Türkiye olmak...

Türkiye'nin geçmiþine, þu an ki durduðu yere baktýðýmýzda, esasýnda çok büyük yükü omuzlarýnda taþýyabildiðini ve bu yükü misyon gibi kabullenen bakýþ açýsýnýn olduðunu görmemek mümkün deðil. Tabii ki bunun derin anlamýndan ders alamayan bir takýmýn da mevcutluðunu, görmüyor deðiliz!

Bu bakýþ açýsý sadece bugüne has deðil. Hep olmuþtur! Þimdi de vardýr. Küresel güçlerin; Türkiye'yi görmek istedikleri yerden fýrlamasý, 200 sene önceye kadar elinde olan etki ve ilgi alanlarýna tekrar geri dönüþ hedeflerini arzu etmeyenlerin de, bu "anlamadýklarýný" zannettiklerimize destek nitelikte güç vermesi de, esasýnda iþin asýl yüzünü bize göstermektedir.

Türkiye olmak zordur. Çünkü iþin temelinde, insan ve adalet durur. Dünyanýn bu kadar insan ve adaletten uzak, sadece para para paraya dayanan, daha fazla kazanmaya dayanan yürüyüþü varken, daha daha zordur Türkiye olmak. Lakin insan sevgisinden yoksun bir çaðda Türkiye olmak, bir o kadar da þereftir anlayana!

Afrika... Zulmün ve yoksulluðun, insanýn insanlýktan çýkarýldýðý bir coðrafyada, Türkiye olmanýn ne denli bir mesuliyet olduðunu, daha derin idrak ediyorsun.

Ýçeride; Türkiye'nin kendi tarihi, kendi kodlarý ile yeniden birleþtiði, kendini yeniden tanýmladýðý bir dönemde, hem de eþzamanlý olarak, onu bekleyenlere "yanýndayým" mesajý, baþkalarýnýn cebinde fazlasýyla parasý ile yaptýðý varlýk göstergesinden, daha daha zengin ve anlamlý tablodur.

Türkiye'nin içerisinde, yeni ve yeniden yükseliþinin, önünü kesme gayretlerini görmüyor deðiliz! Lakin Türkiye'nin esasýsýný ve omugasýný oluþturan zekanýn, herþeye raðmen mefkurenin ve gidilecek yolun ne olduðunu iyi bilen ve bundan vazgeçmeyen kararý önemlidir.

Afrika... Türkiye'nin dünyadaki misyonunu ne kadar anlamlý kýlan coðrafyadýr. Orada herkes var. Gelen, altýn ve diðer yeraltý zenginlikleri için gelmiþ. Bir tek seni gördüklerinde ürkmediler. Çünkü geçmiþinde, onlarý irrite ettiðin bir vaka yok. Onlar seni geçmiþten iyi biliyor. Senden sonra gelenlerin zulmünü de! Þimdi seni görünce, sevindiðinin farkýndadýr. Lakin bu sevincin farkýnda olanlar, sadece sen deðilsin. Oralarý babasýnýn çiftliði hesabedenler de, bu sevincin farkýnda ve buna müsade etmemek için her fýrsatý deðerlendirme peþinde!

Suriye'deki baþarý, orada kurulacak nizam, seni daha fazla etki ve ilgi alanýnda adil ve hakim kýlacak. Doðu Akdeniz'deki yeni enerji rezervlerinde, seni masa dýþý býraksýnlar diye, seni PKK-YPG ile uðraþtýrmaktalar. Seninle dost gözükenler, ondan ötürüdür ki, teröristlerle ortaklýk ilan ettiler. Ama sen sondaj geminle oradasýn. Hem de Zeytin dalý ile terörü bitiriyorsun. Hem de Afrika'ya açýlýyorsun. Hem de yeni ticaret yolarýnda yerini almanýn yollarýný arýyorsun. Bunu yaparken Afrika'da, Balkanlar'da, Rusya'da, Uzak Doðu'da, Kafkasya'da, Orta Doðu'da, Merkez Asya'da, Orta Asya'da, Güney Amerika'da kendinden bahsettiriyorsun. Aynen Moritanya'dave Mali'deki o masum insanlar gibi, senin adaletli olduðunu bildikleri için, bekleyenlerin vardýr. Yeni dünya düzeninde senin yerin, bu sancaðý taþýdýðýn için vardýr. Suriye'deki rejimin zulmüne terkedilmiþ kadýnlarýn sesi de, seninle birlikte gündem oluþturuyor. Afrika'daki yoksulluðun, adil olmadýðýný dile getiren de sensin. Ýþte sana yazýlan kader, Türkiye olmaktýr. Adalet ve insan odaklý misyonun adýdýr, Türkiye. Kimse bana, "Türkiye'nin küçük veya orta ölçekli bir yer olduðunu" söyleyerek, nasýl büyük bir misyon üstlendiði gerçeðini gölgelemeye kalkmasýn. Güç; sadece "nükleer silah veya dünyayý kapsayacak kadar para" demek deðil. Adaletin bekçisi kim ise, güç odur. Týpký adaletten yoksun dünyada, adalet için Türkiye olmak gibi...