Türkiye ve ‘Yeni biyolojik dünya düzeni’

Milli Güvenlik” nedir? Bu soruyu 100 bin kiþiye sorsanýz, alacaðýnýz cevap hep ayný olacak; sýnýrlarýn askeri olarak fiziki güvenliði...

Siz de soruya ayný cevabý veriyorsunuz, yazýyý mutlaka çok dikkatli okuyun ve katkýlarýnýzý mutlaka bana ulaþtýrýn...

Sevgili dostlar, bugün “yeni dünya düzeni” içinde devletlerin milli güvenlik oluþumlarý yeni alt kavramlarýn eklenmesiyle geniþliyor... Baþlýklar ve kurulan kurumlar þunlar; 1- Siber Milli Güvenlik Baþkanlýðý, 2- Finansal Milli Güvenlik Kurumu, 3- Saðlýk-Genetik Milli Güvenlik Müsteþarlýðý... 3 oluþumu da “baþkanlýk”, “kurum” ve “müsteþarlýk” olarak ayrý ayrý bilerek ifade ettim... Konu hakkýnda Türkiye de geri kalmýþ deðil. Özellikle saðlýk-genetik konusunda Saðlýk Bakanýmýzýn çok önemli adýmlarý ve “oligarþik bürokrasinin” engellediði projeleri hayata geçirme çabasý ümit verici...

Sevgili dostlar, “siber güvenlik” konusunun nasýl bir ülkeyi etkileyebileceðini “gezi olaylarý” sýrasýnda net olarak gördük. “Hacker” adý altýnda yabancý gizli servisler ülkede inanýlmaz oyunlarý hayata geçirmeye çalýþtýlar. Finansal güvenlik de ayrý bir konu ve bir ülkenin “finansal güvenliðini” saðlamadan ilerlemesi mümkün deðil, Türkiye bu konuda da 2008 sonrasý önemli adýmlar attý çalýþmalar devam ediyor...

Sevgili dostlar, bugün ilk olarak “yeni biyolojik dünya düzeni” ve “saðlýk-genetik milli güvenlik” kavramlarýný açmaya çalýþacaðým... Çok önemli bir tespit ile baþlayalým; “Türkiye’de 1946’dan bugüne sosyal politikalar ilk defa en baþarýlý noktasýna geldi, bu cesur adýmlarý atan ilk lider de Sayýn Erdoðan” ve ekibi... Gelinen nokta da çok açýk; Türkiye, son 10 yýlda Fransa ve Ýsveç’i de geride býrakarak, “sosyal devlet” kavramýnýn içini dolduran tek ülke olma yolunda hýzla ilerliyor...

Sevgili dostlar, “sosyal devlet” sadece para vermek ile olmaz! Özellikle saðlýk alanýnda kavramý ve alt baþlýklarý sorgularken en önemli detay þöyle özetlenebilir; bedenimiz “saðlam olmadýðý” veya baðýmlýlýklarla kimyasal olarak “kontrol edildiði” sürece “aklýmýzý” toplamamýz mümkün olamaz!

Bu konuda “ileri” dediðimiz ülkeler bile zor durumda... ABD sýnýrlarý içinde yaþayan insanlarýn büyük bir çoðunluðu “düþünme-sorgulama eylemlerini”, bedenleriyle ilgili dertleriyle uðraþmak yüzünden yerine getiremeyecek duruma düþüyorlar... Bir tespit ile devam edelim; Amerika’da halkýn 2012 ilaç harcamasý tahmini olarak 445 milyar dolar ve bunca harcamaya raðmen o ülkede yaþayanlar “obezite baþta olmak üzere” bedensel dertleriyle baþa çýkamayarak “kendi bedenlerinde” boðulur giderler...

Sevgili dostlar, YENÝ BÝYOLOJÝK DÜNYA DÜZENÝ “beslenme-ilaç kullanýmý” döngüsü içinde þekilleniyor ve besin-ilaç zincirlerini kontrol edenler “bize yedirdikleriyle bedenlerimizi zehirlerken, bu zehre karþý geliþtirdikleri ilaçlarla” bizi tedavi ederek “artý-eksi kutup” arasýnda her þeyimizi kontrol ediyorlar... Ýlaç kullanýmý sadece “bedene yönelik olmayýp” beynimizi kontrol altýna aldýklarý “antidepresan” tipi ürünler sayesinde de kontrol mekanizmalarýný kurabiliyorlar...

Size bilimsel bir detayý aktarayým, yapýlan çalýþmalara göre; reçeteli ilaçlar sadece Amerika’da yýlda 100 bin kiþinin hayatýný kaybetmesine yol açmakta ve bu ilaçlarýn tamamý FDA onaylý!

Sonuç 1: Bir ülke “milli aþý projesi”, “milli anti-virüs geliþtirme” ve en önemlisi “yeni biyolojik düzeni” analiz etme ve karþý tedbir alma yolunda ilerleyemezse geleceðe ümitle bakamaz...

Sonuç 2: Mýsýr þurubundan “çakma tatlýlar” yapýp, genetiði bozulmuþ tohumlardan da bu mýsýrlarý TÜRETÝRSEN, bunlarý tüketen nesiller “çok ciddi hastalýklara yakalandýðý” gibi, zamanla genetik yapýlarý dahi bozularak “türemiþ yeni insanlara” dönüþmeye baþlarlar! Çakma “þekerle” zehirlediðini, saðlýksýz ürünlerle “dengesini” bozduðunu tedavi etmek için ortaya FDA onaylý “ilaçlar” çýkar ve insanlýk “iki kutup arasýnda” tüketim-ilaç kullanýmý döngüsü içinde bu kartellerin “kölesi” yani YENÝ BÝYOLOJÝK DÜZENÝN “bir çalýþaný-parçasý” haline gelir!

Son söz: Dünya vatandaþlarý olarak hepimiz “yeni küresel biyolojik düzenin” köleleri olma riski altýnda ilerliyoruz. Bu düzen, Türkiye gibi “direnen” ve Devletin bilinçli olduðu ülkelerde istediklerini almakta zorlanýyor ve bizler diðer ülke vatandaþlarýna göre daha þanslýyýz... Bu kavramlarý, özellikle “bu düzen ve direnenler” detayýný lütfen unutmayýn, detaylarý ile sorgulamaya devam edeceðiz... Katkýlarýnýzý özellikle kendi hayatýnýzdan da örnekleri inceleyerek lütfen paylaþýn...