Türkiye Kürtlerindir!

Kimileri farklı düşünüyor olabilir ya da bu fikirden pek hoşlanmıyor, ama Türkiye ne kadar Türklerinse o kadar da Kürtlerindir, Lazların, Çerkezlerindir... Özellikle Türklüğü bir etnik kimlik olarak üstün tutanlar için söylüyorum. Yoksa ekseriyetimiz için Türklük bir millete ait olmanın ifadesidir. Türküm diyenlerin soyunu kazısanız çoğunun altından farklı bir etnik kimlik çıkar. Bana sorarsanız önümüzdeki en önemli sorun da budur. Yani Türklüğün millet oluşumuza mı etnik kimliğimize mi isnat ettiği sorunu. Bu sorun ‘yeni Türkiye’de her kesimin kendini içinde hissedebileceği bir formülle aşılacaktır.

Daha konuşacağız, tartışacağız... Varacağımız menzil ‘Türkiye Türklerindir’ ifadesini de, ‘Türkiye Kürtlerindir’ ifadesini de doğrulayan bir menzil olmalı. Ve hatta bu cümleleri boşa düşüren, başlıklardan, spotlardan indiren bir menzil...

‘Türkiye Kürtlerindir’e ikna olmadan edilen bir ‘Türkiye Türklerin’dir sözü, illa akla etnik üstünlük vurgusu getirecek, PKK sorunu bitse de Kürt sorunu bir yönüyle yaşamaya devam edecektir.

Terörü bitirme süreci

21 Mart’ta Diyarbakır’da kitlesel bir vurguyla kamuoyuyla paylaşılan, PKK’yı terör örgütü olmaktan çıkarma iradesiydi. Zira Kürt sorununu çözme süreci başlayalı çok oldu. Bu yeni etabın adını “Kürt sorununu çözmek” olarak koymak bizi bu günlere getiren demokratikleşme sürecini çöpe atmak gibi bir haksızlığa yol açabilir. Ama şunu da kabul etmek gerek, PKK terörü örgütü olmaktan çıktığında da, silahların devre dışı kaldığı bir vasatta da Kürt sorunuyla ilgili hala konuşacağımız şeyler olacak; yazının başında ifade etmeye çalıştığım sorun gibi...

Geçtiğimiz hafta sonu Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) Türkiye’deki çözüm sürecine belki en fazla kulak kesilen şehrindeydik. Medialog Platformu’nun düzenlediği kadın gazetecileri buluşturan bir çalıştay için gittiğimiz Süleymaniye’de üç gün geçirdik. Orada gördüğüm şeyi tek cümleyle anlatmak durumunda kalsam söyleyeceğim şey Türkiye’deki Kürtlerin Türk olduklarıdır. Türki Cumhuriyetlerdeki halklardan daha çok Türk oldukları gibi bir şey değil söylediğim. O zaten öyle. Bu örneğin bile izah edemeyeceği kadar çok Türktür Türkiyeli Kürtler. Kendilerine Türk denilmesinden ne kadar rahatsız olduklarını bilerek söylüyorum bunu. Ben kendimi ne kadar Türk görüyorsam Kürtleri de o kadar Türk görüyorum.

‘Eski Irak’taki Kürtlerle Arapların ilişkisinden başka türlü bir ilişki yaşanmış bu topraklarda. Süleymaniye’deki Kürtlerle tanışınca Türkiyeli Kürtlerin Türkiye’den kopmak gibi bir niyetlerinin, isteklerinin ve becerilerinin neden olamayacağını derinden hissettim. Türkiye’de Kürtler diğer etnik kimliklerden farklı olarak bugün bir sorunun parçası gibi duruyor olabilirler ancak Kürtlerle ilgili geçmiş yanlışların giderilmesi Kürtlerin eksiksiz bir şekilde aynı millet şemsiyesi altında kaynaşmış bir toplum olmasını sağlayacaktır. 

Komşu Kürtler kime güvensin?

Üstelik ‘Irak Kürdistanı’ tecrübesi de Türkiye’deki kimi Kürt siyasetçileri ölçüye davet ediyor. Suriye’den, İran’dan, Irak’tan farklı bir tecrübe yaşanmış Türkiye’de. O farklılık, toplumların alt katmanlarındaki kopartılamaz bağlarla ilgili bence. Bu bizi aynı millet yapan, Süleymaniyeli Kürtlerle Diyarbakırlı Kürtleri ise birbirinden ayıran bağdır.

Çözüm sürecine olan inancım daha da arttı, KBY’nin yetkili isimlerinin Türkiye ile ilişkilere yükledikleri anlamı görünce. Suriye ve Irak Kürt bölgelerinin Türkiye için bir tehdit değil bilakis hinterlandını genişletme anlamına geldiğini ifade etti görüştüğümüz KBY’li siyasetçiler. Türkiye’deki Kürtlerin siyasi bağımsızlıklarına giden yolda değiliz. Sınır komşumuz olan Kürtlerin Türkiye’ye yaslanacakları, oradan dünyaya açılacakları bir yeni durumun eşiğindeyiz. Ekonomik ilişkiler zaten bu yeni duruma entegre edilmiş. Türkiye, iç siyasi sorunlarını çözmesi halinde, sadece kendi Kürtlerini değil komşu Kürtleri de kazanmış bir ülke olacak.