Hep tekrarlarým. Bugün de hatýrlatmanýn tam zamaný... Ýnsanlarýn duygularý olur, devletlerin olmaz. Devletler rasyonel aygýtlardýr... Bizim gibi kýzýp öfkelenmezler, hayranlýk duymazlar, hayal kýrýklýðýna uðramazlar, aþýk olmazlar... Bunlar insana özgü dürtülerdir... Devletler arasý iliþkileri iþte bu perspektiften deðerlendirmek lazým. Bana kiþisel olarak soracak olsanýz; Rusya ile de derdim var, ABD ile de, Ýsrail ile de BAE ile de... Anlayacaðýnýz; olan bitene benim baktýðým yerden duygusal pencereden yaklaþacak olsak, kimseyle iliþki kurmamamýz gerekir... Ýyi ki de iþler öyle yürümüyor iþte..
**
Ýsrail Cumhurbaþkaný Isaac Herzog'u Türkiye'ye getiren 4X-ABI kuyruk numaralý uçaðýn gövdesindeki "barýþ", "iþ birliði" ve "gelecek" mesajlarýný gördünüz deðil mi?.. Benim en çok dikkatimi çeken ise uçaðýn gövdesine çizilmiþ Ayasofya Camii siluetiydi... Ayasofya'da ilk namazý kýldýðýmýz gün, Ýsrail'in etkili gazetelerinden Hareetz'de Zvi Barel ne yazmýþtý, hatýrlayýn; "...Türkiye Ayasofya'nýn bedelini ödeyecektir..." demiþti, deðil mi?.. Oysa Ýsrail Cumhurbaþkaný'ný taþýyan uçakta deniyor ki; "... biz sizin Ayasofya'yý camiye dönüþtürme hamlenizin karþýsýnda deðiliz..." Bu kadar açýk ve net.. Ayný uçakta Ayasofya Cami'nin yanýnda gördüðümüz Galata Kulesi'ne ne dersiniz peki?.. Herhalde Ýstanbul'da Yahudi nüfusun en yoðun olduðu yerlerden birini sembolize edecek olan bu simge de boþuna seçilmedi, öyle mi?..
Deðerli dostlar, geçen sene Ýsrail'de hükümetin ve cumhurbaþkanýnýn deðiþmesi, her iki ülke için de büyük avantajdý... Eðer iki ülke savaþmýyorsa, iliþki kurmamasý kimsenin yararýna olmaz... Konuþmak, hakkýný gözettiðimiz Filistin halký için de en büyük umut. Biz de konuþmazsak Ýsrail ile soruyorum size, mazlum Filistin halký için acaba kim konuþacak?.. Biden mý?.. Bakýn, Ýsrail, bu ziyaret ile ilgili olarak masaya herhangi bir ön þart getirmediði gibi, uçaðýn kapýsýna zeytin dalý sýkýþtýrýp geldi... Kabul etmek lazým ki, Ýsrail'in Türkiye'ye karþý özellikle HAMAS üzerinden bir rezervi vardý. Bunun sürdürülebilir olmadýðýnýn Ýsrail de farkýna varmýþ durumda...
**
Bir de þu detayýn altýný çizmek lazým... Kabul edelim ki, özellikle Mavi Marmara'dan bu yana ciddi bir politik gerilim yaþanýyor fakat ikili iliþkiler, tamamen kopmuþ deðil. Çok basit bir hamleyle bugün iki ülke karar alýr ve hýzla yeni büyükelçiler görevlendirilir, diplomatik seviye yeniden yükseltilir... Kaldý ki, sivil alanda ekonomik iliþkiler neredeyse hiç bozulmadý. Belki gözle görülür oranda turist sayýsýnda bir azalma olmuþtur. Fakat yatýrýmlar nezdinde projeler devam etti... Misal Türk firmalarý, enerji ve inþaat projeleriyle Ýsrail'de faaliyetlerine devam ediyordu zaten... Sadece Zorlu'nun, Ýsrail'de üç doðalgaz santrali var, devrede... Sadece Türkler Ýsrail'de deðil... DEÝK'e göre 1000'e yakýn Ýsrail þirketi de Türkiye'de faaliyette. Belki bazý firmalar, Pazar kaygýsý nedeniyle Arap dünyasýndan ortaklarýný öne çýkararak çalýþmalarýný sürdürüyor olabilir. Ama bu, akýþýn devam ettiði gerçeðini deðiþtirmez... Ýki ülke arasýnda hem doðrudan yatýrýmlar var hem de ithalat-ihracat iliþkisi... Bu da yýllara göre deðiþkenlik arz etse de, 6 milyar dolarýn altýna hiç düþmüyor...
**
Ýsrail'le bu yaklaþma ne Ýsrail ne de Türkiye'nin kaygýlanmasýný gerektirecek bir konudur. Eðer bu iliþkiden rahatsýz olacak olan varsa o da Yunanistan, onun uydusu GKRY ve ona hamilik yapan Batý'nýn aðýr abileri olabilir... Biz kendi kuracaðýmýz denkleme bakarýz sadece... Bakýn Rusya ve Ukrayna'nýn en üst düzeyde ilk iliþkisi de bugün Türkiye'de kuruluyor... Artýk; üzerine oyunlar oynanan deðil oyun kuran bir devlet olduðumuz gerçeðini kabullenelim... Gazeteci – Yazar Hilal Kaplan geçenlerde þöyle yazdý; "... Masanýn neresindesiniz?.." diye sorduklarýnda cevabýmýz þu; "... masayý biz kuruyoruz..." Ýþte asýl gerçek olan bu...