Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazýlarý

Türkiye, tarihinin her döneminden gurur duyar

1980’li yýllar... -Asya haber birliði- türünden bir  toplantýdayýz. Türkiye’yi bizim ekip temsil ediyor. Olay, BM destekli ve toplantýda Kadýköy’ün doðusundaki bütün ülkeler var... Zaman Soðuk Savaþ zamaný. Daha Sovyetler Birliði var... Sonra Sovyet uydusu Asyalýlar var: Mesela Vietnam... Mesela Afganistan... Sonra Çin uydularý var: Laos vardý, Kamboçya galiba yoktu... Ve bu 72 milletten topluluðu Türkiye olarak ibretle izlemekteyiz... Konu haber, habercilik, ama aðýr siyaset de var.

Bizim en dikkatimizi çeken ise Kuzey Kore heyeti...  Zaman, internet öncesi zaman. Cep telefonu yok. Gazete hala kaðýda basýlýyor ve havayollarýnýn bazýsýnda sigara içiliyor... Kredi kartý olmadan dünyada dolaþabiliyorsunuz... Ve renkli televizyon öyle her yerde yok...  Ve Kuzey Koreliler bir deðiþik. Toplantýda Güney Kore de var. Taraflar asla yan yana gelmiyor, yüzler gergin... Birbirine hasým bu kadar ülke olunca, Soðuk Savaþ toplantý salonunda aynen yaþanýyor... Hatta durum olsa, birbirlerine sandalye ve sair mobilya ile giriþecekler...

Neyse, bu Kuzey Kore heyetinde bir Tatlý Surat var, belli ki seçmece gelmiþ... Hani -eli yüzü düzgün- çocuklarý eleman yaparlar, bu da o eli yüzü düzgün tayfadan... Normal zamanda takým elbise giymediði, kravatý baðlayamamasýndan belli. Alýþkýn deðil, çünkü memlekette çuha ceket, asker parkasý giyiliyor.

Bu ‘Tatlý Surat’a önce Batý müttefiki Asyalýlardan biri yemek molasýnda musallat oldu. Biz de oradayken, Asyalý abi pat diye demez mi: Siz hakikaten gazeteci misiniz? Tatlý Surat. -hýk, pýk- falan. Ama bizim sorucu abi hiç ilgilenmedi... Aksine öfkeyle: Bence gazeteci falan deðilsiniz, siz diplomatsýnýz-  dedi... Diplomatý da -usulen- diyor, daha aðýr ima var... Sonra tartýþma alevlendi ve taraflar birbirine baðýrmaya baþladý. Ama asýl Batý kampý baðýrýyor... -Eyvah yeni bir bölgesel savaþ çýkýyor- diye kaygýlanýrken, durum yatýþtý... Galiba suçlayan abi merkezden bir yerden tüyo almýþtý ve bizim Tatlý Surat’ýn gazetecilik dýþý faaliyette olduðunu öðrenip, giydirdi... Ama yapacaðý birþey yok, çünkü adam resmi heyette... Yoksa Kuzey Kore’de ne gazetecisi olacak.

Sonra aradan bir-iki gün geçti. Bir akþam yemeði öncesi resepsiyon ortamýnda Tatlý Surat yanýmýzda bitti. Bizi gözüne kestirdiði belli. Biz oralý olmuyoruz, -bana bak, bulaþma- hesabýna... Ama geldi bulaþtý. Selamsýz sabahsýz Tatlý Surat kafadan pat diye sormaz mý? -Türkiye kapitalist tarihinden gurur duyuyor mu ?-

Bu durumlarda hangi mektepte ne tahsil gördüðünüz deðil, sokakta ve hayatta ne öðrendiðiniz önemlidir. Bunlar zaten mektepte öðrenilmez...Tatlý Surat’a þöyle kýsýk gözlerle pis bakýp, lafý çaktýk: Türkiye, tarihinin her döneminden büyük gurur duyar!

Tatlý Surat zýpkýn yemiþ gibi oldu... Afalladýðýný görünce uzatmadýk, zaten cevabý biz de beðenmiþtik... Açýk büfedeki tatlýlarý gösterip -Bak tatlý var, çok güzel, yemeyi ihmal etme- deyip, yanýndan yürüdük... Aðzýný açamadý.

Sonra rahmetli patrona gidip anlattýk durumu... -Bizim tugayý hatýrlamýþtýr, ondandýr... Sen muhatap olma- deyip, daha büyük emri verdi: -Yanýmdan uzaklaþma ve garsonu çaðýr-... Garson servise geçti, Tatlý Surat da bir daha semtimize uðramadý.

Son Kore olaylarýnda o geceyi hatýrladýk... Bizim Tatlý Surat’a sonra ne oldu, bilmiyoruz. Partide acaba yükselip kýdem mi aldý, yoksa bir menfezde infaz mý edildi... Ya da þanslýysa belki çalýþma kampýyla hayatýný kurtarmýþtýr.

Sonuçta Kore’nin kuzeyiyle güneyiyle ilgiliyiz, çünkü en baþta o sýnýrý tutmak için 721 þehit verdik. Oralarý süngü ile tuttuk...Tatlý Surat bizle 35 yýl sonra vekaleten hesaplaþmaya çalýþtý, ama beceremedi... 35 yýlda unutmamýþlardý, þimdi 60 yýl sonra da unutmamýþlardýr... Siz unutsanýz bile onlar unutmuyor. Süngü ile savaþmak, herkesin harcý deðildir. Süngünün sivri tarafýnda olmak ise hakikaten sevimsizdir.

twitter.com/selimatalayny