Türkiye Musul’un neresinde?

Musul’un terör örgütü DEAÞ’tan kurtarýlmasý operasyonuna 30 bin askeri güç katýlýyor.

Musul’un kurtarýlmasý konusunda tartýþma yok. Tartýþma iki noktada var: 

Kim kurtaracak?

Kim yönetecek?

Bu noktada, Musul’a girecek güçlerin kimlerden oluþtuðu önemli.

Irak ordusu adý altýndaki üçlü yapý; merkezi Irak ordusu, Ýran’ýn eðittiði Þii milisler ve YPG’li gruplar.

Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi Peþmerge gücü.

Türkiye’nin Baþika’da eðittiði üç bin Musullu ‘Ninova Muhafýzý’...

Eski Musul Valisi ve Ninova Muhafýzlarý Komutaný Esil Nuceyfi’nin aktardýðýna göre, Ninova Muhafýzlarý Peþmerge ile birlikte hareket ediyor. Operasyona uluslararasý koalisyon havadan destek veriyor.

Türkiye operasyona doðrudan katýlmýyor. Bunun kararýný da esasen ABD verdi. O yüzden Genelkurmay Baþkaný Hulusi Akar Washington’da Pentagon generalleriyle konuþuyor.

Ankara’dan da bir baþka sivil-asker heyet dün Baðdat’a gitti.

Türkiye ne istiyor?

Öncelikle, Irak’ýn bütünlüðünü destekliyor ve ‘bütün’ kalmasý için asgari þartlarýn bozulmamasýný istiyor.

Özetle þunlarý söylüyor:

- Baþika Kampý’nýn varlýðý tartýþýlmasýn, statüsünü konuþalým, Türk kuvvetleri koalisyon güçleri kapsamýna alýnsýn, Irak askerlerine de eðitim verelim.

- Musul ve daha sonra planlanan Telafer operasyonunda Irak ordusu kapsamýnda da olsa Þii milisler kentin kontrolünü almasýn. Zira daha önce yaþandýðý gibi yerel Sünni halka yönelik ‘intikam saldýrýlarý’ yapabilirler endiþemiz var. Bu, gelecekte mezhep çatýþmasýný doðuracak düþmanlýðýn, kan davasýnýn baþlangýcý olur.

- DEAÞ’a karþý operasyonlarýn, Türkiye’nin de dahil olduðu uluslararasý koalisyonun hava, topçu, tankçý ve istihbarat desteðiyle yapýlmasý;

- DEAÞ’tan kurtarýlan bölgelerin de yine Irak ordusu ve yerel güçler tarafýndan kontrol edilmesi; dýþarýdan gelen güçlere teslim edilmemesi esas olmalý.

- DEAÞ’tan kurtarýlan bölgelerde yaþayan yerel halka ‘DEAÞ kontrolünde yaþamalarý’ gerekçesiyle ‘iþbirlikçilik’ suçlamasý yapýlmamalý, göçe zorlanmamalý.

- Bölgede etnik, mezhebi kimliðe dayalý bir nüfus deðiþimine izin verilmemeli.

- Musul ve diðer bölgeler bir örgütten kurtarýlýrken baþka örgüte teslim edilmemeli.

- Türkiye, PYD/YPG’nin terör örgütü PKK’nýn uzantýsý olduðunu vurgulamaya ve onlara alan hakimiyeti kazandýracak giriþimlere karþý tavrýný sürdürecek.

Türkiye’nin kýrmýzý çizgisi, bölgenin kontrolünün DEAÞ’tan sonra Þii milislere veya YPG terör örgütüne verilmesi; bölge halkýnýn etnik veya mezhebi kimliði nedeniyle zorla göç ettirilerek dýþarýdan nüfus yerleþtirilmesi, demografinin deðiþtirilmesi.

***

Peki Türkiye’nin B ve C planlarý ne?

Bu konular için ancak ‘devlet bilgisi’ denilebilir.

Fakat Cumhurbaþkaný Erdoðan, dün bazý iþaretler verdi:

“Ne diyorlar? Türkiye Musul’a girmesin. Yahu nasýl girmeyeyim? 911 kilometre Suriye, 350 kilometre Irak sýnýrým var benim, tehdit altýndayým. Hiç ilgi alakasý olmayanlar gelip giriyor. Biz operasyonda da olacaðýz, biz masada da olacaðýz.”

“Biz Cerablus operasyonunu baþlattýktan sonra görüldü ki, (halkýn yeniden evlerine döndüðünü de hatýrlatarak) Suriye’nin yakýlýp yýkýlmasý gerekmiyormuþ. Tabi biz DEAÞ’ýn bir araç, bir Truva atý olduðunu, etkisiz hale getirilebileceðini gayet iyi biliyoruz. Eðer dostça el ele vermezsek, kendi imkanlarýmýzla, çok basit önlemlerle, öyle çapý da büyük olmayan bir sýnýr ötesi operasyonla, bunu ortaya koyduk, demek ki olabiliyor.”

Erdoðan’ýn dün ABD’ye ýsrarla “PYD örgütüyle deðil meþru güçlerle çalýþ; terörle mücadele konusunda ilkeli ol; bölgede bir Þii-Sünni çatýþmasýna zemin hazýrlama” demesinin altýnda ciddi endiþeler ve halen süren kýran kýrana görüþmeler var.