Böyle günlerde güncel ekonomiyi yorumlamanýn pek imkaný yoktur; çünkü önünüze gelen rakamlar gerçeði yansýtmaz. Bu hafta dolar fiyatýndan faize kadar bütün gerçekleþen fiyatlamalar bize orta vadeyi bile anlatmýyor. Ama þimdi herkes hemen yarýn, dolar ne olacak diye merak ediyor.
Piyasa profesyonellerinden çok hepimizin ‘dolar ne olacak’ sorusuna odaklanmamýzýn altýnda, Türkiye’nin yaðmaya dayanan geçmiþi yatýyor. Bu halk, IMF’nin bu ülkede at koþturduðu dönemlerde, sabah kalkýðýnda üç kuruþ maaþýnýn buhar olduðunu, bankadaki kötü gün mevduatýnýn, IMF emriyle yapýlan devalüasyonlar sayesinde, eriyip gittiðini görerek ömrünü tamamladý… Ama her IMF anlaþmasý sonrasý gelen devalüasyonlarla finans oligarþisi, stokçu ticaret sermayesi palazlandý. Türkiye, 1947 yýlýnda IMF ile tanýþtý; yani IMF ile tek parti diktatörlüðü kardeþtir. IMF reçeteleri, ancak içe kapalý, siyaseten de demokrasinin geliþmediði ekonomilerde uygulanabilir…
Hemen yarýn ekonomi nasýl olur?
Þimdi Türkiye, yine o yýllarda olsa ve bana sorsanýz; ‘yarýndan itibaren ekonomi ne olacak’ diye bu soruya verilecek cevap pek iç açýcý olmaz. Ancak, tam þimdi Türkiye, dýþa açýk, küresel rekabet koþullarýnda yeni bir sermaye yapýsýný ortaya çýkarmýþ, dinamik bir ekonomik alt yapýya sahip… Türkiye ekonomisi hakkýnda eleþtiriniz ne olursa olsun, bu temel gerçeði atlayarak söze baþlayamazsýnýz. Böyle olunca yarýndan itibaren ‘iþler nasýl olacak’ sorusuna benim vereceðim cevap þu; Türkiye, seçilmiþ iktidara hatta devletin yeni yapýlanmasýna ve yönelimine karþý yürütülen bu saldýrýyý bertaraf ettiði oranda, baþta döviz olmak üzere, ekonomik göstergeler normale dönecek ve Türkiye’ye 2014 yýlýnda, beklenenden daha fazla sermaye akýþý olacaktýr. O zaman siyasi iktidar ve devlet, kararlýlýlýkla operasyoncularýn üzerine giderse, ekonomi de hemen pazartesi sabahýndan baþlamak üzere düzelir.
Bakýn çok açýk söylüyorum; hepimizin cebi, yakýn geleceði, iþi, Türkiye’ye karþý bu savaþý açanlarýn bertaraf edilmesine baðlýdýr. Artýk burada uzlaþma olmaz, uzlaþma olursa piyasa fiyatlamalarýndaki bu anomali devam eder. Çünkü artýk uzlaþma, kýsa vadede piyasa ve uzun vadede ekonomi için belirsizlik demektir. Hükümet, bu yapýyý devlet içinde barýndýrmaya devam ederse, iddia ediyorum ki, Türkiye’ye yapýlacak bütün dýþ yatýrýmlar hatta Türkiye’deki sermaye sahiplerinin tevzi-iyileþtirme- yatarýmlarý bile býçak gibi kesilir. Ýþte yatýrýmlarýn býçak gibi kesilmemesi için, hepimizin iþi- aþý için, bütün sonuçlar göz önüne alanarak, bu savaþý Türkiye’ye karþý açanlarýn tasfiyesi gerekir. Ben hukukçu deðilim, bu nasýl olur bilemem ama bir iktisatçý olarak söylüyorum bunu…
Bakýn, ayný durum, yeni Anayasa konusunda söz konusudur; bir toplum eðer taze, yeni bir baþlangýç istiyorsa yeni Anayasa yapar. Yeni Anayasa da eski yapýyla, artýklarla uzlaþarak yapýlmaz, bunlar tasfiye edilerek yapýlýr. Ýþte bu Meclis, eskiyle, eskinin artýklarý ile uzlaþmaya kalktýðý için Anayasayý yapamadý.
Bundan dolayý tekrar ediyorum; yarýndan itibaren ekonomi, dolar ne olur diye iktisatçýlara hiç sormayýn, bunu siyasi iktidara þöyle soralým; ‘ siz bu eski Türkiye artýklarýný devletin içinden temizleyecek misiz; cevap evet olursa, þuna inanin ki, iddia ediyorum ki, dolarda biz 2014 ortasýnda,Erdem Baþçý’nýn söylediði gibi, 2 liranýn altýnda oluruz. Faizlerde, iþsizlikte tek hanede olur…
Dýþ güçler mi içerisi mi?
Tam burada iki önemli baþlýða da deðinmek istiyorum; birincisi gelen bir eleþtiri ile ilgili; bu operasyonu- operasyon diyorum ama artýk bu operasyon deðil bir savaþtýr; bunu da aþaðýda anlatacaðým- hep ‘dýþ güçlere’ baðlýyorsunuz, bu ‘komplo teorisi…’
Hayýr, bu olan biten ilkönce iç kaynaklýdýr; birincisi, eski geleneksel sermaye yapýsýnýn yeni gelmekte olaný tasfiye harekatýdýr. Ýkincisi, yine buna baðlý olarak, bu sermayeye baðlý devlet-yargý- oligarþisinin yeni devlete direnmesi ve onu, siyasi iktidarý düþürerek tasfiye etmek istemesidir.
O zaman bir 12 Eylül ezberinden (yanlýþýndan) baþlayalým. En ‘baba’ iktisadi 12 Eylül kandýrmacýlarýndan birisi, 1980’in hemen baþýnda Türkiye’nin ‘liberal’ ekonomi-politikalarýna geçtiði ve 12 Eylül’ün bu politikalarýnýn sonucu olduðudur. Hayýr, bu büyük bir yanlýþtýr. Tabii ki kasýtlý yapýlan ve yayýlan bir yanlýþtýr . 12 Eylül askeri faþist rejimi, tam aksine, 27 Mayýs 1960 darbesiyle baþladýðý sembolize edilen, ‘yerli’ tekelci sermayeyi palazlandýrma politikalarýnýn sonucudur. Yani, teknik-iktisadi- adýyla söylersek, otarþik Ýthal Ýkameci Politikalarýn zorunlu siyasi sonucudur 12 Eylül faþizmi… Bu yapý, hala hem ekonomik hem de siyasi ve hukuki olarak tam baðrýmýzda duruyor. Ama bu süreç, 1924 Anayasasý’na da dayanýr…Yine bu süreç, tek parti diktatörlüðünü ve askeri vesayet dönemlerinde, bugün devletin içinde odaklanan çeteleri üretmiþtir. Bu yapýlar, ayný zamanda, küresel krizin en dibinde olan küresel askeri-sanayi yapýlarýn ve bunlarýn kirli finansýnýn da aparatýdýr. Bakýn, görünürdeki ideojileri ne olursa olsun-seküler ya da dini kaynaklý ne olursa olsun- tam da böyledir.
12 Eylül kurumlarýna sahip çýkýyorlar…
Dikkat ederseniz, bu yapýnýn özenle sahip çýktýðý ve deþifre olmuþ-Ergenekon denen- kadrolarý tasfiye ettiði bütün kurumlar, 12 Eylül kurumlarýdýr. HSYK, YÖK, Özel Yetkili Mahkemeler… Bütün bunlardan, deþifre olmuþ Ergenekon yapýsý tasfiye ediliyor ama kurumlar ve iþlevleri ayný kalýyor. Peki yerine kim geçiyor; içeride geleneksel, yerli tekelci sermayeyle uzlaþmýþ, dýþarý da küresel neocon çetelerinin aparatý olan yapýlar… Ýþte bu yapý, þu an Türkiye Cumhuriyeti devletine ve seçilmiþ iktidara savaþ açmýþtýr. Bakýn bu konvansiyonel bir savaþ deðildir ama onun kadar etkili ve sonuç alýcýdýr.
Postkonvansiyonel savaþ…
Bu, postkonvansiyonel bir savaþtýr. Ve 21. Yüzyýlýn bu dönemine özgü yeni bir saldýrý biçimidir. Ellerindeki medya, finans, devlet içi bürokrasi ve iletiþim teknolojileri odaklý çok yönlü bir saldýrýdýr ve týpký konvansiyonel savaþtaki gibi, ülkenin bütün can damarlarý hedeftir. Siyasi ve hukuki yapý, ulaþtýrma, enerji, finans, yeni yatýrým alanlarý, dýþ politika ve kalkýnma stratejisi, demokratikleþme süreci toptan hedeftir.
Yapýlmasý gerekeni yukarýda yazdým, bu bir savaþtýr ve savaþýn da kurallarý bellidir.