algýsýnda, modernizmini ve Batýya amade oluþunu kendisine dikte ettirildiði þekilde gerçekleþtirmeyen, bunu kabul etmeyen bir Türkiye var. 'Dünya 1950 koþullarýnda deðil' ezberiyle okunan þarkýnýn ikinci satýrý; 'Türkiye de 1950 koþullarýnda deðil' içeriðinde anlayacaðýnýz...
Dolayýsýyla dünyanýn en büyük silahlý gücü karþýsýnda yalnýzlaþtýrýlmýþ ve tart edilmiþ bir Türkiye'den bahsetmiyoruz... NATO'nun Batý'ya ait kýlýnýþ projesine direnen, kendi kimliðini farkýnda, NATO'nun iþine geldiði gibi iþlettiði, kuralsýz, kritersiz ve de saldýrgan tutumunu gözler önüne seren, eleþtiren, tashih etmek niyetindeki bir 'Türkiye Ýradesi'nden bahsediyoruz.
