Ulusal çýkarlarýmýz çatýþtýðý için Ýsrail ile aramýzdaki makas açýlmýþtý... “One minute” cümlesi o sürecin neticesidir. Þimdi de Rusya ve Ýran ile açýlýyor makas. Türkmen Daðý’ný bombalamak için gelip sýnýrlarýmýza tecavüz eden Rus uçaðýný düþürülmesi de yeni sürecin neticesidir.
Son olarak AB -Türkiye zirvesine baktýðýmýzda Türkiye ile AB’nin uzun bir aradan sonra yeniden nikah tazelediðini görüyoruz. (Elbette sürecin takipçisiyiz ve birçok konuda çekincelerimizi mahfuz tutuyoruz.)
Türkiye ile Batý’nýn diþe diþ mücadele ettiði dönemi hatýrlayýn. Öyle bir noktaya geldi ki Cumhurbaþkaný Erdoðan bir keresinde Putin’e dönüp “Þangay 5’lisine alýn AB’yi unutalým” bile demiþti. O dönemde, AB üyelerinin özellikle Almanya-Fransa ikilisinin Türkiye’nin içine nasýl el attýklarýna þahit olmuþtuk.
Ukrayna krizi döneminde Rusya’ya uygulanan ambargo sonrasýnda Türkiye’nin Rusya’nýn yanýnda yer almasý ve Rusya’ya gýda ithalatýnýn o dönemde baþlamasý da unutulacak gibi deðil.
Bugün ise Türkiye hem içeride hem dýþarýda ittifaklarýný yeniden tahkim ediyor. Baþbakan Davutoðlu, “Biz bir Avrupa halkýyýz” cümlesini AB’nin baþkentinde söylüyor. O söz bir neticenin sonrasýnda söylenmiþtir. Zira Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Ekim ayý baþýnda Strasburg ve Brüksel yaptýðý ziyarette yeni dönemin iþaret taþlarý döþenmiþti.
Türkiye Amerika iliþkileri geliþtikçe... Türkiye AB iliþkileri geliþtikçe... Hele ki Türkiye DAEÞ terörü ile mücadelede Batý ile birlikte hareket etmeye baþladýkça Rusya iliþkilerimiz gerilmeye baþladý.
Düþürülen uçak, Rusya’nýn krizi derinleþtirmek için bahanesi oldu.
Þimdi gelinen noktada Rusya eteklerindeki taþlarý döküyor. Türkiye ise “ittifak”larýný tahkim etmeye devam ediyor. Paris’teki “Ýklim zirvesi”nin ardýndan Türkiye’ye gelmeden doðruca yönünü bir baþka doðalgaz zengini ülkeye; Katar’a çeviren Erdoðan verdiði mesajý Putin bakalým nasýl okuyacak?
Ehli sünnet ana omurgayý temsil etmek
Baþbakan Davutoðlu Brüksel’deki AB - Türkiye zirvesinde þu cümleyi kurdu, “Hangi Müslümanlýðý güçlendireceðiniz sizin elinizde. Ya DAEÞ ya Türkiye’nin temsil ettiði Ýslam.”
Bu cümlenin üzerinde durmamýz gerekir. Zira Türkiye’nin temsil ettiði Müslümanlýk “makuliyet” çizgisidir ve Ýslam’ýn ana öðretisi “Vasat ümmet” emrinin gereðidir. DAEÞ ve benzeri örgütlerin temsil ettiði düþünce ise daha çok “Ýfrat-tefrit” çizgisinde deðerlendirilir. Bir yanda Þia’nýn, Ehli Sünnetin “kanýný” bile helal görmesi, diðer yanda býrakýn Þia’yý Ehli Sünnet ana omurgayý bile “Ýslam dýþý” gören bir düþünce; DAEÞ!
Ýslam dünyasýný bu krizden yine Müslümanlarýn üreteceði fikir, düþünce ve aksiyon ile kurtarabiliriz. DAEÞ gibi yapýlarýn tasfiyesini bir baþkasýna býrakmak yerine bizzat Müslümanlar tarafýndan yapýlmasý gerekiyor.
Zira DAEÞ ve türevleri, asýl zararý Ýslam dinine, Müslümanlara ve ümmete veriyor.
Biz’im ‘bir’liðe ihtiyacýmýz var
Sevgili kardeþim Ýbrahim Tenekeci Yeni Þafak’taki köþesinde merhum Esad Coþan hoca efendiden nakille, bize bulaþan “fitne” ile mücadele edilmesi gerektiðini yazmýþ. Tenekeci’nin yazýsýnýn tamamýna katýlýyorum ve þu cümlelerinin altýný bir kez daha çizmek istiyorum:
“Maalesef, çoðunlukla, hassasiyetlerimizi taþýmayanlarýn sözleriyle / malzemeleriyle düþünüyor, tartýþýyor, adým atýyoruz. Birbirimize tepki verirken, kim ne alýyor, ona da bakmamýz lazým. Daha net soralým: Bizler kaybederken, kimler kazanýyor?
Herkes için söylüyorum: Yanlý ve yanlýþ bilgilerle hiçbir yere varamayýz. Aksine, itimat, kardeþlik, merhamet, gibi, bütün kýymetlerden döneriz.
... Kadim kurallarýmýzdan biri de þudur: ‘Dilini tutan kurtuldu. Çünkü dilimiz, bizi, þu ikisinden birine götürür: Saadet yahut felaket.
Dilimizin yanýna, artýk parmaklarýmýzý da eklememiz gerekiyor. Nedeni belli: Sosyal medya, ne yazýk ki, kötü niyetli kimselere fýrsat vermiþtir.” (Ý.Tenekeci Yeni Þafak 02.12.2015)
Fitnenin kol gezdiði bugünlerde bizim “bir”liðe ihtiyacýmýz yok mudur?