Türkiye, Papa’nın İslam dünyasına açılan penceresi

Papa Francis’in Türkiye ziyareti, Müslüman ülkelerine yönelik tribün çalışmasının önemli halkalarından biri niteliğinde. Dün başlayan ve yarın sona erecek Türkiye ziyaretinde ana tema, “dini hoşgörü” olacak. 

Batı basınında ziyaretle ilgili haberlere bakıldığı zaman, Türkiye’nin 2 milyon civarında Suriyeli sığınmacıya kucak açmış olması önemli detaylardan biri olarak belirtiliyor. Altı çizilen nokta da, Suriyeliler arasında yer alan “binlerce Hıristiyan”.

Türkiye ziyareti sırasında bineceği arabadan, kalacağı yere kadar bütün detaylar, maksimum iletişim amacıyla özenle belirlenmiş. Zırhlı arabaya binmiyor, “özel papa aracı” istemiyor. Papa Francis, Mehmet Ali Ağca’nın hafızalarda yarattığı tahribatı onarmaya çalışıyor.

İlk gün temaslarda bulunduğu Ankara’da Diyanet İşleri Başkanlığı ile randevusuna iletişim açısından özel önem veriyor.    

Bugün Sultanahmet’e gerçekleştireceği ziyaret önemli. Papa Francis Türk siyaset koridorları ve sokaklarından İslam dünyasına barış eli uzatmayı hedefliyor.

Türkiye’ye gerçekleşen ilk Papa ziyaretinin 1967 yılında Paul VI tarafından yapıldığını da buraya not düşelim.

Mısır da sırada

Papa’nın Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaretin ardından Mısır ile Vatikan arasında da bir ziyaret programının gündeme geleceği belirtiliyor. Papa’nın İslam dünyasına açılan pencerenin Türk sokağı olmasından rahatsız gibi görünüyor.  

Üzüntü

Geride bıraktığımız haftanın adı derin bir üzüntü oldu. Kuruluşundan bu yana görev yaptığım 24 TV ve Star Gazetesi’nde beraber çalışma imkanı yakaladığım Mustafa Karaalioğlu ve 2013 yılında Paris dönüşü görev yaptığım dönemde çalıştığımız Yusuf Ziya Cömert’in ayrılışı geride burukluk bıraktı. Ardından odasını toplarken gördüğüm ağabeyim İbrahim Kiras’ın ve sevgili arkadaşım Elif Çakır’ın vedası ile birlikte bu süreç kelimenin tam anlamıyla sarsıcı oldu. İş arkadaşlığının ötesinde bir aile ortamı hissi yaratan bu isimlerle çalışmış olmanın gururu ile soğuk bir üzüntü içimde yan yana duruyor. Birlikte çalıştığımız dönemde sektörün acımasızlığını unutturan yöneticilerimize buradan binlerce kez teşekkür etmek istiyorum. Onlara yönelik kara çalma ve iftira cüretini gösteren aymazları da Allah’a havale ediyorum. Akıl izan ve vicdan sahibi herkes Mustafa Karaalioğlu ve Yusuf Ziya Cömert’in dürüstlüğünün kefilidir.