Türkiye Soçi’de hedefine ulaþtý, sýra Ýdlib’de…

Ýdlib meselesi çok bilinmeyenli bir denklemdir. 

Her ülkenin “çözümü” kendi çýkarlarýný içeriyor, üstelik de bu “bencil çözümler”in tamamý, Türkiye için “büyük problem” anlamýna geliyor. 

Aslýnda Suriye’nin toprak bütünlüðünü ve Suriyelilerin güvenliðini korumakla yükümlü olan Esad, bütün muhalifleri topladýklarý Ýdlib’i de dümdüz ederek “Suriye’nin tek hakimi benim” aldatmacasýnda kullanmak için can atýyor. 

Sanki, “Suriye’nin en deðerli bölümündeki PYD/PKK terörist iþgali ne olacak” diye kimse sormayacak. 

Rusya ve Ýran ise iþgallerinin teminatý olan Esad’ý saðlamlaþtýrma derdinde. 

Sýrtlan gibi fýrsat kollayan ABD ise ilk fýrsatta Ýdlib’e çullanýp, terör koridorunu Akdeniz’e ulaþtýrma hayali görüyor. 

Netice itibariyle Suriye krizi Ýdlib’e kilitlenmiþ durumda. 

   

Türkiye’nin inisiyatifi arttý  

Oysa Esad ve iþgalcilerin “çözüm” diye dayattýðý saldýrýlarýn devam etmesi, bütün Suriye’yi tekrar ateþin sarmasý anlamýna geliyor. 

Maalesef Türkiye dýþýnda Suriye’de huzur için çaba gösteren yok. 

Her ne kadar içimizdeki yabancýlar, sürekli olarak “Türkiye’nin Suriye politikasý yanlýþ” sakýzý çiðneseler de, sadece Türkiye, daima “insani” açýdan bakmýþ ve buna göre tavýr belirlemiþtir. 

Tahran Zirvesi’nde dünyanýn þahit olduðu “Ateþkes” ýsrarýyla, Suriyelileri düþünen tek ülke lideri olduðunu gösteren Erdoðan, dün Soçi’de Putin ile tekrar görüþerek, Türkiye’nin Ýdlib’teki inisiyatifini güçlendirdi. 

Erdoðan, önümüzdeki hafta bizim de izleyeceðimiz BM Genel Kurulu’nda ve sonraki Almanya temaslarýnda da bunu pekiþtirerek meselenin kansýz çözülmesine katký saðlayacak. 

    

Ýdlib, “Hatay” demektir  

Rusya ve uydusu Esad’ýn gerçekten amacý Ýdlib’deki teröristleri temizlemek ise Türkiye, bunun; hiçbir sivile zarar vermeden nasýl yapýlacaðýný gösterdi.   

*** 

Ýdlib’e saldýrýda ýsrar etmek vahim sonuçlar doðurur. 

Doðu Guta’da yaptýklarýný burada da tekrarlayabileceklerini düþünüyorlarsa yanýlýyorlar. 

Zira Ýdlib, Hatay demektir. 

Suriye’de kanýn durmasý ve herkesin evine dönmesi için gayret gösteren tek ülke Türkiye’dir. 

Bunun önündeki en büyük engel ise koltuðunu korumak için ülkeyi emperyalistlere ve teröristlere peþkeþ çeken Esad’týr. 

Bir marifetmiþ gibi, “Türkiye Esad ile görüþmeli” yaygarasý yapanlar, Suriye’yi temsil vasfýný kaybetmeden önce Esad ile en yoðun görüþen, reformlar için ikna etmeye çalýþan tek ülkenin Türkiye olduðunu unutuyorlar. 

    

CHP’nin Esad aþký...  

Bugün Esad’ý muhatap almak, yeni katliamlar için güç kazandýrmaktýr. 

Ayrýca, iþgalcilerin elinde “esir” durumunda olan bir kiþi ile görüþerek neyi çözecekler merak ediyorum. 

“Esad ile görüþülmeli” temposu tutan CHP yöneticileri, tam da oluk oluk masum kaný akýttýðý bir dönemde, Þam’a gitmiþ, “Katliamlarýna devam et” mesajý vermiþlerdir. 

Tesadüfe (!) bakýn ki ayný CHP, Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý Harekatlarýna þiddetle karþý çýkmýþ, “Afrin’e girmeyelim” kampanyasý yapmýþlardý. 

CHP’nin, bazý darbeci kalýntýlarý ile birlikte yürüttüðü bu kampanya, devlet kurumlarýndaki FETÖ’cü satýlmýþlarýn 15 Temmuz’a kadar ülkeyi mahkum ettiði, “sýnýrlarý dýþýnda kendi aleyhinde olup bitenleri, sýnýrlarý içinden izleme çaresizliðini” sürdürme gayretleridir. 

Suriye konusunda en büyük çeliþkiyi yaþayan CHP’dir. 

Kýlýçdaroðlu, Suriyelilerin gönderilmesinde samimi olsaydý, Türkiye’nin politikasýný bütün gücüyle desteklerdi. 

“Bizim Suriye’de ne iþimiz var” diyen Kýlçdaroðlu anlamasa da yurtta sulh istiyorsanýz, Suriye’de aktif olmak zorundasýnýz.