Dünyaya artýk farklý perspektiften bakmayý öðrendik. Perdenin arkasýndaki durum ile önündeki durum arasýndaki farký ve kurguyu da görmeye baþladýk. Ve Anladýk ki; Türkiye dünyanýn önemli denge unsurudur. Ve baþarmasý hayatidir.
Soðuk savaþýn hesaplaþmalarý kapandýðý andan itibaren tüm aktörler, öne çýkan faktörler sahnede yerini alacak, hiç kuþkusuz! Yeni ticaret savaþlarýnýn müsebbibi olarak, Amerikan politikalarý dünyayý olumsuz etkilediði gibi, kendisi için de ciddi sorunlarla karþý karþýya kalacaðý günler pek uzak deðildir. Bazýlarý bunun bir sýnav olduðunu ve bu sýnavdan Batý Ýttifakýnýn çýkacaðýný düþünmekte. Keþke sorunu çözebilse tabii ki! Ama mesele þu ki, konjonktürün gidiþatýna engel olmak suretiyle, Batý Ýttifaký kendisi arasýnda bölünmeye neden olmakta. Çünkü bu konjonktürel gidiþatý durdurmak yerine, "yeni durumu dünya için nasýl olumlu noktaya getirebiliriz" bakýþ açýsýyla bakmak da zorlanmaktalar! Zannýmca ABD öncülük misyonunu, adalet anlayýþýnýn içini boþalttýðý için yitirmektedir ve bu da haliyle baþka faktörlerin devreye girmesini saðlamakta!
Çin'in küresel aktör olarak önümüzdeki süreçte dünyanýn rengini etkileyecek biçimde devreye girmesi de, ileride þimdiki pek çok müttefik olduðu ülkeler açýsýndan sýkýntýlara yol açacak haliyle. Herkesin kafasý Amerikan politikalarýný irdelemeye karýþmýþken, AB ile Amerika arasýndaki çekiþmeyi seyrederken, sessiz güç olma peþindeki Çin'in devreye nasýl bir hýzla girdiðinde gözardý edemeyiz. Bu iyi mi, kötü mü, zamanla anlaþýlacak. Lakin net gözüken bir þey var ki, Çin dünyadaki adalet parametresini tek baþýna yerine getirecek içeriðe sahip deðildir. Çin'in, kendisinden olmayanlara ve Müslümanlara bakýþ açýsýný analiz edersek, neden dünyaya pek fazla istikrar ortamý veremeyeceðini anlayabiliyoruz. Demek ki, dünyadaki eðilimlerin farklý aktörlerle, farklý ittifaklarla ve çok renklilik ile dengede tutulmasý mümkündür.
Bakýn, halen bunca sýkýntýlara raðmen ABD, müttefiki Türkiye için F35'leri vermek için S400 þartý koþmaktadýr. F35 projesinde, Türkiye'nin içinde bulunduðu ve parasý ile ortak olmasýna raðmen, halen dayatmalar mevcuttur. Demek ki, güçler dengesini iyi idare etmek baþka bir beceridir, tecrübe ister, devlet aklý ister, ilmi siyaset ister. Türkiye; denge unsuru olarak, yeni dünyada yerini almakta. Hiç kuþkusuz bunun için içerideki birlik, beraberlik ve ayný hedefe gitme gayreti pekiþmek zorunda.
Bakýn, tarih böyle bir konjonktürel durumu, bir daha ne zaman karþýmýza çýkaracak bilmem! Türkiye'yi bu süreçten baþarý ile çýkarmak için dünyanýn saldýrdýðý Erdoðan faktörünü, siyasi ve ideolojik dürtülerle deðil, Türkiye çýkarlarý perspektifiyle yorumlamamýz þarttýr. Erdoðan; Türkiye'yi, bu yeni dünya kurgusunda, ilk halkaya oturtabilecek, þimdilik yegane þahsiyettir.
