Türkiye Tall Abyad’ı kuşatan bataryayı vurdu

Dün TBMM, hükümete Suriye’ye asker gönderme yetkisi veren tezkereyi kapalı oturumda görüşürken, gazeteciler kadar milletvekilleri de ilgili bakanlardan önceki gece neler olduğunu öğrenmeye çalışıyorlardı.

Cevabı aranan ana soru şuydu: “Saldırı Suriye ordusundan mı gelmişti, yoksa “muhalifler Türkiye’yi Suriye’ye çekmek için böyle bir şey yapmış olabilirler” miydi?..

Önceki gece sabaha kadar süren ‘Suriye krizi’ sürecinin içinde bulunan kimi isimlerin çok dikkatli bir şekilde süzerek verdiği bilgilerden ortaya çıkan tablo şöyle:

-Sınır kapısı insani yardıma açık: Şanlıurfa’nın sınır ilçesi Akçakale, Suriye’nin Tall Abyad kentiyle neredeyse birleşik durumda. Sınır kapısı resmen kapalı ama fiilen açık. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bu bilgiyi verirken, gerekçesini de “Acil bir durum olur, mülteci veya yaralı geçişi gibi insani yardımlar için arkadaşlarımız görev başında” diye açıkladı.

-Muhalifler atmadı: Akçakale’de patlayan top mermileri muhalifler tarafından atılmadı. Bunu öncelikle istihbari ve askeri olarak biliyoruz. Akçakale’ye daha önce askeri yığınak yapılmıştı ve karşı taraftaki en küçük hareketlilik izleniyordu. Radarlar atışın yapıldığı yeri gösterdi. Muhalifler ise kentin içinde ve ellerinde top yok.

-Tepedeki Suriye bataryası vuruldu: Top atışı Tall Abyad’ı kuşatma altında tutan güneydeki tepelerden geldi. Buraya konuşlanmış Suriye ordusuna ait bataryalar zaten muhaliflerin denetimindeki kenti sık sık top ateşine tutuyordu. Ancak Akçakale’ye düşen top mermisinin can kaybına neden olduğu anlaşılınca, ‘tehdide anında misilleme’yi öngören yeni angajman kuralları gereği bu Suriye bataryaları ateş altına alındı. Bataryaların, Tall Abyad’ın 10 kilometre kadar dışındaki bir tepede olduğu ve ‘kesinlikle vurulduğu’ da belirtiliyor.

-Tesadüf veya kaza değil: Türkiye bu olayı ‘tesadüf’ veya ‘kaza’ olarak görmüyor. “Kentteki muhalifler hedef alınmıştı; birkaç yüz metre sapmayla Türk tarafına düştü” iddiası da ciddi bulunmuyor. Türkiye olayı ‘silahlı saldırıya yakın tehdit’ olarak değerlendiriyor ve tepkisini ona göre veriyor. Zaten silahlı saldırı savaş demek.

-Daha önce de misilleme yapıldı: Akçakale’ye düşen ilk mermi değil bu. Daha önce de boş araziye düşen ve yaralanmaya neden olan top mermileri düşmüştü. Bunlara karşılık verilmiş miydi? Evet verilmişti. Ancak Türkiye, uluslararası alanda olumsuz etkilenmemek için misillemelerin orantılı olmasına dikkat ediyor.

-Sonuç alındı: Türkiye’nin sert ve anında misilleme yaparken, aynı saatlerde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da BM, NATO, ABD, AB, Rusya ve ilgili ülkelerdeki muhataplarıyla görüştü, bilgi verdi, tepkilerini iletti. BM Esad yönetimini uyardı, NATO, Ankara’nın hazırladığı ‘müdahale uyarısı’ metnini oybirliğiyle aynen kabul etti ve açıkladı. Ardından Şam’dan özür geldi. Son olarak ‘yabancı ülkelere asker gönderme’ yetkisinin TBMM tarafından hükümete verilmesiyle ‘caydırma süreci’ tamamlandı.

Ankara’daki sıcak 23 saatin özeti böyle.

TBMM’nin verdiği savaş yetkisine rağmen hükümet kanadındaki tutum, uluslararası toplumla hareket etmek. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Ekim’de Ankara’ya geliyor. Enerji konusundaki toplam 20 milyar dolarlık pazar Moskova’yı heyecanlandırıyor. Ancak Putin, Ankara’da “Esad yönetimine verdiği desteğin sonuçları” ile de yüzleşecek.