Türkiye savaþ sýnavýnda

Türkiye, hem içerde hem dýþarýda savaþ veriyor. Resmen hiç bir devletle savaþa girmeyen, kuramsal tanýmlara göre iç savaþ da yaþamayan ülkemiz, nasýl oluyor da böylesine bir savaþým içinde?

Bilimsel açýdan teorik bir keþif söz konusu. Neo post-modern savaþ böyle bir þey iþte. Güvenlik güçler, sivil toplum, siyasi partiler ve en önemlisi medya ve iletiþim aðlarý hepsi birden alanda. Bizler belki tüm bu geliþmeleri Suriye içinden anlamlandýrma önceliðindeyiz. Ancak, Suriye sadece bilek güreþinde ellerin görüldüðü yer. O ellerin kime ait olduðu ise, henüz açýða çýkmýþ deðil. Dolayýsýyla mesele Suriye’de oynanan bir oyun, ama konusu sadece Suriye deðil.

Konu bir çok devlet açýsýndan Suriye deðilse de, Türkiye, Irak, Ýran ve Ýsrail açýsýndan Suriye merkez önemde. Hal böyle olunca, bilek güreþi yapan esas oyuncular söz konusu bölge ülkelerinin aldýklarý ve alacaklarý tavýrlardan doðrudan etkilenmek durumundalar. Bölge ülkelerinin, kendi güvenlikleri ya da iç siyasi dengeleri nedeniyle uygulayacaklarý politikalar eðer “bilek güreþi”nin seyrini deðiþtirecek emareler taþýyorsa, esas oyuncularýn önünde iki seçenek olur. Ya bölge ülkelerinin tercihlerine göre kendi politikalarýný deðiþtirirler, ya da bölge ülkelerininkini.

Darbe giriþimi, kendi politikalarýný deðiþtirmek istemeyenlerin desteklediði bir süreç.

Kilit ülke ABD

Darbe giriþimi konusunda en fazla adý geçen ülke ABD. ABD’nin yeni baþkaný gelene kadar Suriye sorunsalýný zamana yayma ve alanda DAEÞ’le PYD’yi kapýþtýrma siyaseti yeterince deþifre oldu. Bu arada Türkiye’nin bu plana itirazý da açýktý. Anlaþýldýðý kadarýyla ABD, önce söz konusu itirazý ortadan kaldýracak yeni bir iktidar üzerinde çalýþtý ve darbe olursa yeni yönetimin söz konusu ABD tezine itiraz etmeyecek ekipten oluþmasýný umdu. Ancak, ABD açýsýndan bakarsak, darbe olsaydý ve yeni muhatap grubu kurulsaydý, bu da geçici olacaktý. Yani ABD’de FETÖ’yü destekleyenler vardýysa, bu destek de uzun sürmeyecek, muhtemelen ABD seçimleri sonrasýnda desteklenen o ekip de terk edilecekti. Zira darbeci ekip ancak geçiþ dönemi için geçerli olacaktý. Týpký Suriye’de ýsrarla bir geçiþ dönemi istendiði gibi. ABD bilmiyor mu geçiþ dönemi sonrasýnda halk sandýða gittiðinde kime oy verecek?

ABD’de yönetim deðiþince, Türkiye’deki geçiþ dönemiyle birlikte Suriye’deki siyasi yapý da nihai bir sisteme baðlanacaktý. Bu nihai sistemin ne olduðu konusu ise, esas sorun. Zira ABD Suriye ile Türkiye’ye ayný paket içinden bakarak en büyük hatayý yaptýðý için, hangi ülke için ne öngördüklerini anlamak mümkün deðil.

Kilidi açacak ülke Türkiye

ABD’nin, Türkiye ile Suriye’ye eþ zamanlý ve benzer bir elbise biçmeye kalkmýþ olmasý bu ülkenin sorunu; alaný Rusya’ya kaptýrmasýna yol açan öngörüsüzlük yapýldý, müttefiklerle iliþkileri bozuldu denebilir. Ancak bizim de bu noktada kendimize sormamýz gereken çok önemli bir soru var: ABD’nin Türkiye’yi Suriye ile ayný pakette görmesine yol açan nedir?

Acaba Washington’dan ya da Londra veya Berlin’den bakýnca Türkiye epeydir Suriye gibi mi gözüküyordu?

Niyeti öyle görmek olanlar bir yana býrakýlýrsa, belki biz de iki ülkenin ayný proje içinde ele alýnmayacaðýný göstermekte eksik kalmýþýzdýr.  Ancak darbe savuþturulunca koþullar deðiþti ve artýk mesele bundan sonra ne yapýlacaðý haline geldi. Türkiye tarihindeki en büyük sýnavlarýndan birini geçiriyor. Dolayýsýyla bugün atýlan her adým, yarýnýn taþlarýný diziyor. Baþýndan beri Türkiye’nin savunduðu haklý tezler, ancak bu dönemde hatalar yapýlmazsa karþýlýðýný bulabilecek.