Türkiye Kürtlerle büyüyecek

Bir yanda “beklemek sürece zarar verir” diyenler var, bir yanda “aceleye gerek yok” diyenler.

İmralı sürecinde, “tavan”da tamamlanan mutabakatın ve “bu iş bitecek” kararlılığının derece derece “taban”a da yansıtılması aşamasına gelindiği ama ne kadar hızlandırılırsa hızlandırılsın bunun için zamana ihtiyaç duyulduğu kesin.

Taraflardan birini, devlet hükümet ve farklı siyasi yapılanmalara, görüş farklılıklarına sahip olsa da tüm Türkiye toplumu oluşturuyor. Bu tarafın tepe noktasında, hem yürütmenin başında olduğu, hem de oy oranı yüzde 50 olmasına rağmen, özellikle bu konudaki etki ve beklenti oranı yüzde 50’nin fevkalade fevkinde olan Başbakan Erdoğan bulunuyor.

Onun da Türkiye siyasi tarihinde Kürt meselesinin ne olduğunu ve nasıl çözüleceğini gerçeğe en yakın şekilde görüp yapılması gerekeni yapma cesareti gösteren iki siyasetçiden biri olduğuna şüphe yok.

Tavan tamam, taban hazırlanıyor

Yanlış teşhis ve müdahaleyle önce Kürtlerin, sonra Kürt meselesinin varlığını reddederek hem zaman hem canlar kaybettiren devletin, AK Parti iktidarı döneminde geçirdiği paradigma değişikliği artık öyle bir noktadaki, MGK, “Kürtler Türkiye’yi bölmeyecek, Türkiye Kürtlerle büyüyecek” diyebiliyor. Bu ifadenin ve akledişin ardındaki politikalar bütününü görmeyip, “güven veren özgüven hali”ni yanlış okuyanların şaşılıklarının giderilmesi ise az da olsa biraz zamanımızı alacaktır. CHP’nin tavanında, MHP’ninse tabanında, yabana atılmayacak sayıda çözüm taraftarı olması ayrıca önemsenmelidir.

Diğer tarafın bütün bir örgüt yapısı ve tabanı içinde, artık yolun sonuna gelindiğini, bu meselenin şimdi ve mutlaka çözülmek zorunda olduğunu doğru okuyan neredeyse tek kişinin Öcalan olduğu anlaşılıyor. Mevcut durumda Öcalan’ın örgüt üzerindeki hakimiyeti tesis ve ilan edilse de, çok parçalı ve farklı odakların tesiri altına girebilen örgütün kendi mekanizmalarını kullanarak emrine itaat etmesini sağlamayabilmesi için zamana ihtiyaç duyması normaldir. Öcalan’ın sözü örgüte şimdi geçmezse bir daha hiç geçmeyecektir ve bu sadece Öcalan için bir büyük kayıp olmayacaktır. O yüzden prematüre de doğsa, bu bebeğin yaşayabilecek kadar büyüyebilmesi için vakit gerekir.

Takvimin Mayıs’ta sınır dışı, Eylül’de dağdan iniş şeklinde belirmesi, PKK’nın ovadaki tabanını heyecanlandırıyor. Bu hareketlilik örgütün havadar kademelerinde cereyana yol açıyor olmalı. Bu cereyan Kandil’i İmralı’ya itaate zorlayacaktır.

Süreç böyle işlerse bahar memlekete inşallah kalıcı barış getirir.

UHİM Hak İhlalleri Raporu

Tüm dünyada, hayatın her alanında giderek artan hak ihlalleriyle mücadele etmenin, edebilmenin ilk koşullarından biri, hakkaniyet duygusuna ve sorumluluk bilincine sahip olmak ise, diğeri, sorun alanlarındaki durumu yani mazlumla birlikte zalimi de görebilmek ve gereğini yerine getirebilmektir. Bir yerdeki acıyı gördükten sonra artık başınızı çeviremezsiniz. O yüzden hele de bakılan ama görülmeyen böyle bir zamanda “gösteren”lere çok iş düşüyor. UHİM (Uluslararası Hak İhlallerini İzleme Merkezi) onlardan biri. UHİM’in 2012 Raporu, geçen yıl boyunca hem dünyanın hemen her yerinde hem de yanı başımızda yaşanan hak ihlallerini bir araya getiriyor. Mutlaka “görün”. Sonrası gelecektir.

TAZİYE: Star gazetesi editörlerinden arkadaşımız Murat Seçkin, geçen hafta, sevgili annesini kaybetti ve biz bir kez daha gördük ki, anne babalar için evlatları nasıl hiç büyümüyor ve o çok şefkat gerektiren masum hal devam ediyor ise, evlatlar için de annelere duyulan sevgi ve ihtiyaç hali hiç küçülmüyor. Allah Melek Teyze’ye rahmet etsin, Murat’a ve kardeşlerine de sabırlar versin.