Türkiye’nin tarihinde sömürgecilik yoktur. Bu düz cümlenin karþýsýnda, diðerlerinin tarihindeki unutturulmuþ acýlar ve ezberle saptýrýlmýþ algýlar yatar. Sömürgecilik ve yaðma ile tarih yapmýþ ve zenginleþmiþ ülkeler, bu marifetlerini baþarýyla maskeleyip hiç birþey olmamýþ gibi davranýrken, bizim Beyaz Adamlarý görüp tanýmamýz gerekiyor.
Diðerlerinin sömürgecilik alýþkanlýðý, bugün baþka yollar ve maskelerle sürmektedir. Sömürgecilik Tarihi unutturulduðu için, Beyaz Adamýn bugünkü marifetlerini anlayýp yorumlamakta güçlük çekebiliriz.
Ýspanya ve Portekizle baþlayan, Ýngiltere Fransa, Belçika, Almanya, Hollanda, Ýtalya, Danimarka-Norveç ile süren Beyaz Adamýn iþgal ve talan süreci, geçmiþin uzak hikayeleri deðildir. Sovyet Ýmparatorluðunun ve Çin’in Orta Asya’daki marifetleri, Doðu sömürgeciliðinin yakýn zaman sayfalarýdýr.
Ýslamýn saldýrgan bir din olduðu yalaný yayýlýrken, Vatikan’ýn baþlattýðý ve hala reddetmediði sömürgecilik, yaðma ve kýlýç zoruyla din yayma sürecinin unutulmasýný ne yapacaðýz ? Avrupa sömürgecileri, Hýristiyanlýk uðruna ve Papalýk yetkisiyle katliam yaptýlar ve çok baþarýlý sonuç aldýlar. Bugünkü Dünya düzenini, o sonuçlar þekillendirmiþtir. Papalýðýn ‘Cihad’ fetvasý da yerinde duruyor. Sömürgecilik kazandý!
Ve gerçekten iþin kötüsü, kazandýlar, baþardýlar: Afrika’da siyahlar, Kuzey Amerika’da Kýzýlderililer, Güney Amerika’da adý saný, kayýdý tutulmamýþ binlerce kabilenin milyonlarca isimsiz üyesi, Beyaz Adamýn yeraltý ve yerüstü kaynak talanýna kurban gitti. Ülkeler, uygarlýklar yýkýldý, Hýrýstiyanlýða geçenler de lütfen canlarýný kurtardý. 1492’de çizilen çizgiye uygun þekilde bugün çizginin Batýsýndaki Latin Amerika Portekizce, Doðusu da Ýspanyolca konuþuyor. Baþarýyla sonuç alýnmýþ... Beyaz Adam çizgi çizmeye meraklýdýr. Ýþte Ortadoðu.
Bunlarýn geçmiþte kaldýðý iddiasý, balondur. Çünkü vicdan sahibi batýlý hukukçular, Vatikan fetvasýnýn zaman içinde modern hukukun parçasý olduðunu belirlediler.
Avrupa Birliðine ‘Beyaz Adam Kulübü’ gözüyle bakýnca, günümüz geliþmelerine uzanan þaþýrtýcý denklemler çýkar. Görünen ve algýlanan, çoðu kez doðru ve gerçek olan deðildir.
Vatikan 1493 fetvasýnýn sonradan geri çekildiðini savunur. Gazý verip yolu açtýktan sonra, zaten gereði kalmamýþtýr. 18. yüzyýl sonrasýnda da Avrupa devletleri kendi bahaneleriyle ve Vatikan hukuklarýyla gasp ve yaðmayý sürdürürler. Vatikan’a ihtiyaç kalmamýþtýr. Ancak, ordunun girdiði her yerde, mutlaka kilise denetiminde okul ve hastaneler vardýr.
Batý sömürgecilik tarihini bu sýralar çalýþmakta fayda var, çünkü Beyaz Adam alýþkanlýklarý çok canlandý, asýllarýna dönüyorlar.
Ne tarihi? Hala sürüyor
1492’de Kristof Kolomb Hindistan diye Küba civarýnda Karayip Adalarýna ulaþýr, sonra geri dönüp, gezi masrafýný karþýlayan Ýspanya tahtýna rapor verir.
Denizlerde Portekiz ile rekabet eden Ýspanya tahtý için, Kolomb’un gittiði yerler önemlidir. Ýspanya, ahlaksýz Papa Borgia’dan (6. Alexander) Kolomb’un bulduðu-bulacaðý araziler için fetva ister. Düzenbaz ve yolsuz Papa, sonra Yýldýrým Bayezid ile de muhatap olacaktýr.
Bu sýrada Portekiz, Afrika’nýn Batýsýný yaðmalamakla meþguldür. Papa Mayýs 1493’te Inter Caetera kararý denen fetva ile, Afrika batýsýndaki Cape Verde adalarýndan 100 fersah batýya bir çizgi çizer. Çizginin Amerika tarafý Ýspanya’nýn, Afrika tarafý da Portekiz’in olacaktýr. Hangi yetkiyle ? Papa, yeryüzündeki gölge rolündedir. Yeni topraklar Hýristiyanlýk adýna zulüm ölüm tarlalarýna dönüþecektir.
Sonra Portekiz çizgiyi beðenmez. Bu kez 1494’te yeni çizgi çizilir. Bu sayede Portekiz 1500 yýlýnda Brezilya’yý ‘keþfedip’, yaðmaya baþlar. Güney ve Orta Amerika’yý, Ýspanya yaðmalayacaktýr.
Papalýðýn yaptýðý paylaþýmý tanýmasa da, Ýngiltere, ayný dönemde kendi baþýna deniz aþýrý avlanmaya giriþir. Avrupa’da kral himayesinde denize açýlan herkes, bir topraðý kapmaya baþlar. Masum coðrafya keþifleri diye paketlenen süreç, yaðmanýn sürecidir.
1494 Tordesillas anlaþmasýnýn sýnýrý. Çizginin sað ve solunda paylaþýlmýþ kýtalarda Ýspanya - Portekiz etkisi bugün de sürer.
Penguenleri de paylaþýn bari...
Güney Kutbu, Antartika’nýn kaðýt üzerinde ‘sahibi’ yoktur. Hatta kýta büyüklüðündeki alan -BM’ye aittir, Bütün dünyaya aittir- diyen de var. Ancak Kutup, mizahi bir þaheserle paylaþýlýyor... Sömürge tecrübeleri olan Belçika ve Fransa dahil 12 ülkenin ‘Bilimsel Araþtýrma’ kýlýfýyla oturup kendi aralarýnda anlaþmasý ve Antartikayý parçalara ayýrmasý, ayrý bir hikayedir.
Bu ülkeler arasýndaki Arjantin, geçenlerde Güney Kutbundaki 113. yýlýný kutladý...Kutba yakýnlar ya, biri denize açýlýp bir yere güya bayrak dikmiþ. Þimdi her yýl bunu anarak, mülkiyet pekiþtiriyorlar.
Arjantin yanýnda Þili de Güney Kutbunda mülkiyet derdinde. Evet iki ülke kýyýsýndan güneye yol alan bir gemi 600 mil sonra kutup bölgesine ulaþýyor da, gemi menzilindeki her yer senin mi ? Ve bu iki ülkenin Güney Kutbunda egemenlik iddiasýnýn kaynaðý... sýký durun: 1493 Papalýk fetvasýna dayanýyor. Mantýk þu: ‘‘Papalýk kararý Kutuptan Kutuba bu bölgeyi Ýspanya’ya verdi... Ýspanya, o zaman Arjantin ve Þili’nin hakimiydi... Þimdi biz varýz. O yüzden Ýspanya hakimiyet alanýný biz devraldýk...’’ Afiyet olsun, demek gerekebilir... Tarihin ve coðrafyanýn sefilce istismarýný görüyoruz. Yaðma açlýðý hala sürüyor.