ATAÞ: Türkiye’nin Suriye’de yaptýðý iki büyük askeri operasyon ve yapacaðýný ilan ettiði Doðu Fýrat operasyonu ABD’yi Suriye’den çekilmek zorunda býraktý. Çünkü artýk ABD, PKK’nýn Suriye kolu olan YPG’ye yardým etmenin yüksek maliyetini taþýyamýyor.
ABD Baþkaný Trump’ýn “Suriye’den çekiliyoruz” kararý özellikle kendi ekibinde þaþkýnlýk yarattý. Peþ peþe iki istifa geldi. Ýlki Savunma Bakaný James Mattis idi, diðeri Obama tarafýndan DEAÞ’la Mücadele Özel Temsilcisi olarak atanan ama YPG/PKK ile yakýnlýðýyla tanýnan Brett McGurk. Peki, ABD bu kararý neden aldý? Neden þimdi aldý? Kararýn arkasýnda Türkiye’nin PKK-YPG konusundaki kararlý tutumunun, Suriye’ye yaptýðý ve yapacaðý askeri operasyonlarýn etkisi mi var? Son geliþmeler hakikatin anlaþýldýðýnýn mý iþareti, yoksa yeni bir kaos planýnýn mý? Türkiye ne yapacak? Doðu Fýrat’a operasyon ne zaman? ABD’den boþalan yeri kim dolduracak? YPG’yi kim sahiplenecek? TRT Arapça’nýn Haber ve Programlar Direktörü Serdar Ataþ’a sordum.
Amerika’nýn Suriye’den çekilme kararý herkes için biraz þaþýrtýcý oldu. Önce bunu anlayalým. Neden Suriye’den çekiliyor Amerika? Ve neden þimdi çekiliyor?
Bazen stratejik sürprizler olur. Arap Baharý gibi beklenmedik biçimde ortaya çýkar ve beklenmedik sonuçlar doðurur. Herkesin yeniden pozisyon belirlemesine neden olur. Ben Trump’ýn kararýnýn -tamamen uygulanýrsa þayet- büyük bir stratejik sürpriz olduðunu düþünüyorum. Her aktörü de yeniden pozisyon belirlemeye zorlayacaktýr.
Bu kararý neden aldý Trump?
Türkiye’nin Suriye içerisinde yapmýþ olduðu iki büyük operasyon var. Biri Fýrat Kalkaný diðeri Zeytin Dalý Operasyonu. Her iki operasyonla Türkiye Amerika Birleþik Devletleri’ne PKK’ya ya da PKK’nýn Suriye kolu olan YPG’ye yardým etmenin kendisi için maliyetli olduðunu anlatmýþ oldu. Þimdi üçüncü bir operasyonun arifesinde ABD baþkanýnýn böyle bir hesaba girdiðini ve bu maliyetin yani PKK’ya yardým etmenin sürdürülebilir olmadýðýný gördüðünü düþünüyorum. Ama bunu söylerken diðer taraftan Amerikan stratejik aklýnýn dirençsiz kaldýðýný ve Trump ile ayný noktada ayný pozisyonda durduðunu da düþünmemek gerekir. Amerikan medyasýnda ve güvenlik mimarisini þekillendiren çevrede yoðun bir propaganda yürütülüyor. Trump bu kararý güvenlik mimarisini oluþturan ekipten kimseye danýþmadan, askere, orduya danýþmadan aldý diyorlar.
“Trump, Erdoðan ile konuþtuktan sonra çekilme kararý aldý” diyor ABD medyasý?
Evet. Muhtemelen Erdoðan ile olan telefon konuþmasýnda bir yerde bu çekilmeden de bahsedildiðini ben de düþünüyorum. Fakat enteresan olan þu, Trump cephesinden olanlar diyorlar ki “Amerikan ordusu siyasetin tamamen dýþýndadýr, sivil siyaset ne derse ordu emrindedir”. Normalde baþkanlarýn bu tarz kararlarý ordu ve güvenlik mimarisini oluþturan ekibin onayý olmadan veremediklerini görürüz.
Trump iki yýldýr Baþkan ama bu sürede kendi tezlerini, vaatlerini yerine getiremedi çünkü Washington’a söz geçiremedi. Þimdi ne oldu da bu büyük kararý, ekibine raðmen alabildi?
ABD’nin genel bir perspektifi var. Amerika gibi bir aktör bu çapta büyük bir jeopolitik meselede yedi, sekiz yýlýn sonunda politikasýz kalamaz. O yüzden ABD’nin bir politikasý yok ne yapacaðýný bilmiyor gibi eleþtiriler makul deðil.
Karara önceden çalýþmýþ mýydý yani Trump?
ABD 2013’den sonra bölgede iki temel perspektif geliþtirdi. Ýlki güney cephesi, ikincisi kuzey cephesi. Güney cephesinde Mýsýr, Ýsrail, Suudi Arabistan ve Birleþik Arap Emirlikleri arasýnda mutlak bir entegrasyon öngördü, bir eksen oluþturdu ve bu eksenle Ýran’ý sarmalamak Türkiye’yi ise dengelemek pozisyonunu geliþtirdi. Bunu damadý Kushner yönetiyor. Kuzey hattýnda da Irak ve Suriye’de ulus devletleri federatif yapýlara dönüþtürülme politikalarý var. Bunu da sahada modern Lawrence gibi dolaþan Mc Gurk yönetiyor-yönetti.
Brett McGurk’ün yaptýðý açýklamalar da dahil olmak üzere ABD’nin Suriye’yi terk edeceðine dair hiç bir emare yoktu, bilakis?
O yüzden karar stratejik sürpriz zaten. Her kelimesini ölçerek kullanýyorum; ABD’nin Kuzey Hattý Projeksiyonu mevcut ulus devletlerin siyasal haritalarý deðiþtirilmeden etnik ve mezhep temelli federatif yapýlara geçirilmesi projeksiyonudur. Bunun nihai bir hedef olarak kalýcý olduðunu düþünüyorum. Tarihi geriye sararsak Sykes-Picot ile imparatorluk topraklarý üzerinde ulus devletler kuruldu. Tarihsel zihniyet, mantalite bu ve yaklaþýk yüz yýl sonra, bu kurulmuþ ulus devletlerin etnik ve mezhep temelli federatif yapýlara geçirilmeye çalýþýldý. Baþarýlamamýþ olanýn mutlaka baþarýlmaya çalýþýlacaðýný düþünüyorum. ABD’nin var olan ulus devletleri etnik ve mezhep temelli federatif yapýlara geçirmek istediðini düþünüyorum.
Amerika bu acele kararý Fýrat’ýn doðusuna yapýlacak operasyonunu durdurmak, gevþetmek ve kafa karýþtýrmak için mi aldý yani?
Ben Amerikan’ýn derin aklýyla ya da stratejik aklýyla taraflarýn burada ciddi bir kapýþma içinde olduklarýný düþünüyorum. Amerikan stratejik aklýnýn hala bu projeksiyonda ýsrar ettiðini, medyaya sýzan ve sýzdýrýlan açýklamalardan bunu anlýyoruz. Bu projeksiyon konusunda hala ýsrarcý olduklarýný ama Trump’ýn biraz iç siyasete de oynayarak yani iç siyasi dengeleri de gözeterek böyle bir karar aldýðýný düþünüyorum.
Fakat Amerikan stratejik aklýnýn ya da kurumlarýnýn Centcom’un, Pentegon’un cidden bu projeksiyona direneceðini de hesaplamak gerekiyor. Türkiye’nin Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý operasyonu sonrasý bugün Fýratýn Doðusunda bir operasyona giriþecek olmasý Amerika’ya þunu göstermiþ oldu: “Bu projeksiyonun çok ciddi bir maliyeti olacak sana”. Bu maliyetin Amerika tarafýndan taþýnamayacaðýný göstermiþ oldu Türkiye.
Çünkü Türkiye þunu farketmiþ oldu, bir; zor oyun bozar, iki, þayet sahada askeri bir baþarýnýz yoksa siyasal süreçler inþa edemiyorsunuz. Dolayýsýyla mesela ben 2014 yýlýnda Suriye muhalefetiyle Rejim arasýnda ilk defa yüz yüze görüþmeler Cenevre II’de oldu ve hatýrlýyorum Türkiye Suriye muhalefet heyetinin müzakere heyetine bile adam koymakta adam sokmakta zorlanmýþtý. Ama bugün mesela artýk Astana’ya kimin katýlacaðý, muhtemelen önümüzdeki günlerde de Cenevre’ye kimin katýlýp katýlmayacaðý konusunda ki temel belirleyici aktör olmasýnýn nedenlerinden en önemlisi Türkiye’nin sahada bir baþarý elde etmiþ olmasý. Siyasal süreçler sahadaki askeri baþarýlar üzerine inþa edilir. Amerikalýlarýn ben Türkiye’nin ýsrarla bu üç operasyonla da Amerikayý ýsrarla bu projeksiyondan vazgeçirmeye çalýþtýðýný düþünüyorum.
Amerika vazgeçer mi geri çekilme kararýndan?
Vazgeçebilir ama þu var. Amerikalýlar ilk kez maliyet hesabý yapýyor ve sanýyorum bir müddet bu projeksiyonun hýzý düþer. Fakat uzun vadede Amerikan stratejik aklýnýn belli aralýklarla dönüp dönüp bu projeksiyonun gerçekleþtirilebilirliðini ölçeceðini düþünüyorum. Bunun gerçekleþeceðine karar verdikleri zaman bölgedeki aktörlerin zayýfladýklarýný düþündükleri an olacaktýr. Tam da bu nedenle yani Türkiye’deki siyasal yönetimin -AK Parti veya baþka kadro- asla zayýflamamasý gerekiyor. Türkiye’nin mutlaka, kendi yaratmýþ olduðu bu stratejik tazyike devam etmesi gerekiyor. Siyasi olarak güçlü, sosyolojik olarak dirençli, teknik olarak kapasiteli bir aktör olmayý sürdürmezsek þayet ikinci Skyes Picot için yine dönerler.
Daha önce defaatle “YPG ile iliþkimiz taktiksel; stratejik deðil” demiþlerdi ama sýnýrýmýzda 50-60 bin teröristi aðýr silahlarla donattýlar, NATO mantýðýyla eðittiler. Acaba ABD çekilse de hedefini geride býraktýðý piyonlarla iþletmeyi planlýyor olamaz mý?
Çok yakýcý bir soru. Cevabýný göreceðiz. Amerikan stratejik aklýnýn YPG’yi kýsa vadeli taktiksel ortak olarak deðil uzun vadeli stratejik ortak olarak gördüðünü düþünüyorum. Bu yüzden YPG’den vazgeçmesi kolay olmayacak. Etnik ve mezhep temelli federatif yapýlarýn oluþturulmasý projeksiyonunda YPG’ye büyük rol biçti. YPG’nin PKK’nýn bir kolu olmadýðý tezini iþlemesi, uluslararasý meþruiyet devþirmesi, YPG’ye Suriye Demokratik Güçleri ismini vermesi bundan. Bölgeyi federatif yapýlara dönüþtürürken PKK’yý baþat güç görüyor. YPG’yi meþru Kürt temsilcisi olarak konumlandýrmak istiyor. Sykes-Picot da baþat güç olarak Arap milliyetçiliði kullanýldý. Burada ise Kürtlük kullanýlmak isteniyor.
YPG’ye verilen silahlara ne olacak, sorularýna ABD yönetimi “mücadele etmede baþka yöntemlerimiz var” diyor. Ben bu yöntemlerin evrilebileceðini, YPG’ye “PKK ile arana daha çok mesafe koy, meþru bir aktör olarak burada dur” diyeceklerini düþünüyorum.
YPG’yi tasfiye etmeyecek yani ABD?
YPG’nin bir format deðiþikliði ile sürdürüleceðini, tamamen yok edilmeyeceðini, Suriye rejimine, Rusya’ya ya da Ýran’a kaptýrýlmayacaðýný düþünüyorum. Orta çaplý bir devletin sahip olduðu silahlarla donatýlmýþ bir örgütten bahsediyoruz. Bu silahlarýn, bunca yatýrýmýn nereye gideceði mühim.
ABD’nin geri çekilmesi Türkiye’nin gücünü kabul anlamýna mý gelir?
Þu ana kadar Suriye gerçekleþtirdiðimiz ve Fýrat’ýn doðusuna gerçekleþtireceðimiz operasyonlar gösteriyor ki artýk Türkiye fatura çýkarabilecek bir aktöre dönüþtüðü için Amerikalýlar mecburen oturup bir revizyona gitmek zorunda hissediyorlar kendilerini. Ve Türkiye ile gerçek manada da belki de ilk defa ciddi anlamlý müttefik olmanýn da kapýsý açýlmýþ oldu. Çünkü müttefik olmak ulusal çýkarlarýnýzýn birbirinizin ulusla çýkarýnýn altýný oymamasýný gerektiriyor.
ABD-Türkiye iliþkileri yeni bir düzleme mi geçecek?
ABD’de iki yaklaþým var. Ýlki “Türkiye vazgeçilmez deðil” diyor. Diðeri ise “Türkiye vazgeçilmez bir aktördür, direnç gösterdiði yerde güvenlik mimarimiz çöker, Rusya ile güç dengemiz Rusya lehine döner, Ýran ile olan stratejik mücadelemiz Ýran lehine deðiþir, Akdeniz’de enerjinin ve Ýsrail’in güvenliði için Türkiye vazgeçilmez. Devlet dýþý aktörlerle iþbirliði sürerse Türkiye’yi kaybederiz” diyen yaklaþým. Ýkincisi ABD politikalarýnda daha belirleyici olmaya baþladý.