FETÖ’ye yönelik operasyonlar sýrasýnda, hem 17/25 Aralýk’tan, hem 15 Temmuz’dan sonra benzer bir þey konuþuldu;
“Bu operasyonlar polisi, askeri zafiyete uðratýyor/uðratýr mý.”
Devlet kurumlarýnýn bazý birimleri veya bazý kadrolarý neredeyse tamamen ele geçirilmiþ ve yine devlete, siyasi iradeye operasyon amacýyla kullanýlýyorsa, bu birimler ve kadrolarýn bizatihi ‘varlýðý’ en büyük zafiyet hatta tehdittir.
Bu birim ve kadrolar ‘asýl görevlerini’ yapmadýklarý için zaten bir zafiyet vardý. Bu zafiyet daha aðýrlaþmýþ deðil, aksine giderilmeye baþlandý, kýsa sürede güce dönüþecek.
Devlet kurumlarýnýn kaç kiþi tarafýndan yönetildiði deðil, ‘kimler tarafýndan’ yönetildiði önemlidir.
Kaynaðýný bu ülkeden almayan hiçbir þey ‘yerli’ deðildir, insan dahil!
***
Aslýnda en önemli kaynak insan.
TÜÝK’in 2015 verilerine göre 78.7 milyonun yaklaþýk 18.9 milyonu 0-14 yaþ arasýndaki çocuklar. Bir o kadarý da halen lise ve üniversite çaðýnda ‘genç’...
25-64 yaþ arasýndaki yaklaþýk 25 milyon kiþi de, hali hazýrda Türkiye’yi kol ve akýl gücüyle ayakta tutuyor.
Yarýn bizler yerlerimizi o gençlere, onlar da daha sonra o çocuklara býrakacaklar.
Bugün bakýmlarýný üstlendiðimiz 65 yaþ üstü 6,5 milyon yaþlýya biz de ekleneceðiz ve gençlerin eline bakacaðýz.
40 milyona yakýn gencimize, çocuðumuza Türkiye’yi daha iyi yönetmeleri, daha iyi bir Türkiye’yi inþa etmeleri için imkan saðlamazsak, sadece bizi ölüme terk etmeyecekler, bundan yine bizi sorumlu tutacaklar.
Ve en acýsý, bundan dolayý kimse onlarý suçlayamayacak, biz bile!
***
Türkiye’nin ‘insan kaynaðý’ olarak sorunu yok.
Gelecekte de sorun yaþamamasý için genç nüfus oranýný korumaya, arttýrmaya yönelik politikalarý var.
Ancak ‘debelendiðimiz’ bir yer var; insan kaynaðýna ‘nitelik’ kazandýrmak...
- Yerli giriþimci, sanayici yetiþtirmedik; yol, su, elektrik ve bunlarla çalýþan bütün ürünler için bütün paramýzý yabancý þirketlere ödedik!
- Yerli tasarrufla ‘fon’ oluþturamadýk; yabancý kredilere yüksek faiz ödedik, geleceðimizi ipotek verdik.
- Teknolojiyi geliþtiremedik: yabancýdan aldýk, hem daha fazla para, hem de bütün bilgilerimizi verdik.
- Eðitim sistemimizi inþa edemedik; nitelikli insan gücümüzü yabancý eðitim kurumlarýna teslim ettik. Ya da FETÖ gibi kendi ülkesine yabancý yetiþtiren eðitim kurumlarýna!
Ýthal sermaye, ithal ürün, ithal teknoloji, ithal akýl!
***
Geçen 90 yýlda otomotivden demir-çelik sanayine, havacýlýktan asfalt teknolojisine, tarým ve iþ makinalarýndan savunma sanayi ürünlerine, defter-kalemden biliþim teknolojilerine kadar Türkiye yabancý ülkelere kaç yüz milyar dolar aktarmýþtýr dersiniz?
Bugün de sadece veri tabaný ve iþletim sistemleri için her yýl 5 milyar dolardan fazla parayý yabancýya ödüyoruz!
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, çevre yollarýyla birlikte 3 milyar dolara yapýldý!
***
Hiç mi olumlu adým yok?
Elbette var.
Var ki, örneðin YSS Köprüsü’nü Türk þirketi inþa etti.
Savunma sanayinde ‘ihracat’tan söz ediyoruz; ÝHA ve tank için hem para verip hem Kongre veya Bundestag izni dilenmiyoruz!
Ancak son 10 yýla kadar ödediðimiz maliyete bir bakýn.
Yerli uçak, yerli otomobil, yerli motor, yerli aðýr sanayi giriþimlerinin nasýl yok edildiðine dair birkaç dakikalýk internet taramasý yeterli.
‘Google’dan!
Çünkü bilgi teknolojilerinde hala ‘net ithalatçý’yýz.
Sadece teknolojide, üründe deðil, yönetim sisteminde, mühendislikte, tasarýmda ve sanatta da böyle bu. Yerlilik, millilik oraný arttýkça, nüfus da, zenginlik de rakamlardan daha büyük bir güç ifade edecek.
Osmanlý’nýn yýkýlýrken Ýstanbul-Hicaz demiryolunu, üzerinde mühendislik ve mimari açýdan ‘eser’ niteliðinde onlarca köprü, istasyonla birlikte yaptýðýný; ordusunun çöl ortasýnda Kut’ül Amare gibi zaferler kazandýðýný; cesedinin Çanakkale’de destan yazdýðýný; küllerinden Cumhuriyet kurduðunu biliyoruz.
En baþtaki cevaba, “Ergenekon, Balyoz ve darbe ‘darbesinden’ sonra TSK Fýrat Kalkaný operasyonunu yapýyor”u da ekleyelim.
Bu ülkenin, bu milletin gücü sayýlardan ibaret deðil.