Cuma akþamý Zürih’te UETD öncülüðünde ve TÝKA’nýn da katýlýmýyla çok önemli bir buluþma gerçekleþtirdik. Ýsviçre, Almanya ve Fransa’da yaþayan vatandaþlarýmýzýn bir araya geldiði ve “Türkiye-Avrupa-Dünya Düzeni ve geleceði” baþlýðý altýnda düþüncelerimizi paylaþtýðýmýz bu buluþmadan, ben kendi adýma çok þey öðrendim... Bu adýmý atan baþta UETD Zürih, TÝKA ve tüm dostlarýmýza sonsuz teþekkürler...
Sevgili dostlar, konferansýn sonuna doðru salondan bir katýlýmcý þunu söyledi; Türkiye’nin geleceðini öyle güzel tarif edip detaylandýrýyoruz ki; her þeyi geride býrakýp Türkiye’ye sizinle beraber dönmemek için zor tutuyorum kendimi... Bu cümle çok önemliydi. Yýllarca “Batý’nýn hükmettiði bir dünya düzeninde” zorlanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaþlarý, bugün baþlarý dik ve “YENÝ DÜNYA DENKLEMÝNDE BÝZ DE VARIZ hatta sizden öndeyiz” diyerek dolaþýyorlar...
Sevgili dostlar, bu noktada izninizle daha önce açtýðým “Batý daha ne kadar hükmedebilir” baþlýðýna devam etmek ve dostlarýmýzdan aldýklarýmý da sentez ederek paylaþmak istiyorum...
Hatýrlarsanýz ilk yazýmda þunlarý yazmýþtým; “...Elimde bir kitap var, ismi Dünyaya neden þimdilik Batý hükmediyor? Çok güzel bir çalýþma, yazarý Ian Morris, özellikle 1800’lerin baþýndan akýþý ele alarak bugün neden kendine BATI diyen emperyal yapýnýn dünyaya hükmettiðini analiz ediyor. Çok ilginç bir detayla baþlýyor ve 1800’lerin baþýnda Çin limanlarýný yakýp yýkan Ýngiliz donanmasý ile zorla Çin ticaretinin Ýngiliz tacirlerin eline nasýl geçtiðini ortaya koyuyor, bir detay da ben ekleyeyim; 1839 Baltalimaný anlaþmasý ile Osmanlý da ayný sonuca katlanmak zorunda kalýyor ve Osmanlý ticareti ve yerli üretimi çökertiliyor... Sonrasý zaten malum; BATI hayraný kafalarýn ürünü bir Osmanlý ve Çin-Osmanlý çizgisindeki çöküþ ile ortaya çýkan Emperyalizm”...
Sevgili dostlar, son 100 yýlda ve özellikle 1960 sonrasý BATI karþýsýnda düþtüðümüz durumu ve YENÝ AYAÐA KALKIÞIMIZI doðru analiz etmemiz lazým...
Kýsaca bakalým; 1699 sonrasý gücünü kaybeden Osmanlý ile birlikte Emperyalizm ortaya çýkmaya baþladý ve iki yönde geliþti; Osmanlý coðrafyasý üstüne doðru ve Rusya-Çin çizgisinde özellikle Uzakdoðu’ya doðru... 1800’lerin baþýndan itibaren siyasal-sosyolojik-ekonomik olarak çökertilen Osmanlý, Ýngilizler baþta olmak üzere kendini BATI olarak tanýmlayan “Yunan-Roma-Cermen-Hýristiyan” yapýnýn özellikle Ýslam ülkelerini “haritada çizmesine ve baský altýna almasýna” yol açtý. Kurtuluþ savaþý ve kurulan Cumhuriyet, bu baskýya karþý “küçük bir topraðýn” kurtulmasý olsa bile BÜYÜK Dinamiðe DUR diyebilecek bir YAPILANMA deðildi. 1933 sonrasý, genç Cumhuriyet, maalesef “oluþturulan burjuvasý, kurum ve kuruluþlarý” ile bu YAPILANMA ile ortak hareket eder hale geldi. Osmanlý’nýn mirasçýsý olan Türkiye’nin “dil-din-coðrafya” ile tüm baðlarý yerleþtirilen korkular ile kesildi ve “kendi içine kapanýk” bedenden kopmuþ kafa uyumaya býrakýldý. Her uyanýþ bir darbeyle sonuçlandý ve “kendi vatandaþýný mürteci, bölücü” olarak tanýmlayan Türkiye, korkularýnda ve kurulan borç tuzaklarýnda boðuldu. 1800’lerde baþlayan yapýlanma 1948’de Orta Doðu’da kurulan Ýsrail ile “en noktasýna” ulaþtý ve BATI denkleminde tam olarak boðulan Türkiye ile Osmanlý coðrafyasý arasýnda kalan ince baðlar da koptu...
Sonuç: Evet, bugün AYAÐA KALKIYORUZ hatta kalktýk koþuyoruz! 2003 sonrasý “akýl, irade ve ekonomik” olarak baðýmsýzlaþan Türkiye, uyanmaya ve kafa ile beden arasýndaki baðlarý yeniden tesis ederek, Osmanlý-Ýslam coðrafyasý çizgisine yeniden sahip çýkmaya baþladý. Erdoðan liderliðinde uyanan, ayaða kalkan, 300 yýllýk gidiþatý tersine çevirip “Dünyaya BATI denilen yapýlanmanýn hakim olma” kaderini deðiþtirme yolunda ilerleyen bir Türkiye var. Gidiþatýmýz Amerika-Rusya-Çin ve Osmanlý-Ýslam” coðrafyasý için çok önemli. Kendine “BATI diyen emperyal” yapý, sömürerek zenginliðini devam ettirmeye çalýþan bir ucu sömürgecilikte, bir ucu manevi baskýda kurulu bir denklem...
Sonuç: Zürih ve çevresinde gördüðüm güzel insanlarýn ifadelerinde de ayný detayý yakaladým; 300 yýldýr bu baskýnýn altýnda ezilen Osmanlý-Ýslam coðrafyasýnýn yeniden ayaða kalkmasý, Türkiye’nin silkinmesi DÜNYA DENKLEMÝNÝN yeniden yazýlmasý çok önemli... Bu yüzden çok yoðun bir saldýrý altýndayýz ve bu yüzden kirli yapýlanmanýn içeride kurduðu düzen sokaklarýmýzý yakacak kadar ileri gidiyor... Konuya kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz...